31 Aralık 2010 tarih ve 27802 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2010/1169 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar” hakkında değişiklik yapılmıştır. Anılan geçici 10. maddesi “Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, toplam sayısı 20’yi geçmemek kaydıyla ek 2 hükümlerine bağlı olmaksızın 2011 yılı sonuna kadar, Yüksek Öğretim Kurulunca belirlenecek esaslara göre sözleşmeli personel alabilir.” Denilmektedir. Tamamen idare kariyer ve liyakat gözetilmeksizin istediğin kişileri istediğin kadroya atama hakkının verildiği bakanlar kurulu kararının iptali için Danıştay nezdinde dava açılmıştır.
Yüksek Öğretim Kurulunca alım esaslarının belirlenecek olması objektif bir uygulama olmayıp, idarenin sınırsız bir yetkiye sahip olduğu anlamına gelmektedir. Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların sınav şartını düzenleyen ek 2. maddesinin dahi 2011 yılı sonuna kadar YÖK tarafından uygulaması kaldırılmaktadır. Bu karar ile sınav şartı ortadan kaldırılarak sözleşmeli personel alımında Yüksek Öğretim Kuruluna bu konuda sınırsız bir takdir yetkisi verilmektedir.
Nitekim; YÖK bu madde uyarınca istediği kadrolara istediği kişileri atayabilmek için işlemlere başlamıştır. Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı Sözleşmeli Personel Alımı İlanı yapılmıştır. Yapılan ilanda sınav hizmetleri uzmanlığı için 16 kadro açılmış ve bu kadrolara başvuruların alınacağını ve bu kadrolardan 13 tanesine KPSS, KPDS ve ÜDS sınav türlerindeki puanlara göre alım yapılacağı, 3 kadro için ise sınav şartının aranmayacağı ilan edilmiştir.
Yapılan bu hakkaniyetsiz ilanlar hakkında da Yüksek Öğretim Kuruluna yazılı başvuruda bulunulmuştur. 21/03/2011 tarih ve 001059 sayılı yazı ile sendikamıza cevap verilmiştir. Gelen cevap yazısında yapılan işlemlerin Bakanlar Kurulu kararına uygun olduğundan söz edilerek ilan edilen kadroların belirlenen usul ve esaslara uygun olduğundan söz edilmiştir.
2011 yılının sonuna kadar yasal hiçbir kritere bakılmadan tamamen Yüksek Öğretim Kurulunun belirleyeceği esaslara göre alım yapılacak, 2011 yılı bittiğinde ise belirli yasal kriterlere göre işlem tesis edilecektir. Hangi makul gerekçe ile yaklaşık 10 aylık bir süre için bu serbestlik getirilmiştir anlamak mümkün değildir. İdareye belirli konularda takdir yetkisinin getirilmesi idarenin işleyişi açısından gerekli olmakla birlikte bunun her türlü suistimale açık bir hüküm ile yapılması adam kayırmacılığın hat safhaya ulaştığı günümüzde endişe vericidir. Türk Eğitim Sen olarak bu kararının neye hizmet ettiğinin ortaya çıkması adına tüm girişimlerde bulunulmuş ve bundan sonrada bulunulacaktır. Tüm kamuoyuna duyurulur.