YENİ YILDA MEMURLARIN KAYBEDECEĞİ HAKLAR...

Türk Büro-sen Genel Başkanı Fahrettin YOKUŞ, iş güvencemize dokundutmayız dedi.İşte açıklaması;

YENİ YILDA MEMURLARIN KAYBEDECEĞİ HAKLAR...

 


]

Türkiye’de bir kamu personel reformuna ihtiyaç vardır. Bu reformun hükümet ve sosyal tarafların bir araya gelerek, dialog ve uzlaşma ile, her kesimin memnun kalacağı ve kabulleneceği bir düzenleme olması gerektiğini öteden beri vurguluyoruz. Ne yazık ki; hükümet, bu konuda sendikaları ve sivil toplum örgütlerini dikkate almama tutum ve davranışını sürdürmektedir.

İş Güvencemize Dokundurtmayız

Ülkemizde, işçiler yıllardan beri iş güvencelerine kavuşmak için mücadele ederken, iş güvencelerinin ellerinden alınmasına 2.6 milyon memur asla müsaade etmeyecektir. Son zamanlarda başta Çalışma Bakanı olmak üzere bazı Bakanların memurların iş güvencesinin kaldırılmasına yönelik açıklamalarına “yetersiz ve suç işleyen.” memurların işine son verilmemesini gerekçe olarak göstermektedirler. Oysa, yürürlükteki 657 sayılı DMK 125. Maddesi hangi fiilleri işleyenlere hangi cezaların verileceğini düzenlemiştir. Hangi durumlarda devlet memurluğuna son verileceği bellidir. O zaman yetersiz ve suç işleyen memurların işine son veremiyoruz demek, asılsız bir iddiadır.

Her yıl disiplin suçu işleyen yüzlerce memur işten atılmaktadır. Buna rağmen, memurun iş güvencesi ellerinden alınarak; kaderi siyasilerin ve bürokratların iki dudağı arasında bırakılmak istenmektedir. Böylece memur siyasetçi ve bürokratlara oyuncağı haline gecelektir. Şahsiyeti ayaklar altına alınacaktır. İşten atılma korkusuyla amirlerinin her dediğini yapacak duruma getirilecektir. Bu süreçte; tabir-i caizse “astığım astık, kestiğim kestik”, “istediğimi devlet memuru olarak alırım, istediğimi de işten atarım” dönemi başlatılmış olacaktır.
Hükümetlerle gelip, hükümetlerle giden memur anlayışı, hem devletin varlığı prensibine ve hem de devlet hizmetlerinin devamlılığı esasına aykırıdır. Memur devletin memurudur, Türkiye Cumhuriyeti Devletine adına millete hizmet eder. “Hükümetin memuru” anlayışını asla kabul etmiyoruz.


SGK Açığının Nedeni Çalışanlar ve Emekliler Değildir

Devlet memuriyetine giren bireyler, kaç yıl çalışacağını ve kaç yaşında emekli olacağını bilirler. Hükümetler zaman zaman sosyal güvenlik açıklarını kapatma adına emeklilik yaşını yeniden düzenlerler. Bilindiği gibi, 1999 yılına kadar erkeklerde 25 yıl, kadınlarda 20 yıl olan zorunlu çalışma süreleri, bu yıldan sonra yapılan düzenleme ile kademeli olarak 58-60 yaş bandına çıkartılmıştır.Bu da yeterli görülmeyerek 2008 yılında Sosyal Güvenlik reformu adı altında yapılan kanuni düzenleme ile bu tarihten sonra emeklilik yaşı 65’e yükseltilmiştir. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarına göre; “emeklilik sistemini mevcut haliyle yürütmek mümkün değildir. Sosyal Güvenlik açıkları artarak devam etmektedir. Bu nedenle çalışma ve emeklilik yaşı tekrar yükseltilmelidir.” Çalışma Bakanı ise “bu konuda son kararı Başbakanın vereceğini ve çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etmiştir”. Bu nasıl bir anlayıştır ki; hükümet beceriksiz yönetim anlayışının faturasını çalışanlara ödetmek istiyor.

2013 Yılı Bütçesinde de Çalışanın Adı Yok

Memura 2013 yılında öngörülen tahmini enflasyon oranı kadar zam yapılacaktır. Bu oran, % 3+3 şeklinde öngörülmektedir. Hükümetin enflasyonu ile; dar ve sabit gelirlilerin enflasyonu arasında derin uçurumlar bulunmaktadır. Yeni yılda, vergi oranlarında yapılacak artışlar, memurlara yapılan zam miktarından daha yüksek olacak, memurun eline koca bir sıfırdan başka bir artış geçmeyecektir.
Memura büyümeden pay verilmesine, bu yıl da hükümet yetkilileri tarafından karşı çıkılmıştır. Refah payı memura neden verilmez? Bu ülkenin kalkınmasında, büyümesinde memurun katkısı yokmudur? Kamu çalışanları için büyümeden pay verilmesi talebimize, hükümet yetkilileri “memurların büyümeye ne katkısı var?” diyerek, memura şaşı bakışlarını ortaya koymaktadırlar.

Kamu çalışanların 2013 yılında yaşayacağı diğer bir mali kayıp da fazla mesailerden kaynaklanacaktır. Bilindiği üzere, 1 Ocak 2013 gününden itibaren, yübinlerce memurun çalışarak elde ettiği fazla çalışma ücretlerinin büyük bir bölümü kaldırılacaktır. Zaten oldukça zor şartlarda geçim mücadelesi veren memurlara, fazla mesailerinin kaldırılmasıyla bir darbe daha vurulacaktır.

2013 yılı bütçesi tam manasıyla bir “savunma bütçesi” olarak düzenlenmiştir. Bütçede, savunma, emniyet ve istihbarata ayrılan miktarda büyük bir artış görülürken, yatırımlara ise gerektiği oranda pay ayrılmamıştır. Bu yıl açıklarının en önemli nedeni güvenlk harcamalarındaki yüksek artışlardır. Görülen o ki hükümet; 2013 yılında da Suriye’deki muhaliflere silah yardımını sürdürecek, bedelini de halkımıza ödetmeye devam edecektir.

Dar ve sabit gelirlilerin adının geçmediği bütçede, yaklaşan yerel seçimler öncesinde sosyal yardımlaşmaya büyük oranda pay ayrılması “seçim yatırımı” olarak değerlendirilmektedir.

Bütçe açığında ki sapmanın 8 ayda 8.5 milyar TL’ye yükselmesinde Suriye’deki muhaliflere silah yardımı dışında önemli bir etkende Başbakan’ın inisiyatifindeki örtülü ödenek harcamalarındaki yüksek artışlardır. Bilindiği gibi bu harcamalar, Meclis’in denetimine tabi değildir.

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi; görülen o ki, akaryakıt başta olmak üzere doğalgaz ve elektiriğe yapılan yüksek zamların yanında; fazla mesailerin kaldırıldığı, emeklilik yaşının yükseltildiği, iş güvencesinin yok edilmeye çalışıldığı kara bir kış memurları beklemektedir. 2013 yılı kamu çalışanları için çok zor geçecektir. Böyle bir anlayışın karşısında tüm kamu çalışanları haklarını aramaya ve mücadeleye davet ediyoruz.

Güncelleme Tarihi: 24 Ekim 2012, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
örs
örs - 12 yıl Önce

El uzattıkları her yeri bozdular artık bu sistemi de mahvedecekler!Allah çalışana yardım etsin zira bunlar hep boş gezenden yana

SIRADAKİ HABER