TÜRK EĞİTİM-SEN, ÖSYM BİNASI ÖNÜNE SİYAH ÇELENK BIRAKTI

Türk Eğitim-Sen; YGS’deki skandalları, YGS’nin iptal edilmemesini, YGS’de yaşanan rezaleti ÖSYM çalışanlarına fatura edenleri ve ÖSYM Başkanı Ali Demir’i protesto etmek amacıyla ÖSYM binası önüne siyah çelenk bıraktı.

TÜRK EĞİTİM-SEN, ÖSYM BİNASI ÖNÜNE SİYAH ÇELENK BIRAKTI
Türk Eğitim-Sen Genel Merkez Yönetim Kurulu, Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Ali Yazıcı, Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Şakir Kaptan Karslı, Ankara 4 No’lu Şube Başkanı Ahmet Akkoca, Ankara 5 No’lu Şube Başkanı Sevgi Yalav, Ankara 6 No’lu Şube Başkanı Veli Keskin ve ÖSYM çalışanlarının da hazır bulunduğu basın açıklamasında sık sık “Yandaş Memur İstemiyoruz”, “Hırsızlar Bulunsun, Hesap Sorulsun”, “Beceriksiz Yönetim, YGS’de Rezalet”, “YGS İptal Edilsin, Hırsızlardan Hesap Sorulsun” şeklinde sloganlar atıldı. “Yandaş Giriş Sınavı”, “Biz Tatmin Olmadık, İkna da”, “Önce Polis Sınavı, KPSS Sonra; YGS Şimdi Sırada Ne Var?” pankartları da dikkat çekti.  
 
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, yaptığı açıklamada şunları söyledi: ÖSYM Başkanı Ali Demir ile yönetim kurulu YGS’de yaşanan skandalların müsebbibi kendileri değilmiş gibi büyük bir pişkinlik ve arsızlıkla görevlerinin başında.
 
Bu süreçtebazı kişi ve kuruluşlar ÖSYM Başkanı Ali Demir’i temize çıkarmaya çabalamakta ve YGS ile ilgili şaibelerin, hataların ÖSYM çalışanlarından kaynaklandığını ileri sürmektedir. Bilindiği gibi ÖSYM Kanunu değişmiş, bu kanunla birlikte ÖSYM siyasi bir kurum haline gelmiş ve ÖSYM’de kadrolaşma başlamıştır. Tecrübeli kadrolar elimine edilmiş ve yerlerine iş bilmez kişiler atanmıştır.
 
Bugün geldiğimiz noktada üzülerek görüyoruz ki; YGS’deki rezaletin faturası ÖSYM çalışanlarına kesilmek istenmektedir. YGS şaibesini ÖSYM personeline yıkmaya çalışanlar birtakım iddialar ortaya atmaktadır. Ancak ÖSYM personeline yönelik iddialar gerçek dışıdır ve tamamen cahilliğin ürünüdür.  Çünkü;
 
ÖSYM’de kilit noktalardaki 19 yönetici değişmiştir. Alt kadroların ise sınavlarla ilgili süreçte yetki ve sorumluluğu bulunmamaktadır.
 
ÖSYM çalışanlarında uzmanlıklar için özel şartlar istenirken, ÖSYM Başkanı için hiçbir kriter getirilmemiştir. ÖSYM Başkanının Ölçme Değerlendirme konusunda uzman olmaması, tekstil mühendisliği alanında eğitim alması bunun en canlı kanıtıdır.
 
ÖSYM’de başkan Ali Demir’in bilgisi olmadan kuş dahi uçmamaktadır. ÖSYM personelinin ÖSYM Başkanı ya da ÖSYM yönetiminden izin almadan herhangi bir iş yapması mümkün değildir.
 
Dijital baskıya geçen ve adaya özgü kitapçık uygulamasının getiren Ali Demir’dir. YGS’deki şaibede adaya özgü kitapçık uygulamasından kaynaklanmıştır.
 
Sınavlarda daha önceden tüm okullara yedek kitapçık verilirken, yedek kitapçıklar artık sadece il sınav yöneticilerine gönderilmektedir. Bu talimatı veren de yine ÖSYM Başkanı Ali Demir ve ÖSYM yönetimidir.
 
Cezaevlerinde hatalı kitapçık nedeniyle sınavın yenilenmesi puanları, sıralamaları tamamen değiştirmiştir. Bu durum sınav bütünlüğünü bozmuş, eşitliği ortadan kaldırmıştır. Bunun da sorumlusu yine ÖSYM Başkanı Ali Demir’dir.
 
ÖSYM çalışanları görevini layıkıyla yerine getiren, ehil kişilerden oluşmaktadır. ÖSYM personeli ile ilgili asılsız, tamamen hayal ürünü olan iddialar ortaya atan ve komplo teorileri üretenlerin amacını çok iyi biliyoruz. Bu cenah, ÖSYM’de tamamen kadrolaşmayı hedeflemektedir. Yaşanan rezaletlerin, hataların, aksaklıkların nedeninin yeni yönetimden rahatsız olan eski kadrolarmış, çalışanlarmış gibi lanse edilmesi hem iktidarı hem de ÖSYM Başkanı Ali Demir’i AKLAMA çabasıdır.  Sınavlarda yaşanan skandallar ÖSYM’nin yönetim anlayışından, tecrübesizliğinden ve beceriksizliğinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla YGS İLE İLGİLİ ŞAİBELERİN, HATALARIN SORUMLUSU ÖSYM BAŞKANI ALİ DEMİR VE YÖNETİM KURULUDUR. BUNLARIN DIŞINDA BAŞKA SUÇLU, SORUMLU ARANMAMALIDIR. Bu anlayış aynı zamanda AKP’nin toplumun geleceğine ipotek koyma gayretidir.
 
Türk Eğitim-Sen ÖSYM personelini karalayanlara geçit vermeyecek, ÖSYM’de canla başla çalışan, sınav skandalları ile uzaktan yakından ilgisi bulunmayan personeli sonuna kadar savunacaktır. Kadrolaşmanın alabildiğine hızlandığı ÖSYM’de skandalların bedelini ödeyecek olan ÖSYM personeli değil, ÖSYM Başkanı Ali Demir ve yeni yönetimdir.
 
Öte yandan YGS’deki şifre iddiaları için görevlendirilen emniyet uzmanlarının, cevap kodlamalarında şifre olduğunu tespit ettiği ancak kopya işleminin gerçekleştirilmediği kanaatine varmasıyla ÖSYM Başkanı YGS sonuçlarını açıkladı. Oysa Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili soruşturmasını henüz tamamlamamıştı. Böyle bir ortamda alelacele sonuçların açıklanması ne anlama gelmektedir? Bu tablonun tek bir açıklaması vardır: YGS’deki şaibe örtbas edilmek istenmektedir.
 
Türk Eğitim-Sen’in belgeleriyle ortaya çıkardığı KPSS hırsızlığıyla ilgili soruşturmada belirsizlik hala sürerken, YGS ile ilgili soruşturmada bu kadar kısa süre içerisinde ciddi bir ilerleme sağlanması da şaşırtıcıdır. Türk Eğitim-Sen olarak YGS’nin akıbetinin KPSS gibi olmasından endişe duyuyoruz. Her iki olayın da hasıraltı edilmek ve birilerinin korunmak, kollanmak istendiğini düşünüyoruz.
 
Her iki soruşturmanın ucu kime dokunursa dokunsun sorumlular, hırsızlar, kopyacılar ortaya çıkarılmalıdır. Bu, Türkiye’de sınavlara yeniden güven duyulabilmesi için çok önemlidir. Umuyoruz ki, KPSS ve YGS ile ilgili soruşturmada failler bulunur, cezalandırılır ve kamuoyu vicdanı bir nebze de olsa rahatlar.
 
Şu anda ÖSYM toplumun güven duymadığı bir kurum haline gelmiştir. Bu durum, iktidarın ve ÖSYM Başkanı Ali Demir’in eseridir.  Bugün siyasi erk dışında kimse ÖSYM Başkanını sahiplenmemektedir. Başbakan da bu kadar rezaletten sonra Ali Demir’in süreci iyi yönetemediğini söyleyebilmiştir. Bu itiraf beceriksizliklerini kabul ettikleri anlamına gelmektedir. Ancak Başbakan’ın süreci iyi yönetemediğini söylediği ÖSYM Başkanının o koltukta hala oturuyor olması ayrı bir tartışma konusudur. YÖK bu konuda derhal harekete geçmelidir. Öte yandan ÖSYM Başkanının süreci iyi yönetemediğinden dem vuran Başbakan’ın son açıklamalardan tatmin olduğunu söylemesi ise hem manidardır, hem de inandırıcı değildir.”
 
Genel Başkan Koncuk, cezaevlerinde 130 adayın Fen Bilimleri Testinin yenilenmesi dolayısıyla ÖSYM’ye açılan yeni bir davayı da kamuoyuna duyurdu. Turgay Karakuş isimli YGS mağdurunun YGS’nin iptali için dava açtığını söyleyen Koncuk şunları kaydetti: ÖSYM’nin rezaletlerine her geçen gün yenileri eklenmektedir. Şifre skandalı ile başlayan süreç hatalı kitapçık dağıtılması, puanların yanlış hesaplanması, cezaevlerinde Fen Bilimleri testinin yenilenmesine kadar uzanmıştır. Cezaevlerinde 130 adayın Fen Bilimleri Testinin yenilenmesi dolayısıyla ÖSYM’ye yeni bir dava açılmıştır. YGS mağduru Turgay Karakuş, 130 kişilik zümre için tahsis edilen 30 Nisan 2011 tarihli “Fen Bilimleri Sınavı”nın anayasanın amir hükümlerine aykırılık teşkil ettiği ve sınav bütünlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle 27.03.2011 tarihli YGS ile ilgili yürütmenin durdurulması ve sınavın iptali için Ankara İdare Mahkemesine dava açtı.  Görüldüğü üzere gençlerimiz şaibeli YGS nedeniyle LYS’ye adapte olamamakta ve mahkemelerde hakkını aramaya çalışmaktadır. Eşitliğe ve sınav bütünlüğüne tamamen aykırı olan bu olay ÖSYM’nin beceriksizliklerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Bu koşullarda YGS’nin iptali zorunludur. Hepimiz mahkemeden çıkacak kararı sabırsızlıkla bekliyoruz.
  
Böylesi beceriksiz, ehil olmayan ellerde yönetilen ÖSYM, gençlerin geleceklerini dinamitlemektedir. Bilindiği gibi önümüzde birçok sınav vardır. Aynı ÖSYM Başkanı ve yönetimi ile bu sınavların sağlıklı bir şekilde yapılması düşünülemez. Bu nedenle ÖSYM Başkanı Ali Demir’den sorumlu davranmasını ve gereğini yerine getirmesini istiyoruz.”
 
            Konuşması sık sık alkış ve sloganlarla kesilen Genel Başkan İsmail Koncuk, daha sonra Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Ali Yazıcı ile birlikte ÖSYM’nin önüne “Türk Eğitim-Sen” yazılı siyah çelenk bıraktı.
 

RESİMLERİN ÜZERİNE TIKLAYINIZ


Güncelleme Tarihi: 03 Mayıs 2011, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER