SENDİKA,MİLLİ EĞİTİMDE TORPİLİN ÇETELESİNİ YAYINLADI ...

Türk Eğitim-Sen Tekirdağ Şube Başkanı Muzaffer DOĞAN konu hakkında kamudan.com'a açıklama yaptı.

SENDİKA,MİLLİ EĞİTİMDE TORPİLİN ÇETELESİNİ YAYINLADI ...
 ÇERKEZKÖY’DE TÜM GÖREVLER
EĞİTİM BİRSEN'LİLERE

 
 Çerkezköy’de bazı siyasilerin de desteğiyle tüm görevler, tüm çalışanların başarıları, tecrübeleri, emekleri, hizmetleri yok sayılarak Memur-Sen'e bağlı Eğitim-Bir-Sen Sendikası üyeleri okullarımıza kurucu müdür olarak atanmaya devam edilmektedirler.

Haziran ayından bu yana yeni açılan veya ayrılan (müstakil) ilkokul ya da ortaokul kurumlarına 7 atama yapılmıştır. Bu atamaların tamamı sebebini anlayamadığımız bir şekilde yukarı adı geçen sendika üyelerine ihsan edilmiştir. Kurucu müdürlerin görevlendirilmesi nasıl yapılmaktadır? Ön şartlar nelerdir? Liyakat sahibi olmak siyasi desteği mi gerektirmektedir?
Eğitim kurumlarına yapılan kurucu müdür atamalarının herhangi bir ölçüte bağlı olmamasından, bu atamalara bugüne kadar hiçbir ölçüt getirilmiş olunmamasından dolayı eğitim öğretim yaşantısı boyunca hiç idarecilik görevi, tecrübesi bulunmayan ya da müdürlük sınavını kazanamamış, müdürlük sınavına girmeye hak bile kazanamamış kişiler kurucu müdür olarak atanmışlardır. Bu da akıllara; “Bu zatların yıldızı mı parlatılmak istenilmektedir?”, “Bu kişilere belirli zümrelerce yol mu verilmiştir?” sorularını getirmektedir. Maalesef bu şekilde atanan Eğitim-Bir-Sen Sendikası üyelerikısa bir süre sonra bulundukları okullara veya başka kurumlara müdür olabileceklerdir.
Hâlbuki eşitlik ilkesi gereği bir başka eğitimcinin normal şartlar altında müdür olabilmesi çok meşakkatli, belirli bir sürecin neticesinde elde edilebilir bir yeterlilik ve kazanımdır. 10, 15 yıl boyunca devletine müdür yardımcısı olarak hizmet veren bir kişinin müdürlük sınavına girmeden müdür olarak atanamadığı düşünülürse kurucu müdürlüğe tanınan hakların ne kadar büyük ve tehlikeli olduğu aşikârdır.
Velhasılıkelam akla yine aynı sorular gelmektedir: “Bu zatların yıldızı mı parlatılmak istenilmektedir?”, “Bu kişilere belirli zümrelerce yol mu verilmiştir?”
İşte yıldızı parlatılanlar; Hüseyin ERDOĞAN (eski Eğitim Birsen İlçe Temsilcisi) Atatürk İlköğretim Okulu Müdürlüğünden Şube Müdür Vekilliğine, Ahmet ÜZGÜN(Yeni İlçe Temsilcisi) Beden Eğitimi öğretmeni Kızılpınar Endüstri Meslek Lisesi Kurucu Müdürlüğüne, Veysel DOĞRUYOL Fevzipaşa İlköğretim Okulu Müdür Yardımcılığından Kapaklı Gazi Ortaokulu Müdür Vekilliğine, Fahrettin KARAMAN 75.yıl İlköğretim Okulu Müdür Yardımcılığından Tepe İlkokulu Kurucu Müdürlüğüne, Rızvan ÖZTÜRK sınıf öğretmenliğinden Müjgan-Serkan Karagöz Özel Eğitim ve Uygulama Merkezi Müdürlüğüne, İsa ÇETİN Anadolu Lisesi Müdür Yardımcılığından İmam Hatip Lisesi Kurucu Müdürlüğüne, Serdar İŞ Özel İdare İlköğretim Müdür Yardımcılığından Veliköy Ortaokulu Kurucu Müdür olarak atandılar.
 Görüleceği üzere adı geçen sendikanın eski ilçe temsilcisi İlçe Millî Eğitim Şube Müdürü olarak, yeni temsilcisi ise alanı Beden Eğitimi olmasına rağmen Kızılpınar Endüstri Meslek Lisesine Kurucu Müdür olarak atanmış, atanılmıştır. Teknik bir okula alanı teknik derslerle ilgili olan bir yönetici atanmadığından okul bugüne kadar açılamamıştır. Bu kara mizah değil midir? İlimizde çok sayıda teknik lise ve bu liselerde görev yapan çok sayıda teknik öğretmenin olduğunu düşünürsek bir tane bile mi bu yeterlilikte ve ilgili makam için liyakat sahibi öğretmen bulunamadı? Bulunamadı mı ki bu arkadaşımız okulu kuramamakla görevlendirildi acaba? Şimdi bu süreç kurucu müdür atama süreci mi yoksa kuramayıcı müdür atama süreci mi bunun cevabını herkes elini vicdanına koyarak verebilmelidir.
Diğer öne gelen temsilcilerin her biri de bir yerlere atanmışlardır. Hâlbuki bir eğitim sendikasının birinci görevi eğitim çalışanlarının  haklarını savunmak olmasına rağmen bu yapılanların sendikacılıkla uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur.
Hani üstünlerin hukuku son bulacaktı. Bu uygulamalar da gösteriyor ki, değişen sadece üstünler. Yüzler ve isimler değişirken süreç ve uygulamada hiçbir değişiklik söz konusu değildir.
Kendini İslami kimlikle ön plana çıkarıp İslamiyet’in adalet olgusunu bir tarafa bırakarak başkasının hakkı üzerinden nemalanmaya çalışan bir anlayışa sendikacılık demek sendikacılığa âlâ bir hakarettir.
Devletimizinhukuk devleti olması ve bu normların korunması için haksızlık ve ayrımcılık yapanlara karşı haksızlığa ve ayrımcılığa uğrayanların her zeminde meşru ve hukuk mücadelesi vermesi gerekir. Aksi takdirde haksızlık ve ayrımcılık yapanların yaptıkları yanına kâr kalır.
İşte bu nedenle Türk Eğitim Sen Tekirdağ Şubesi olarak diyoruz ki; Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü, hakkı yenilenlerin, ezilenlerin, ayrımcılığa uğrayanların hak arama mücadelesiyle sağlanır. Günümüz sözde sendikacıların, hem haksızlık yapmaları, hem de hukukun üstünlüğünden bahsetmeleriyle hukukun üstünlüğü sağlanamaz ve hukuk devleti ilkesi korunamaz..
Bu konuda sayın Valimizin olaya el koymasını bekliyoruz Binlerce çalışan ve yüzlerce hak sahibi dururken tamamen ayırımcı amaçlarla yapılan bu atamalar ortadan kaldırılarak adaletin sağlanmasın tüm eğitimciler beklemektedir…
 
     Muzaffer DOĞAN
      Türk Eğitim Sen
Tekirdağ Şube Başkanı
Güncelleme Tarihi: 14 Kasım 2012, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
ahmet yılmaz
ahmet yılmaz - 12 yıl Önce

bunlar da artık zıvanadan çıktılar. bir 28 şubat mağduriyeti ile geldiler aynı mağduriyeti şimdi bunlar yapıyor. bunların inancı imanı hep koltuk.

mağdure
mağdure - 12 yıl Önce

mağduruz diyenleri halk iktidara getirdi tayyip erdoğan ın arkasına saklanan bu rantiyeciler aldı başını gidiyorlar ankara tekirdağ dan farklı değil.şakşakcılar da tuzukurular da seyrediyor.

alo-45
alo-45 - 12 yıl Önce

aynı uygulamalar TÜRKİYE'NIN her yerinde uygulanıyor malesef bunların liyakatla,adaletla,müslümanlıkla hiç ama hiç alakaları yok.

ALDIKLARI HARAM MI
ALDIKLARI HARAM MI - 12 yıl Önce

HARAM HELAL,KONUSUNDA ÇOK HASSAS OLDUKLARINI,SÜREKLİ VURGULAYAN BU ARKADAŞLARA SORUYORUM.TORPİL VE KAYIRMACILIKLA YERLEŞTİĞİNİZ KOLTUĞUN BEDELİ HARAMI MI,BEDELİNİ ÖBÜR TARAFTA ÖDEMENECEKTİR,DİYE ŞERH Mİ KONULDU KARANAMENİZE.

MURAT ÇOBAN
MURAT ÇOBAN - 12 yıl Önce

HAK VE ADALETTEN BAHSEDEN TÜRK EĞİTİM SEN 28 ŞUBATTA NEREDEYDİ...DİNDARLAR VE BAŞÖRTÜLÜLER SÜRGÜNLER YERKEN VEYA BAŞÖRTÜLÜ KARDEŞLERİMİZ BİR ÇOK YERE GİREMEZLERKEN O ZAMANLAR BU SENDİKA BAŞKANI NEREDEYDİ.KOLTUK SÖZ KONUSU OLUNCA HAKTAN BAHSEDEN ANLAYIŞ,ADALET ANLAYIŞI MIDIR?"HAYVANLAR VE BAŞÖRTÜLÜLER GİREMEZ" DİYEN 28 ŞUBAT ZİHNİYETİ VE YANDAŞLARI NE ÇABUK HAK VE ADALETİ HATIRLADILAR.

mert
mert - 12 yıl Önce

müslümanım demekle adalet olmaz her dinde adaletli olanlar vardır ben dindarım demekle ben adaletliyim demek aynı şey değildir. ateist de adaletli alabilir

derman
derman - 12 yıl Önce

MURAT ÇOBAN’ AMURAT ÇOBAN İŞKEMBE-İ KÜBRADAN ATIYORSUN.BELLİ Kİ, SEN 28 ŞUBAT HAKKINDA VE EĞİTİM SENDİKALARIN GÖSTERDİĞİ TAVIR HAKKINDA HİÇBİRŞEY BİLMİYORSUN.BEN ANLATAYIM VE SEN DE BİR ARAŞTIR DA BÖYLE OLUP-OLMADIĞINI BİR DOĞRULA BAKALIM…EVET; 28 ŞUBAT TA BİR SENDİKA HİÇ BİR YERDE YOKTU,HATTA O ZAMANLAR VAR OLAN BİR KAÇ ÜYESİ BAŞLARINI MASALARIN ALTINA SOKMUŞ,KORKAK TAVUK GİBİ BEKLİYORLARDI.SENİN KARALADIĞIN TÜRK EĞİTİM-SEN 28 ŞUBAT DÖNEMİNDE “KESİNTİSİZ DEMOKRASİ İSTİYORUZ” DİYEREK SOKAKLARDAYDI.HATTA BU YÜZDEN O ZAMANKİ GENEL BAŞKANI ŞUAYİP ÖZCAN DEVLE GÜVENLK MAHKEMESİNDE YARGILANDI DA SONRADAN RAHŞAN AFFI DENİLEN AF KAPSAMINA GİRDİ DE KURTULDU. KİMMİŞ ? 28 ŞUBAT ZİHNİYETİ VE YANDAŞLARI BİR BAK BAKALIM…BELKİ AYNADA KENDİNİ GÖRÜRSÜN…

murat çoban
murat çoban - 12 yıl Önce

derman'a belli ki 28 şubat sürecini unutmuşsun.Bir hatırla...bir sendikanın genel merkez binası önünde 30-40 ulusalcı dernek ve sendika başkanlarıyla 28 şubat ve ergenekon darbe zihniyetine destek verenleri ne çabuk unuttunuz. Lütfen yapmayın... Bu olayı daha dün gibi hafızamızda tazeliğini koruyor.

SIRADAKİ HABER