Atatürk tüm dünyanın örnek aldığı, gıpta ile baktığı eşsiz bir komutan ve liderdir. Atamız; Türk milletinin hiçbir gücün iradesi altında olmadan, bağımsız ve hür bir şekilde ilelebet yaşaması, topraklarımızın bütünlüğü, bayrağımızın her daim dalgalanması ve modern bir devlet inşa etmek için son nefesine kadar mücadele etmiştir.
Büyük Atatürk öyle bir devlet inşa etmiştir ki; demokrasi içimize işlemiştir, milli değerlerimiz, milli kimliğimiz kutsallarımızdır, vatan bilinci yüksek, bayrak aşkı ile yanıp tutuşan, ecdadının mirasına sahip çıkan nesiller yetişmektedir.
Şayet bugün özgürce nefes alıyorsak, göğsümüzü gere gere “Ne mutlu Türküm Diyene” diyebiliyorsak, şeref ve haysiyetimizle dünya milletler cemiyeti içerisinde muteber şekilde yaşıyorsak, bunu elbet önderimiz Atatürk’e ve O’nun kahraman silah arkadaşlarına borçluyuz.
Ne yazık ki Atamızı tartışmaya açan, ilke ve inkılaplarını kabul etmeyen, liderliğine, kişiliğine söz söyleme cüreti gösteren, yalan bilgilerle toplumda fitne fücur faaliyetlerde bulunan bir güruh vardır.
Bunlar yüzlerine geçirdikleri maskelerle, dillerine doladıkları iftiralarla Atamızı ve O’nun temsil ettiği değerleri itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Bu maskeli çetelerin Atatürk alerjisi o kadar fazladır ki, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlarken dahi bu ülkenin kurucusu Atatürk’ün adını dile getirmekten imtina etmektedirler.
Oysaki Atatürk önderliğinde nice savaşlar kazanılmış, Cumhuriyet kurulmuş, modern bir devlet inşa edilmiştir. Emperyalizme geçit vermeyen Atatürk ve O’nun komutanlık ettiği kahraman ordusudur.
Türk milletinin küllerinden yeniden doğmasına öncülük eden Atatürk ve O’nun liderliğini yaptığı kurmay kadrodur. Demokrasiyi Türk milletinin her hücresine zerk eden, eğitimden, sağlığa, bilimden, sanata kadar her alanda çığır açan Atatürk ve O’nun çok kıymet verdiği aydınlardan oluşan çalışma arkadaşlarıdır.
Atatürk; savaştan çıkmış, bitap düşmüş bir milletin yeniden medeniyetler yarışında yer almasını sağlayan bir önder olarak, dünya liderlerinin bile adını duyduğunda saygıyla eğildiği mümtaz şahsiyetler arasında hak ettiği yeri almıştır. İşte bu kadar çok başarısı olan bir lideri, komutanı görmezden gelmek, O’na saldırmak tam anlamıyla akıl tutulması yaşamaktır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin çatısı altında yaşayan fakat bu aymazlığın çukurunda yuvalananlar ya cahil ya da gafil ya da haindirler. Biz çok iyi biliyoruz ki, aslında Atatürk’e saldıranların asıl derdi, Atatürk’ün temsil ettiği kıymetlerdir. Onların onulmaz alerjisinin nedeni milli devlet yapımız ve Anadolu’daki Türk varlığıdır.
Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa edecek olan ve pusulası çağdaş uygarlıklar olan genç nesiller; Atamızın gösterdiği hedeflerden asla sapmayacak, yüksek öngörüsü, akıl ve ilimle yoğrulmuş zihni, bağımsızlığı karakteri olarak benimsemiş ruhu ile vatanımıza, bayrağımıza, mukaddes değerlerimize sahip çıkacaktır.
Bu vesileyle Ulu Önder Atatürk’ü ölümünün 80’inci yılında minnetle, özlemle ve dualarla yad ediyoruz. “Ne mutlu Türküm diyene” ifadesinin şuurunu yüreğinde hisseden Türk eğitimcileri olarak; çocuklarımızı da aynı değerlerle yetiştirmeye devam edeceğiz. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.