Hekimevi’nde yapılan toplantıda konuşan Gündoğdu, insanlığın sorunlarını dert edinerek sendikacılık yaptıklarını belirterek, bunun gereği olarak da, ülkenin demokratikleşmesinin ilk ve önemli adımı referandumda ‘evet’ çıkması için çalıştıklarını söyledi.
“Referandumda, ‘hayır’ denmesi kimin işine yarayacaktı” diye soran Gündoğdu, “Osmaniye’de Mehmetçiğe kurşun sıkanların işine yarayacaktı, İmralı’ya yarayacaktı, Silivri’ye yarayacaktı. Silah tüccarlarının işine yarayacaktı” şeklinde konuştu.
Bir konuşmasında, sendikacılığın ülke için, birey için, insanlık için bir menfaat örgütü olduğunu söylediği için, haksız ithamda bulunanların kendi geçmişlerine dönüp bakması çağrısında bulunan Gündoğdu, “Sendikacılık, milletin değerlerini savunma yeridir. Kamu çalışanlarının hakkını savunma yeridir. Mazlumların, mağdurların sesini duyurma yeridir. Üyesini bırakıp, şef kadrosundan 3600 ek göstergeli kadroya sıçrayıp gitme yeri değildir. Bir tutam ot için, yardan uçanlar bunu anlayamazlar. Bizim hakkımızda söylenen söze, Mevlana gibi yaklaşırız: Söyleyene bakarız, adam mı, diye. Söze bakarız, söz mü diye? Yöneticilerini ve genel başkanlarını örgütlerin, siyasi partilerin seçtiği sendikaların, yöneticilerinin bunu anlaması mümkün değildir” dedi.
Toplu sözleşme hakkının Memur-Sen’in bir kazanımı olduğunu vurgulayan Gündoğdu, “Yetkili olduğumuz yıl, toplu sözleşmesiz masaya oturmayacağımızı söyledik. Çalıştay kararı aldırdık. Diğer konfederasyonlardan biri, memurun iş güvencesinin tartışmaya açılacağı gerekçesiyle katılmazken, bir diğeri son zamana kadar katılacağını açıklamasına rağmen, son gün ortadan kaybolmuştur. Memur-Sen’in toplu sözleşme hakkını elde edemeyeceğini düşünerek katılmayanlar, çıkan sonuç karşısında ne yapacağını şaşırdı. Daha sonra da toplu sözleşmenin anayasa değişikliği paketinde yer almasını sağladık ve referandumda bu hakkın elde edilmesi için çalıştık. Toplu sözleşme hakkını söke söke alan Memur-Sen’dir” diye konuştu.
Referandumun kırılma noktalarından biri olduğunu ifade eden Gündoğdu, çıkan yüzde 58’lik ‘evet’te en büyük payın Memur-Sen’de olduğunu dile getirdi. Ortak Akıl mitingleri ve referandumla Memur-Sen’in üzerine düşeni yaptığını anlatan Gündoğdu, şimdi yapılması gerekenin ise tam demokratik sivil bir anayasa olduğunu kaydetti.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun, ‘namlusu millete dönmüş tanka selam durmam’ sözünü hatırlatan Gündoğdu, “Biz de namlusunu, tüfeğini millete döndürenlere selam durmayız. Bir genel başkan, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nu unutmuş, O’nun manevi değerlerini unutmuş, referandumda ‘hayır’ demişti. Halen, durduğu yerin yanlışlığını anlayamamış, bir cemaate faaliyetlerini durdurma çağrısı yapıyor. Memur-Sen olarak, bizim hiçbir cemaati savunmak gibi bir durumumuz yok. Hiçbir cemaatin de kendisini, başkalarının savunmasına ihtiyacı yok. Biz, yapılan hizmetleri takdir ediyoruz. Devletin yapması gerekeni yapanların faaliyetlerini durdurmak yerine, desteklenmesi gerekir. Desteklemiyorsanız, çekilin bari gölgeniz olmasın” ifadelerini kullandı.
Memur-Sen Adana İl Temsilcisi Ali Uslu ise, sendikal kazanımların yanı sıra üyelerini grup ferdi kaza sigortası kapsamına aldıklarını dile getirerek, sendikacılıkta fark oluşturduklarını kaydetti.
Ahmet Gündoğdu, daha sonra Adana Şube Yönetim Kurulu üyelerimizle bir araya geldi.
Güncelleme Tarihi: 05 Nisan 2011, 00:00
Bunu yapan yegane ve yegane Memur-Sen yöneticileridir. Bakınız bir il yönetiminde olup veya üst kurul delegesi olupta yönetici müdür yardımcısı müdür gibi kadrolarda olamayan bir memur-sen li gösterin bana ? Gösteremezsiniz çünkü hepsi şu anda o kadroları meşgul ediyor. İmamlar gassallar bile hastane müdür yardımcısı müdürü yapılıyor. İl sağlık müdür yardımcıları hep cemaatten varmı yanlışım ? Boş konuşmayın Ahmet bey. Bende size Mevlana gibi yaklaşıyorum o halde: Söyleyene bakarız, adam mı, diye. Söze bakarız, söz mü diye? Yöneticilerini ve genel başkanlarını örgütlerin, siyasi partilerin seçtiği sendikaların, yöneticilerinin bunu anlaması mümkün değildir” diyorum. Peh peh peh...