1-Ülkemizde öğretmen olabilmek için öncelikle üniversite sınavlarına giren 2 milyonu aşan öğrenci arasında %10’luk başarı puanı almalısınız.
2-En az 4 yıl süren zorlu eğitim sürecini başarıyla bitirip diploma almaya hak kazanmalısınız.
3- KPSS’ye girerek yüksek puan almalısınız. (En az 80 ve üzeri almalısınız)
4- MEB tarafından yapılan mülakat elemesini başarıyla geçmelisiniz.
5- Devletin, Emniyet, MİT ve tüm kurumlarının güvenlik soruşturmasından “temiz” çıkmalısınız. (Temiz çıkmak, o dönemin siyasi bakış açısına göre değişebilmektedir)
6- Buna rağmen kadrolu değil, her yıl yenilenen sözleşmeli öğretmenliği kabul etmelisiniz.
7- Atandığınızda ülkemizin her hangi bir yerinde 6 yıl boyunca (eş durumu dahil) yer değiştirmeyeceğinize dair sözleşme imzalamalısınız.
8- Tüm bunların sonunda OECD ülkelerinin en az öğretmen maaşı alan ve devlet memurları arasında da en düşük maaş ile mesleğe başlayacaksınız. Ve sonra bu kadar zorlu bir süreçten sonra atanıp ülkenize hizmet etme şevkiyle işe başladıktan sonra ananızın ak sütü gibi helal olan mesleğiniz, MEB’in hazırladığı Performans Değerlendirme Sistemi ile
-Her yıl mesleğin özelliğini hiç bilmeyenler tarafından çoğunlukla subjektif olarak değerlendirilip “iyi öğretmen”, “kötü öğretmen” olarak tanımlanacaksınız.
-Görev yaptığınız okulun eğitim ve öğretimi nasıl daha iyi yapabiliriz anlayışını yıkacak olan beraber görev yaptığınız zümre ve zümre dışındaki öğretmenlerin birbirlerine not vermesini isteyerek kapitalist sistemin yok edici “ticari rekabet” koşullarında birlikte iş yapabilme koşullarını yok edeceksiniz.
PERFORMANS YÖNETMELİĞİNDEKİ BİLİMSELLİK VE OBJEKTİFLİKTEN UZAK YAKLAŞIMLAR VE SORULAR
1-Alanı hiç bilmeyen tüm değerlendiricilerin “Alan yeterliliği” konusunda not vermesi
2-Okula hiç gelmeyen, ders bilgisi, ders aktarımı, ölçme değerlendirmenin ne olduğunu bilmeyen velinin öğretmen hakkında değerlendirmede bulunması
3-Ders bilgisi, ders aktarımı, ölçme değerlendirmenin ne olduğunu bilemeyecek durumda olan öğrencinin, öğretmen hakkında değerlendirme yapması
4-Okul müdürünün her bir dönemde 2 kez öğretmenin dersini izlemesi
(bir dönemdeki mesai günleri düşünüldüğünde) mümkün değildir.
5-Alınan performans notlarına itiraz durumunda sürenin çok kısa olması (15 gün)
6-Öğretmenin sınava girmediği yıllar aldığı puan ile sınava girdiğinde aldığı puanlar çeliştiğinde mahkemelik olmaların kaçınılmazlığı
7- Değerlendirme düzeylerinde
90-100 (A)
76-89 (B)
60-75 ©
0-59 (D)
A altında puan alanların (89) başarısız kabul edilmesinin anlamsızlığı
(1 milyon öğretmenin sürekli 90, 100 almasının beklenmesi bilimsellikten uzaktır)
FORMLARDAKİ SAÇMA SORULAR
1-Alan bilgisi olmayanların öğretmenin “alan bilgisi”ni notlandırmaları
2-Beden dili ve ses tonunun etkili kullanılıp kullanılmadığının notlandırılması
3- Doğal çevre, tarihsel ve kültürel mirasın korunması duyarlılığının ölçülebilmesi
4-Kişisel bakım ve sağlığına dikkat edip etmediğinin sorgulanması (neye ve kime göre?)
5- Öğrencilerin milli manevi değerlere saygılı, evrensel değerlere açık bireyler olarak yetişmesine katkıda bulunur.
Ülkemizin sosyal dokusu düşünüldüğünde (etnik, mezhep ve siyasal düşünce) çok farklı yorumlara açık bir madde.
GENEL BAKIŞ AÇIMIZ
1-Öğretmenlik mesleği bir uzmanlık alanıdır ve diplomayı alan her öğretmen, öğretmenlik alanında yeterlilik belgesi ile mezun olmaktadır.
2-Öğretmenlerimizin mesleki bilgi ve birikimi ile tecrübelerinin meslek ve alan mezunu olmayan değerlendiriciler tarafından sorgulanmasını asla kabul etmeyiz.
3-Öğretmenlerimizin değişen eğitim müfredatları ve gelişen teknoloji alanındaki yeterliliklerini arttırmak amacıyla tüm öğretmenlerimizin zaman zaman hiçmetiçi eğitim programlarına alınmalarını anlayabileceğimizi ancak bu anlayışın dışında öğretmenlerin mesleklerinin tartışılmasını ve de bunun sonucunda mesleğini sürdürmesinin sorgulanacağı hiçbir girişimin yanında olmayacağımız gibi direkt olarak karşısında olacağımız bilinmelidir.
MERKEZ YÖNETİM KURULU