Emeği Korumak ve Barışı Sağlamak İçin Daha Etkili Çalışmalar Gerekiyor
Türkiye Çalışanlar delegesi ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ile beraberindeki Memur-Sen heyeti, bu sene 107'ncisi düzenlenen ILO Çalışma Konferansı'na katıldı. Yalçın burada Türkiye çalışan kesimini temsilen yaptığı konuşmada, “İnsanı, onuru, emeği korumak, barışı sağlamak ve sürdürmek çok daha yorucu ve etkili çalışmalar gerektiriyor. ‘Diyalog’, ‘Uzlaşma’ ve ‘Dayanışma’yı anahtar kavramlar olarak kabul eden bu Genel Kurul, üçlü yapısının bütün unsurlarıyla bu konuda öncü olmak durumundadır” dedi.
107’nci Uluslararası Çalışma Konferansı İsviçre'nin Cenevre kentinde gerçekleştirildi. Bu yıl Cenevre’de Türkiye’nin çalışan kesimini Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türk hükümet tarafını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, işveren kesimini ise TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen temsil etti.
Yalçın burada Türkiye çalışan kesimini temsilen yaptığı konuşmada “emek” vurgusu yaptı.
İnsanı, Onuru, Emeği Korumak ve Barışı Sağlamak İçin Daha Etkili Çalışmalar Gerekiyor
107. Konferansın, “daha iyiye, daha güzele, daha doğruya ve daha adile” dair yol haritası oluşturmasını temenni ederek sözlerine başlayan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Gerginliğin sürekli arttığı bir dünya fotoğrafıyla karşı karşıyayız. İnsanı, onuru, emeği korumak, barışı sağlamak ve sürdürmek çok daha yorucu ve etkili çalışmalar gerektiriyor. ‘Diyalog’, ‘Uzlaşma’ ve ‘Dayanışma’yı anahtar kavramlar kabul eden bu Genel Kurul, üçlü yapısının bütün unsurlarıyla bu konuda öncü olmak durumundadır” ifadelerini kullandı.
Ali Yalçın, Mescid-i Aksa’nın işgali, Kudüs’ün kötü niyetli bir kararla İsrail’e başkent yapılmak istenmesi İstanbul kadar, Cenevre’de de gündem olması gerektiğinin altını çizdi.
Yalçın dünyanın terör ve terör örgütleri sorunun olduğunu söylyerek şöyle devam etti: “Dünyanın terör ve terör örgütleri sorunu var. Ne yazık ki, terörü sona erdirecek bir mücadele birliği sağlanamadı. Türkiye, FETÖ, YPG/PKK/PYD ve DAEŞ’e karşı insan onuru odaklı bir mücadele yürütüyor. Ancak, bu mücadelesine tam destek verilmiyor. Nerede gerçekleşirse gerçekleşsin terör saldırılarının hedefi insanlık, mağduru bütün dünyadır. Ancak bu bakış açısıyla terörle etkili mücadele edebiliriz ve terörü yenebiliriz. Afrika altınından ya da Ortadoğu petrolünden en büyük payı almak için yürütülen vahşi rekabeti ve ürettiği yıkımı görmeliyiz. Biz Memur-Sen ve Türkiye’nin emek kesimi olarak; Dünyanın beşten büyük, emeğin sermayeden değerli olduğu bilincini kesin bir kararlılıkla destekliyoruz. İsrail’in Filistinli kadınlara uyguladığı şiddeti görmeden, iş yerinde şiddet ve tacizle mücadelede başarılı olamayız, İnsan onurunun yok sayıldığı bir dünyada, saygın işe değer veren işverenlerin ve devletlerin sayısını ne kadar artırabiliriz?”
Kaynakların Kıt Olduğu Kandırmacasından Dünyamızı Kurtarmalıyız
BM ve ILO’nun sürdürülebilir kalkınma hedefli çabalarını çok değerli bulduğunu kaydeden Yalçın bu çabaların yanına ‘adil paylaşma’ hedefinin de temel bir başlık olarak eklenmesi gerektiğini belirtti. Yalçın, “Kaynakların kıt, ihtiyaçların sınırsız olduğu’ kandırmacasına dayanan ekonomi tanımından, hem aklımızı hem de dünyamızı kurtarmalıyız.
M.Gandhi’nin, ‘Yeryüzü her insanın ihtiyacını karşılayacak yeterli imkanları sunar. Her insanın ihtirasını karşılayacak imkanları değil’ tespiti, ‘yetersiz kaynak ve sınırsız ihtiyaç’ teorisinin anlamsızlığını ve geçersizliğini mükemmel özetliyor” dedi.
Türkiye’de Kamu Görevlilerine Yönelik Grev ve Siyaset Yasaklarının Artık Tarihe Karışması Gerekiyor
Delegasyona, “Ülkelerimizde sendikal haklar üçlüsünü tam anlamıyla ve eksiksiz hayata geçiremezsek; küresel sömürüye karşı zafer kazanacak güce nasıl sahip olabiliriz?” diye soran Yalçın, “Biz Memur-Sen olarak, bu anlayışla hareket ediyor ve örgütlü gücümüzle emek tarafının kazanımlarını artırmanın mücadelesini veriyoruz. Türkiye’de kamudaki taşeron işçiler sorunu, büyük bölümünün kadroya geçirilmesiyle önemli oranda çözüldü. KİT’lerde çalışanlar dahil kamudaki diğer taşeronların da kadroya geçirilmesini bekliyoruz. Kamu görevlileri sendikacılığında %70’leri aşan yüksek bir örgütlenme oranına ulaşıldı. İşçi sendikacılığında da %15’lere doğru yükselen bir oran var. Örgütlenme hakkına ilişkin bazı sınırlamalara rağmen bu oranlara ulaşıldı. Emeklilere örgütlenme hakkının, yasal düzenlemeyle teminat altına alınmasını istiyoruz. Türkiye’de kamu görevlilerine yönelik grev ve siyaset yasaklarının artık tarihe karışması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Toplu sözleşme sistematiğine ilişkin ise Yalçın, “Toplu sözleşme hakkı konusunda, mevzuat ve uygulama açısından önemli ilerleme kaydedildi. Toplu sözleşmenin kapsamına ilişkin daraltıcı hükümler ve yorumlar, hala varlığını koruyor. Kamu görevlileri toplu sözleşmesinde tahkimi yürüten Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun hem yapısında, hem de işleyişinde değişiklik gerekiyor” diye konuştu.
Yalçın Çözüm Bekleyen Konuları Sıraladı
Yalçın yaşanan diğer sorunları ise şu şekilde sıraladı: “Kadınların çalışma hayatına katılımı ve istihdamına dair somut ve olumlu adımlar atılırken, kayıt dışı istihdam ve genç işsizlik, çalışma hayatında Türkiye’nin en önemli sorunları arasında yer alıyor.
Suriye’deki savaş nedeniyle ülkemize sığınan 3.5 milyondan fazla insanı, misafir ediyoruz. Çocukların eğitimi, işgücüne katılım süreçleri gerçekleştiriliyor. Başta Avrupa olmak üzere tüm insanlığın bu konuda sorumluluk almasını ve sonuca etkili katkılar vermesini bekliyoruz.
İş sağlığı ve güvenliği ile mobbingle mücadele konusunda yapılan düzenlemeler ihtiyacı karşılar nitelikte fakat özellikle iş sağlığı ve güvenliği konusunda, kamu işyerlerinin hem öncü hem de örnek olması gerekirken, aksine kamu tarafının bu konudaki sorumlukları erteleniyor.
15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında, anayasa hükümlerine dayalı olarak ilan edilen “olağanüstü hal”, gündelik hayatı pek etkilememekle birlikte, olağanüstü halin sona ermesi için gerekli şartların oluştuğunu düşünüyoruz.
Darbe teşebbüsü sonrasında hakkında görevden uzaklaştırma ve kamu görevinden çıkarılma tedbirleri uygulanan kamu görevlileri var. Çağrılarımız ve teklifimiz sonucu bu uzaklaştırmaları da incelemek üzere OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu oluşturuldu. Komisyon incelemeleri sonucunda masum olduğu tespit edilenlerin göreve dönmesi sağlanıyor. Bununla birlikte, komisyonun inceleme ve karar verme hızına ilişkin eleştirileri de önemsiyoruz.”
Yalçın, “107”nci Konferansın refahın adil paylaşımı için ortaklaştığımız, emeğin küresel dayanışmasını sağladığımız, dünyanın beşten büyük olduğuna inandığımız, emeğin sermayeden değerli olduğunu kavradığımız bir noktaya varmak konusunda bize yeni fırsatlar ve imkanlar sunmasını temenni ediyorum. Bütün delegasyonu, Memur-Sen ve Hak-İş tarafından temsil edilen Türkiye’nin emek kesimi adına saygı ve hürmetle selamlıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.