TÜRK BÜRO-SEN CENEL BAŞKANI FAHRETTİN YOKUŞ BASIN AÇIKLAMAS YAPTI ...

TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL TEŞKİLATLANDIRMA SEKRETERİ VE TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI FAHRETTİN YOKUŞ’UN BASIN AÇIKLAMASI

TÜRK BÜRO-SEN CENEL BAŞKANI FAHRETTİN YOKUŞ BASIN AÇIKLAMAS YAPTI ...

Değerli Basın Mensupları

Bilindiği gibi PKK terör örgütü, bu ülkede milli barışın ve kardeşliğin, demokrasinin, insan haklarının ve Türk milletinin varlığının baş düşmanıdır; emperyalist güçlerin tetikçisi ve taşeronudur. 

Bu güne kadar 35 binden fazla vatandaşımızı, askerimizi, polisimizi, öğretmenimizi, din görevlimizi, memurlarımızı, genç-yaşlı, çoluk-çocuk demeden vahşice ve kalleşçe katleden bu bölücü örgütün eli kanlı bebek katili lideriyle, iş başındaki iktidar sözde barış ve kardeşlik adına yaptıkları açılım projesinin son aşamasına gelmişlerdir.

Adına “İmralı süreci dedikleri”  bu son aşamada; 

Bir yandan bölücü başı allanıp pullanarak masum, iyi niyetli, barış güvercini bir siyasal aktör olarak Türk milletinin huzuruna çıkarılırken,  diğer taraftan Türk milletinin yiğit sevdalıları, vatanseverler ve bölücü teröre karşı şanlı bir mücadele veren güvenlik güçlerimizin kahraman mensupları barışın ve kardeşliğin düşmanları ilan edilerek aşağılanmakta ve hakarete uğramaktadırlar. 

Değerli Basın Mensupları

Ortadoğu ve Avrasya bölgesindeki enerji ve su kaynaklarını ve geçiş yollarını kontrol etmeyi amaçlayan küresel güç odakları, merkezinde ülkemizin bulunduğu bu coğrafyayı adeta hallaç pamuğu gibi atmaya devam etmektedirler.

Bölgesel bir iç savaş sürecinden, bölgesel bir genel savaş aşamasına doğru hızla yol almakta olan bölgemizde cereyan eden kanlı, yakıcı ve yıkıcı olaylar dikkate alınmadan, terörle mücadele etmek, barış ve huzur projeleri gerçekleştirmek toplumu aldatmaktan başka bir şey değildir.  

Bölgemizdeki kanlı mücadelenin baş aktörleri başta ABD ve diğer Batılı ülkeler bölücü terör örgütünü taşeron olarak kullanmaya devam ederken, 

Bu haliyle adeta yedi kocalı Hürmüz’e benzeyen; insan ticaretinden, uyuşturucu kaçakçılığına her türlü kirli işin taşeronluğunu yapan bölücü terör örgütünü ve onun hapisteki başını, kendi bağımsız iradesiyle hareket eden ve bölge insanının tek temsilcisi olarak kabul eden iktidarın bu yaklaşım tarzı; aklı, izanı ve devlet geleneğini hiçe saymaktır. Daha da önemlisi Türk milletinin aklıyla alay etmek ve onu hiçbir şey bilmeyen, hiç bir şeyden anlamayan, tepkisiz bir toplum yerine koymaktır.

 

Değerli Basın Mensupları

Bilindiği gibi 2012 yılını amacına ulaşma yolunda “final yılı” ilan eden, stratejisini de  “vur – kaç”tan      “ vur-kal”a dönüştüren, böylece sözde bir “Kürt Baharı” başlatmayı deneyen bölücü terör örgütü, bölge halkının da desteğiyle kahraman güvenlik güçlerimizin yiğit mücadelesinin sonucunda ağır kayıplar vererek Kandil’deki inine kaçmak zorunda kalmıştır. 
Şimdi soruyoruz:

-          Terör örgütünün belinin kırıldığı ifade edilirken, bu zaman diliminde Terörist başının parlatılıp cilalanıp, siyasal bir aktör olarak sahneye sürülmesinin anlamı ve amacı nedir? 
 

-          Bölücü terör örgütüne adeta taze kan vererek ayakta kalmasını sağlamanın, kanı ve gözyaşını durdurmakla ne ilişkisi vardır?

 

-          Bu süreç hangi “iç ve dış”  güç odaklarının baskısıyla başlatılmıştır?

 

-          Türk Milletini, İmralı canisinin barış elçisi sıfatıyla her gün ne diyeceğini ve kime mektup göndereceğini merakla bekletmek akıl tutulmasından başka ne ile ifade edilebilir?

 

-          Siyasi iktidar İmralı’daki Bölücü Başına “yenilenecek” anayasada “Türk Milleti ve Türklük” kelime ve kavramlarının olmayacağı sözünü vermiş midir?

 

-          Bu bağlamda Adalet ve Kalkınma Partisinin, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonuna verdiği, Anayasa değişiklik talepleri içinde, Anayasanın başlangıç maddeleri ile değiştirilemez maddelerinde değişikliğe gitme önerisi, terör örgütüne verilen tavizlerin karşılığı mıdır?

 

-          Hükümetin “Federasyon”a giden yolu sonuna kadar açmak için çıkardığı yerel yönetimler yasasına ek olarak “AB özerklik Şartına” devletimizce konulan muhalefet şerhini tamamen kaldıracağının ve Valilerin seçimle işbaşına gelmesinin yolunu açacağının sözünü vermiş midir?

 

-          İktidar bu süreçte  “Başkanlık Sistemi”nin anayasada yer alması için bölücü cepheye                          “Genel Af Sözü” vermiş midir?

 

-          4. Yargı Paketinde bölücü PKK teröristlerine ceza indirimi yapılması ve terör örgütünü övmenin suç olmaktan çıkartılmasının sebebi nedir?

 

-          Akil Adamlar komedisi ve TBMM’de komisyon kurulması, bölücü örgütün bir dayatması mıdır?

Bu soruların cevabı açık ve net bir şekilde Türk Milletine verilmelidir.

 

 

Değerli Basın Mensupları;

Sözde açılım projesinin bu son aşamasında, artık ülkemiz terörle masaya oturmayı gizleme gereği bile duymayan, bu yöndeki tepkilere aldırış dahi etmeyen vicdan fukaralarıyla birebir muhataptır. Başka bir deyişle bu konuda çizme aşılmış ve iktidar, maalesef bölücü terörün kanlı elini tutmuştur.

Açılım süreci ile ilgili endişelerini dile getiren kurum ve kuruluşlar ile şahıslara yönelik baskı ve dayatmaları, demokratik bir ülkede kabul etmemiz mümkün değildir.

Yaşanan olayları dikkatle, sabırla, biraz da endişeyle izleyen Türk milleti her şeye rağmen geleceğinden umutlu olmak istiyor.

Türk Büro-Sen Olarak Taleplerimiz

Yenilenecek Anayasada, Anayasanın başlangıç bölümü başta olmak üzere; değiştirilmesi teklif dahi edilemez denilen ilk 3 Maddesi ile 66. Maddesinin aynen muhafaza edilmesi,

*Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve sahibi olan Türk milletinin adı, vatandaşlık tarifinden ve Anayasa’dan çıkarılmamasını,

* Devletimizin eşit ve şerefli üyeleri olan aziz vatandaşlarımızın, ırklara ve mezheplere ayrıştırılmamasını

* Anadolu coğrafyasında Selçuklu ile başlayan Osmanlı ile devam eden Türk Milleti’nin kesintisiz egemenliğini esas alan büyük Atatürk’ün kurduğu milli devlet yapısını ortadan kaldıracak adımların atılmamasını talep ediyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.  

Güncelleme Tarihi: 20 Nisan 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER