Bakanlıklar içerisinde sadece Milli Eğitim Bakanlığındaki müfettişlere yukarıdaki görevlere ilave olarak çalışanlara, ilgili kurum ve kuruluşlara rehberlik yapma ve onları yetiştirme görevi verilmiştir.
Müfettişlerin; Adalet Bakanlığında, hakim ve savcılara; İçişleri bakanlığında, mülki idare çalışanlarına; Milli Savunma Bakanlığında, erbaşlara; Sağlık Bakanlığında doktorlara ve sağlık çalışanlarına rehberlik etme görevi yoktur.
Bir istisna olarak maarif müfettişlerine verilen bu görev Milli Eğitim Bakanlığının “eğitim-öğretim” gibi ülkemizin geleceğini etkileyecek önemli bir hizmeti yürütmesinden kaynaklanmaktadır.
Bu önemli hizmeti yürüten personelin sadece teftiş edilmesiyle kalınmayıp meslek içinde yetiştirilmeye çalışılması elzemdir.
Maarif Müfettişlerinin rehberlik görevlerinin, bakanlık personeline, bakanlık okul ve kurumlarına, özel öğretim kurumlarına ve gerçek ve tüzel kişilere, bakanlığın görev alanına giren konularda faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile gönüllü kuruluşlara rehberlik yapmayı içerecek kadar son derece geniş bir alanı kapsadığı görülmektedir.
1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile MEB teşkilatı yeniden düzenlenmiş, Kararnamenin 320. maddesinde MEB Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın görevleri arasında (a) ve (b) bentlerinde rehberlik görevine yer verilmiştir. Bu bentler aşağıdaki şekildedir:
MADDE 320 – (1) Teftiş Kurulu Başkanlığı, Bakanın emri veya onayı üzerine aşağıdaki görevleri yapar:
a) Bakanlığın görev alanına giren konularda Bakanlık personeline, Bakanlık okul ve kurumlarına, özel öğretim kurumlarına ve gerçek ve tüzel kişilere rehberlik etmek,
b) Bakanlığın görev alanına giren konularda faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile gönüllü kuruluşlara, faaliyetlerinde yol gösterecek plan ve programlar oluşturmak ve rehberlik etmek” Ancak Bakanlık müfettişlerinin sayısal olarak çok yetersiz olması ve ancak inceleme soruşturma görevlerini yürütebilmeleri nedeniyle bu güne kadar kurumsal rehberlik çalışmasına hiç yer verilmemiştir.
Bakanlık maarif müfettişlerince kurumsal rehberlik hizmetinin yürütülememesinde sebeplerden birisi ise merkez teşkilatındaki müfettişlere bakış açıdır. Bu güne kadar Bakanlık üst düzey yöneticilerinin müfettişleri aslen soruşturmacı olarak görmesi, rehberlik ve denetim rollerini ikinci plana itmiştir. Bu bakış açısı rehberliği yok etmiş, teftişi ise etkisizleştirmiştir.
Rehberlik çalışmasındaki mevcut durum ve 2023 vizyonu incelendiğinde; MEB 2023 Vizyon Belgesinde teftişin inceleme, araştırma, soruşturma ve kurumsal rehberlik olarak iki uzmanlık alanına ayrılacağı, kurumsal rehberlik hizmetlerinin ise okul gelişim modeline yönelik olarak yapılandırılacağı ve okul geliştirme amaçlı boyutunun öne çıkarılacağına yer verilmiştir (2023 Eğitim Vizyonu, 49).
MEB vizyon belgesi gereği müfettişleri araştırma, inceleme, soruşturma ve kurumsal rehberlik müfettişleri olarak iki uzmanlık alanına ayırıyor. Bu seçimin özenle yapılması gerekir.
Kurumsal rehberlik yapacak maarif müfettişler, öğretmenlere yönelik; öğretim programlarının tanıtımı ve uygulanması, planlama, etkili öğretim yöntemleri, eğitim materyalleri, ölçme değerlendirme, sınıf yönetimi, güdüleme, çocuk gelişimi, özel eğitim, veli ile iletişim, sosyal faaliyetler vb. birçok konuda; okul ve kurum yöneticilerine ise; okul yönetimi, bilimsel yönetim, örgüt iklimi, çalışanların güdülenmesi, ödüllendirme, STK, çevre ve velilerle olumlu ilişkiler kurma, sosyal etkinlikler, kurumsal hedefler belirleme ve stratejik planının hazırlanması, eğitim etkinliklerinin izlenmesi ve değerlendirilmesi, performans değerlendirmesi gibi birçok konuda rehberlik yapmalı, okullardaki gelişimi izlemelidirler.
Bu güne kadar yapılan birçok bilimsel araştırmada, müfettişlerin öğretmenlere yaptığı teftiş ve rehberlik konusunda yeterli düzeyde memnuniyet olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır.
Bu durum, rehberlik görevi üstlenecek maarif müfettişlerinin özenle seçilmesini gerekli kılmaktadır.
Rehberliğin faydalı olmayacağına inanan bir kitleye yönelik, rehberlik çalışmalarını en etkin şekilde yürüten müfettişler daha önceki çalışmaları eğitim camiası tarafından bilinen eğitime, öğretmene, yöneticiye, kuruma katkıları duyulmuş, kısaca eğitim camiası tarafından kabul görmüş müfettişlerdir.
Bu müfettişler rehberlik çalışmasına başladıklarında ilgili kişiler tarafından hemen kabul görmekte ve rehberlik çalışmaları etkili ve verimli şekilde yürütülmektedir.
Kurumsal rehberlik müfettişlerinin, alan bilgisi ve öğretmenlik yeterlikleri üst düzeyde, zeki, analiz ve sentez yapabilen, düşüncelerini karşı tarafa iyi aktarabilen, amaçlara ulaşmada sebatkar, olgun, güzel konuşan, kolay iletişim kuran, ileriyi görebilen, öz-güven sahibi, ikna gücü yüksek, vizyoner, yüksek moralli, sorunlara çözüm üreten, çalışanları etkileme gücüne sahip, teknolojiyi iyi kullanan, gelişmeye açık müfettişlerden seçilmesi çok önemlidir.
Bir öğretmen kendisiyle aynı eğitime sahip bir müfettişin kendisine rehberlik yapacağına inanmaması doğaldır. Bu nedenle müfettişlerin öğretmenlere göre özel bir eğitim almış olmaları kabul alanını genişletecektir.
Türkiye’deki tek müfettişlik okulu olan Eğitim Yönetimi ve Denetimi bölümlerini bitiren veya lisansüstü eğitim alan müfettişlerin seçimi faydalı olacaktır.
2023 Eğitim Vizyonunda denetim sisteminden beklenen “rehberlik” işlevinin yerine getirebilmesi için sistemin doğru kurgulanmasının yanı sıra sistemi yönetenlerin de müfettişe ve teftiş sisteminin misyonuna ilişkin doğru bir bakış açısına sahip olması gereklidir.
Bakanlıktaki müfettiş sayısı artırılarak en güzel sistem kurulsa bile, Bakanlık üst düzey yetkilileri ve Teftiş Kurulu Başkanlığınca “rehberlik” işi müfettişlerin asli görevi olarak görülmediği sürece sistem etkisiz kalacaktır.
Doğan CEYLAN
Yönetim Bilimi Uzmanı