Saygın iş ilkesine, adalet eşiğine, insan onurunu koruma hassasiyetine, insanın kendini gerçekleştirmesine destek vermekle görevli devlet perspektifine aykırı sözleşmelilik uygulamasının mağduriyetlerini azaltmalı sonra da bütünüyle varlığını ortadan kaldırmalıyız.
Türkiye, kamu hizmetlerini bütünüyle kadrolu personel ile verebilecek kadar kadim bir birikime, bunun finansla maliyetini karşılayacak ekonomik yeterliğe sahiptir.
Memur-Sen Konfederasyonu tarafından organize edilen “Kamuda Sözleşmeliliğe Son Şura”sı Ankara’da yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen Yönetim Kurulu üyeleri, Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkan ve yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.
Şurada sözleşmelilerin haklı talepleri bir kez daha gündeme getirildi ve beklentilerin karşılanması yönünde Kamu İşveren Heyeti’ne çağrıda bulunuldu.
Hukuk Devleti, Aynı İşi Yapanlara Farklı Maaş Ödemez
Hukuk devleti kavramının öneminden bahseden Yalçın, “Hukuk devleti, aynı işi yapanlara, aynı meslek adıyla, aynı unvanla kamu hizmeti sunanlara, farklı maaş ödemez, farklı haklar vermez, farklı sorumluluklar yüklemez.
Aynı işi farklı sıfatlarla, farklı istihdam şekliyle farklı maaş ve ücret ödeyerek yaptırmak aklen, hukuken, ahlaken anlatılabilir ve kabul edilebilir değildir.
Sözleşmeli personel statüsünde istihdam edilen arkadaşlarımızın göreve başlama noktasında imzaladıkları sözleşme aslında birçok görünmeyen hüküm içeriyor. O sözleşmeyi imzalayanlar, sadece kamu görevlisi sıfatı kazanmıyor.
O sözleşmeyi imzalayanlar; çocuklarını özlememe yeterliliği, hukuken evli olsa da fiilen bekar ya da boşanmış gibi davranma yeteneği de kazanıyor. Sözleşmeli personel olduğunuzda; aynı zamanda kariyer yapma azmi gibi bir derdiniz, üst görevlere atanma gibi bir hedefiniz olmasına gerek kalmıyor.
Ek gösterge gibi bir talebin sahibi, derece ve kademe yükselmesi gibi bir işlemin öznesi olamaz sözleşmeli personel kardeşlerimiz. Bırakınız isteğe bağlısını özre bağlı yer değiştirme hakkından mahrum olanların da olduğunu söylemek yanlış olmaz” ifadelerini kullandı.
Sözleşmeli Personel İstihdamının Parasal ve Sosyal Maliyeti Yüksek
Kamu personel sisteminde ‘sözleşmeli personel’ istihdamı 657 sayılı Kanunun ilk halinde sadece “Türkiye’de yapılamayan özel ihtisas öğretimleriyle ilgili alanlarla” sınırlı olduğunu anlatan Yalçın, bugün ise, öğretmenlikten, hemşireliğe, memurluktan, mühendisliğe birçok alanda sözleşmeli personelin istihdam edildiğini belirtti.
Yalçın şöyle devam etti: “1965 yılından bugüne gitgide temel istihdam modeli haline getirilme noktasına gelen sözleşmeli personel istihdamının, hem parasal maliyeti hem de sosyal maliyeti çok yüksek.
Sosyal maliyeti hesaplamak bir tarafa karşılamak çok zor. Onlarca çocuğa ders veren öğretmen kendi çocuğundan mahrum. Öğretmen bir tarafa, çocuklar babasından ya da annesinden belki de her ikisinden mahrum.
Bir ilçenin, köyün, kasabanın insanını hastalıktan kurtarıp şifayla buluşturan sağlık personeli, eşiyle, çocuğuyla, annesi, babasıyla görüşmekten mahrum. İşi ile eşi arasında tercih yapmaya, kadrolu arkadaşından daha yüksek vergi ödemeye, sosyal güvenlik hakları noktasında belirsizliğe mahkum bir kamu görevlisi portresini; makul, makbul ve adil görebilir miyiz? Biz göremiyoruz. Görmüyoruz. Görmeyeceğiz.
2011 ve 2013 yıllarında sözleşmeli personelin kadroya geçirildiğini ve kimsenin zarar görmediğini hatırlatan Yalçın, katılımcılara, kamu hizmetlerinde aksama, yavaşlama, kalitesinde azalma mı oldu sorusunu sordu.
Yakın bir tarihte taşeron işçilerinin, sürekli kamu işçisi pozisyonuna geçirildiğini de hatırlatan Yalçın böylelikle parasal maliyetin azaldığını, sosyal maliyetin ortadan kalktığını söyledi.
Türkiye, Kamu Hizmetlerini Bütünüyle Kadrolu Personel İle Verebilecek Kadar Kadim Bir Birikime, Bunun Finansla Maliyetini Karşılayacak Ekonomik Yeterliğe Sahiptir.
Sözleşmeli personel konusundaki kamu personel sisteminin birçok sorundan, yanlıştan, mağdurdan, haksızlıktan kurtarılması gerekiyor” diyen Yalçın, kamu personel sisteminin, kamu hizmetlerinin, kamu yönetimi ve kamu görevlilerine ilişkin mevzuatın ve uygulamanın hali hazırdaki en büyük sorunlardan birinin; Sözleşmeli personel istihdamında yapılan yanlışlar olduğunu da sözlerine ekledi.
Yalçın sözlerini şöyle sonlandırdı: “Daha kestirme bir söyleyişle sözleşmeli personel rejimi hem mevzuatıyla hem de varlığıyla bir sorunlar ve tepkiler yumağı oluşturmaktadır.
Saygın iş ilkesine, adalet eşiğine, insan onurunu koruma hassasiyetine, insanın kendini gerçekleştirmesine destek vermekle görevli devlet perspektifine aykırı sözleşmelilik uygulamasının mağduriyetlerini azaltmalı sonra da bütünüyle varlığını ortadan kaldırmalıyız.
Türkiye, kamu hizmetlerini bütünüyle kadrolu personel ile verebilecek kadar kadim bir birikime, bunun finansla maliyetini karşılayacak ekonomik yeterliğe sahiptir.
Hiç kimse aksine inanmamızı istemesin. Çalıştaylarımız ve şuramız bunun hem mümkün hem de gerekli olduğunu tescilleyen bir iradeyi ve birikimi ortaya koyacaktır.
Güncelleme Tarihi: 24 Şubat 2019, 13:13