Et ve Süt Üretici Birlikleri Sorunları Dile Getirilmeli

Ziraat Mühendisi ve Zooteknist olan Yasin Erdem'in Et ve Süt Üretici Birlikleri Sorunları Dile Getirmeli başlıklı makalesi şöyle:

Et ve Süt Üretici Birlikleri Sorunları Dile Getirilmeli

Hayvancılıkla ilgili gelişmeleri izlerken görüştüğüm yetiştiriciler, durumlarının git gide kötüye gittiğini, dana yerine damızlık sığırların kesildiğinden bahsettiler. 

Bunun ciddi boyutlarda olduğunu, artık küçük aile işletmelerinin yanında, büyük işletmelerin de bu furyaya katıldıklarından bahsedip, birkaç firma ismi verdiler.

Kesim yapan firmaların ağırlıkla, kesim fiyatının ucuz olduğu, Damızlık İnekleri tercih ettikleri aşikardır. Peki bu çılgınlığa ne zaman dur denecek? Ülkemizdeki damızlık sığır varyetesinin düşürülüp, ithalat için bir çalışmamı var, diyesim geliyor. 

Her 5 yıl da tekrarlanan bu facia niçin engellenmez? İlla ülkemiz belirli bir periyotta ithalat mı yapmalı? Bu durumun Gayri Safi Millî Hasıla üzerinde olumsuz etkisi olduğu açıktır.

Tabi bu gelişmeler de göz ardı edilmemesi gereken bir curuh daha var ki, onlar neye, kime hizmet eder bilinmez. 

Bunlar çiftçi ve hayvancılar için kurulmuş birlikler, kooperatifler.

Bu süreçte sesleri neden çıkmaz bilinmez. Özellikle hayvancılık üzerinden kurulan birlikler bu dönemde daha aktif olmaları gerekirken sessiz kalmaları akla ziyan gelmektedir. 

Süt  üreticilerinin ve et üreticilerinin kurdukları bu birlikler ne zaman fikir beyan edip içinden çıktıkları insanların sorunlarına faydalı olacaklar, önümüzdeki süreçte göreceğiz. 

Türkiye'de yanlış olan, kurulan STK’ların siyasallaşması sorunudur ki, STK yönetimine gelen insanların kendi çıkarlarına çalışmasını tetiklemektedir. Oysa ki STK’ların kuruluş amacı; kuruldukları konu üzerinde fikir beyan edip sıkıntıların dile getirilmesi hususunda olması gerekmektedir.

Görünen odur ki, çiftçi ve hayvancının kendinden başka dostu olmadığıdır. 

Sahaya inilip, öncelikle çiftçi ve büyük baş yetiştiricisi rahatlatılmalı, sorunları dinlenilmeli, acil önlem planlaması yapılıp müdahale edilmelidir. 

Bu sürece yabancı kalmak, masa başında konuşmak, çok tehlikeli noktalara götürür ki bu da ülkemiz hayvancılığını olumsuz etkiler. 

Öncelik hedeflerin başında; anaç sığırlarının kesimi durdurulmalıdır. Anaç varyetesi korunmalı, ilerleyen süreçte işletmelere destek planlamaları yapılmalıdır. 

Özellikle yem konusunda destek ve işletmelere can suyu verilmelidir. Bu planlama bir bölgeye değil, hayvancılıkla iştigal eden her kesime verilmelidir. 

Özellikle küçük aile işletmeleri korunmalı, müdahaleye oradan başlanılmalıdır.

Bu süreçte en önemli görev, süt yetiştiricilerinin ve et yetiştiricilerinin kurmuş oldukları birliklere düşmektedir. 

Üyelerinin seslerini daha iyi dinlemeli, ülkedeki tabloyu ilgili makamlara anlatmalı, sorunlar için çözümler üretmelidir. 

Bu kuruluşlar siyasallaşmadan, asıl görevi olan üreticinin sorunlarını dile getirmeli, sorunların çözümünde ilgili kuruluşlarla paydaş olarak çalışmalıdır. 

Sorunların çözümünde sahaya inilmeli, küçük aile işletmelerinden başlayarak, büyük işletmelere kadar tüm sorunlar gözden geçirilerek sorun açık ve net bir şekilde ilgili makama anlatılmalıdır.
 
Bu sorun şuanda ülke geneline yayılmış olsa da, devlet olarak üstesinden gelinebilecek düzeydedir. Önemli olan sorunun iyi anlatılması ve kavranmasından geçmektedir. 

Bu noktada süt üreticilerinin ve et üreticilerinin kurmuş oldukları birliklerin açık ve yalın şekilde sorunları dile getirmesi ve yetiştiricinin ne istediğini anlatması noktasında doğru bir yaklaşım olduğuna inanıyorum. 

Bu sıkıntılı dönemde öncelikle anaç sığırların kesiminin durdurulması, yem fiyatlarının kontrol altına alınması ve işletmeleri rahatlatıcı projeler yapılması gerektiğini düşünmekteyim.

Sorunlar zamanın da müdahale edilirse problemsiz çözüme ulaşır.

Yasin Erdem

Ziraat Mühendisi, Zooteknist

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER