YENİ NESİL EĞİTİM SENDİKASI !

Eğitimciler Yeni Bir Sendika Daha Kurdular

YENİ NESİL EĞİTİM SENDİKASI !
   Sosyo-ekonomik olarak ele alındığında insanoğlu tarih boyu Tarım Çağı, Sanayi Çağı ve Bilgi Çağı olmak üzere üç köklü değişim ve dönüşüm geçirmiştir. Tarım çağında kas gücüne dayanan aletlerin, sanayi çağında ise buhar gücüyle çalışan makinelerin ön plana çıktığı görülmektedir. Üçüncü köklü değişime sahne olan 20. Yüzyıl'ın son çeyreğine bakıldığında ise, yarı iletken teknolojisinde yaşanan hızlı gelişmeler sonucu üretilen bilgisayarlar görülmektedir. Tarım toplumunda toprak, katma değer üreten ve sahiplenilen bir ekonomik araç iken, sanayi toplumunda kömür, petrol gibi enerji kaynaklarının denetim altına alınması, sistemli üretimin yollarını açmış ve bu aşamada sermaye ve emek ön plana çıkmıştır. Sanayi ötesi aşamada ise iletişim teknolojiklerinde yaşanan büyük gelişmeler, bilginin ve bilgi işçiliğinin değerini arttırmıştır. Çağımızda bilgi teknolojilerinden en üst düzeyde yararlanmak ve bunlar vasıtasıyla yeni bilgi üretimleri gerçekleştirmek adeta bir yarış halini almıştır. Yaşanan bu yarış ortamı bir çok alanda yeni paradigma dönüşümlerini de beraberinde getirmektedir.1
   Bilgi iletişim teknolojilerinin artan kullanımı sivil toplum örgütlerini de etkilemiştir. Sendikalar gibi disiplinler arası yapıya sahip geleneksel sivil toplum örgütleri için siber sendika, sanal sendika, e-sendika gibi yeni yapılanmalar gündeme gelmiştir. Özellikle son yıllarda internetin işyerlerine, evlere, okullara girerek kolay ulaşılabilir olması sendikaların yapısal değişimine bir ivme kazandırmıştır.
 
 
 
 
   Bilinen ilk çevrimiçi(online) sendikal hareket Boston ve Miami arasındaki hatları işleten Amerika Telgraf şirketinde çalışan yüzlerce işçinin bir saat süresince buluşarak Mors alfabesiyle düşüncelerini birbirlerine aktardıkları ve hatta kesin kararlar aldıkları olaydır.2  Belirli bir ölçüde mors alfabesini kullanan sendika hareketi, internetin sağladığı olanaklar düşünüldüğünde bir ilham kaynağı olarak değerlendirilmiştir. Sendikalar uzun bir aradan sonra iletişim teknolojisinin üyelerin haklarını korumak ve geliştirmek için gerekli olduğunun farkına varmışlardır.3   Bugün başta ABD olmak üzere birçok ülkede sendikal çalışmalarda çok etkili biçimde internet kullanılmaktadır.
 
 
   İnternet sendikalara üç fırsat alanı sunmaktadır. Birinci olarak, bilgi sağlama yoluyla üyelerini ve toplumu bilinçlendirerek gündem oluşturmak. İkinci olarak, üyeleriyle direkt ve kolay iletişim kurmak. Üçüncü olarak, çevrimiçi tartışma ortamları sayesinde üyelerle interaktif etkileşim sağlamak. Bunun yanında Sendikaların faaliyetlerinde internete dayalı hizmetleri geliştirerek yeni genç üyeleri kendilerine çekme çabaları sendikal yapı içinde demokratikleşmeyi beraberinde getirmiştir4
 
   Ülkemizde internet sendikacılığı üzerine yapılan araştırmalarda üyelerin eğitim düzeylerinin ve internete erişim oranlarının düşüklüğü önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.5  Eğitim düzeyleri ve teknolojiye yatkınlıkları dikkate alındığında işçilerin interneti kullanma oranları hala düşük seviyededir. Ancak buna nazaran beyaz yakalı işçilerin eğitim düzeyi ve internete erişim oranlarının daha yüksek olduğu bilinmektedir. Bu tespitler dikkate alındığında ülkemizde internet sendikacılığı yönünden en şanslı grubun memur sendikaları olduğu görülmektedir.
 
   Memur sendikaları içerisinde de üyelerinin eğitim düzeyi ve sayısal çoğunluğu dikkate alındığında internet sendikacılığının en işlevsel olarak yapılanacağı grup eğitim sendikalarıdır. Eğitim sendikaları; yükseköğrenim görmüş, alanında uzman ve topluma yön vermesi beklenen üyelerinden aldığı güçle dönüşüme önderlik etme konumundadır.
 
   Eğitim iş kolunda; temsili demokrasi ilkelerine göre işleyen, geleneksel ücret sendikacılığının ihtiyaçlara cevap veremediği görülmektedir. Bilgi toplumunda kuruluş için ideal model sıkı emir komuta zincirine bağlı askeri bir model değildir. İhtiyaç duyulan; her biri tek başına kulak zevki veremeyen ama hep birlikte sanatsal değeri yüksek eserler ortaya koyan orkestra tarzı birlikteliklerdir. Günümüzde değişen şartlara uyum sağlayacak, karar süreçlerine katılımı sağlayıcı, işbirliğini esas alan yeni bir sendikacılık anlayışına ihtiyaç duyulmaktadır.6
 
   Sendikanın en büyük değeri üyesidir. Sonuçta sendika gücünü üyelerinden almaktadır. Güçlü üye, güçlü sendika anlamına gelmektedir.7   Artık yönetici ve üye ayrımı olmayacak ve amaçlara ulaşma konusunda her ikisi de sorumluluk almak durumunda olacaktır. "Benim katkım ne olabilir?" sorusunu kendine soran ve kendini sendika faaliyetleri konusunda sorumlu hisseden üye profili temel ihtiyaçtır.
 
   Günümüz örgütlerinde yetki ve güç kavramlarından çok Sorumluluk ve Katkı kavramlarından bahsetmemiz gerekmektedir.8  Sendikanın amacı üyelerini sorumlu kılmak olmalıdır. Sendika yapısını koruma amaçlı; kişilere verilen yetkileri sınırlandırmaya çalışmak yerine, sendika yapısını geliştirmek amaçlı kişilere verilen sorumlulukları artırmayı amaç edinen bir sendika anlayışı benimsenmelidir. Örgütlenmede temel hedef; birilerini alternatifsiz ve ulaşılamaz yöneticiler yapmak değil, herkesi sorumlu birer üye yapmak olmalıdır.
 
   Üyeleri merkeze alan ve onları sendika yönetiminde aktif kılan "üye odaklı sendikacılık" yaklaşımı ancak doğrudan demokrasiyle hayat bulacaktır. Doğrudan demokrasiyi mümkün kılan tek araç ise bilgi toplumunun en çekici ve etkili argümanı olan internet teknolojileridir.
 
   Doğrudan demokrasinin çağımızda eşi olmayan bir örneğini sergileyen (320 bin nüfuslu) İzlanda örneği bize cesaret vermektedir. Sessiz bir devrim gerçekleştiren İzlanda halkı, anayasayı İnternet ortamında yazarak adeta kendi demokrasisini kendi inşa etmiştir. Oluşturulan büyük Crowdsourcing9  modeli sayesinde Facebook yorumlarıyla halkın büyük çoğunluğu anayasa yazım sürecine dâhil olmuşlardır. Ayrıca Twitter, Youtube ve Flicker gibi sosyal medya ortamları süreçte aktif olarak kullanılmıştır. Sonunda temsilciler(elitler) olmadan doğrudan doğruya halkın kendisinin oluşturduğu anayasa meclise sunulmuştur.10
 
   İnternet ortamının tüm imkânlarını kullanarak Crowdsourcing'in gücünden yararlanılması anayasa taslağına derinlik kazandırmıştır. Sürece dâhil olan yüzlerce kişinin ortaya çıkardığı detaylar metne farklı bir zenginlik kazandırmıştır. Böylece oluşturulan metin belirli bir zümrenin değil tüm halkın isteklerine cevap verir bir yapıya kavuşmuştur.
 
   İzlanda örneğinden ilham alan bir grup öğretmen, facebook ortamında ülkemizde eşine rastlanmayacak bir Crowdsourcing hareketi başlatmışlardır. Farklı illerde, değişik branşlarda farklı siyasal görüşlerde ama aynı amaç doğrultusunda birleşen öğretmenler kendilerine Yeni Nesil Sendika ismini verdiler.
 
   İnternet ortamında tanışan bu öğretmenler hiçbir kişiye ve ya zümreye bağlı kalmadan, fikirlerini özgürce birbirleriyle paylaşarak "Siyaset Üstü Sendikacılık" ideasında birleştiler. Bu doğrultuda internetin imkânlarından faydalanarak seslerini yurdun her köşesindeki eğitimcilere duyurmaya çalıştılar. Kendi logolarını kendileri çizdiler. Kendi tüzüklerini kendileri tartışarak yazdılar. Gün geçtikçe değerli katılımlarla büyüyerek Mayıs ayının sonunda kurumsal kimliğine kavuştular.
 
   İnternet ortamından destek alan doğrudan demokrasinin cezbedici gücü; Öğretmenlerin özlediği sendikayı oluşturma yolunda heyecan verici gelişmelerin birer birer yaşanmasını sağlıyor.
 
   Şüphesiz henüz emekleme aşamasında olan bu hareket, eğitimcilerden aldığı destekle eğitim sendikacılığında tüm ezberleri bozarak öğretmenlerin misyonuna uygun olarak topluma ışık tutacaktır.
Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2012, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER