LİBYA'YA EMPERYALİST MÜDAHALEYE HAYIR!

Libya emperyalist bir çetenin saldırısına uğradı. Fransa, İngiltere, ABD’nin öncülüğünde yürütülen saldırının ana hedefi, bölge halklarının yürüttüğü haklı direnişe sahip çıkmak değildir bu herkesin bildiği bir gerçektir.

LİBYA'YA EMPERYALİST MÜDAHALEYE HAYIR!

İnsani yardım amaçlı yapıldığı söylenen operasyonlar emperyalist güçlerin dünyaya hükmetme arzularının, ekonomik ve siyasi hegemonya ve çıkarlarının bir uzantısı olarak gerçekleşmektedir. Irak ve Afganistan örneklerinde olduğu gibi demokrasi ve insan hakları taşıyıcısı olduğunu savunan ABD ve AB ülkeleri, girdikleri her yere savaş ve gözyaşı taşımışlar, eskisinden hiç de az olmayan siyasi kargaşa, ekonomik sömürü ve bağımlılık üreten anlaşmalar, işbirlikçi antidemokratik yapılar yaratmışlardır.

Silah sanayiinin lobilerinin yönetimler üzerinde doğrudan etkili ve belirleyici olduğu artık gün gibi açık olan bu emperyalist ülkelerde savaş gerekçeleri her zaman kolayca üretilmekte, bir biçimde süreç içinden çıkılmaz ve onbinlerce insanın öldüğü ve yaralandığı, milyarlarca dolar/euro'luk silah harcamalarının yapıldığı büyük bir yıkıma dönüştürülmektedir. En temelde müdahale edilecek yerler ise stratejik ve enerji vb. kaynakları bakımından zengin ülkeler ve bölgeler tercih edilmektedir.

Emperyalizm eskiden hammadde transferi için ve yeni pazarlar hedefiyle yaptığı işgalleri, şimdi görece bağımsız ülkelerde ucuz emek sömürüsü ve taşeron bir sistem üretme hedefiyle gerçekleştirmekte, sermayenin yayılması önündeki engellerin kaldırılmasına çalışmaktadır. Sermayenin sınırsız yayılmasının önündeki en önemli engel kapalı toplumlar olarak görülmektedir. Öte yandan bu toplumlar aynı zamanda bilişim, elektronik, otomotiv, finans gibi birçok alanda bakir bir Pazar olan özelliği taşırken, bu ülkelerdeki ucuz emek ve yüksek işsizlik de buraları sermaye cennetine çevirmektedir.

Diktatörlükleri deviren kendi dinamikleri olmalıdır

Kaddafi, Amerikan egemenliğine son vermenin, işbirlikçi kralı devirmenin, üslere el koymanın, petrolü millileştirmenin bedelini daha önce Amerikan hava saldırısı; ABD, AB ve BM ambargosuyla ödemişti, bugünse kralcı ve İslamcı aşiret isyanıyla, ambargoyla ve işgal tehdidiyle ödüyor. Emperyalizm, kışkırttığı gerici isyan ve yürüttüğü psikolojik savaşla sonuca ulaşamazsa, iç savaş ve işgal yoluyla oluk oluk kan dökmeye hazırlanıyor.

Doğu Bloku’nun yıkılması sürecinde, 1989-1991 yılları arasında gerçekleştirilen propaganda kalıpları, 2003 yılında Irak işgali öncesinde yürütülen psikolojik savaşlar tekrar yürürlüğe konulmuştur. Evet, Libya’da halkın bir bölümünün başlattığı bir hareket, buna karşı bir devlet saldırısı gerçektir. Ancak bu sürecin tek başına ve emperyalist güçlerden bağımsız gerçekleştiğini söylemek safdilliktir. Bu sürecin nasıl yürüdüğünü tüm dünya görmektedir. Halkın özgürlük talepleri batının işgal arzuları için fırsat oluşturmakta, kalıcı ve köklü iç savaş körüklenmektedir.

Şimdi ne olacak? Diktatörün zulmünden sözde kurtarılan ve demokratik bir yapıya kavuşturulan bu ülkelerde iç savaş devam edecek ve tıpkı Irak'ta ve Afganistan'da ve dünyanın başka ülkelerinde olduğu gibi emperyalist ülkelerin oluşturduğu ittifak ve işbirlikçilerinin zulmü başlayacak.

Biz diyoruz ki; Uluslararası bir barış komisyonu kurulsun, derhal silahlar susturulsun, emperyalist koalisyon güçleri çetesi Libya’ya müdahaleden vazgeçsin.

Libya hakkında kararı Libya halkı verecektir. Bu koşulların tesisi için gerekirse sayıları yüzlerce, binlerce olabilecek, çeşitli insan hakları örgütlerinden, sanatçı, aydın ve yazarlardan oluşan barış elçileri bölgeye gönderilsin ve savaşsız, diplomatik bir çözümün olanakları yaratılsın.

İSTANBUL MESLEK ODALARI KOORDİNASYONU




Güncelleme Tarihi: 24 Mart 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER