Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, MESS’in toplusözleşme görüşmelerindeki dayatmalarını kabul etmediklerini belirterek, ''İşverenler, onların vekili gibi davranan siyasetçi ve sarı sendika üçgeninde 30 yıldır sahnelenen oyunu bozacağız'' dedi.
Pankart asılıp halay çekildi
Averys Group'a ait Standart Depo ve Raf Sistemleri A.Ş işyerinde çalışan 70 Birleşik Metal-İş üyesi işçi, sabah saatlerinde, sendikanın Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar, Eğitim Sekreteri Celalettin Aykanat, DİSK Başkanlar Kurulu üyesi Ali Cancı, TKP, EMEP, ÖDP, CHP, Belediye-İş, Genel-İş, Dev Sağlık-İş, Nakliyat-İş ve KESK'e bağlı sendikaların yöneticileriyle birlikte halay çekerek grev önlüğü giydi. ''Grevimiz onurumuzdur'', ''Yaşasın onurlu grevimiz'', ''Metal işçileri köle değildir'', ''Felaket zammına hayır'', ''MESS dayatmalarına hayır'' ve ''Yaşasın metal işçilerinin birliği'' dövizleri taşıyan, sık sık da ''Metal işçisi ayağa kalkıyor'', ''gün gelecek devran dönecek, hainler işçiye hesap verecek'', ''baskılar bizi yıldıramaz'', ''işçilerin birliği sermayeyi yenecek'', ''yaşasın sınıf dayanışması'', “Standard Depo işçisi köle değildir”, ''İnadına sendika, inadına DİSK'' sloganı atan işşçiler, tesis kapısına ''Bu işyerinde grev var'' pankartını astı.
"Tarihe tanıklık ediyoruz"
Birleşik Metal-İş Sendikası Kocaeli Şubesi Başkanı Hami Baltacı, tesisler önünde bulunanların, 21 yıl sonra tarihe tanıklık ettiğini belirterek, ''İşbirlikçi Türk Metal-Sendikası ile MESS'in imzalamış olduğu sözleşmeyi kabul etmiyoruz. Metal işçileri dayatmalara onuru ile cevap veriyor. İşverene grev kapınızda dedik, inandıramadık. Bugün, grev kapıdan içeri girdi. Bizim için grev amaç değil, hedefe ulaşmak için bir araç. Ekonomik ve sosyal büyümeden pay istiyoruz” dedi. Daha sonra söz alan Genel Başkan Adnan Serdaroğlu, Türk metal sendikası'na ağır eleştiriler yöneltirken, işçilerin yüzünü DİSK'e döndüğünü söyledi. Serdaroğlu, ''30 yıldır baskı ve dayatmalar var. Ona karşı ilk adımları attık, koşar adım hedefimize gidiyoruz. Toplu iş sözleşmesi düzeninde bir hegemonya kurulmaya çalışılıyor ve işçiler buna baş kaldırıyor. İşçileri esaret altında tutan o sarı sendikanın işçileri sömürmesine engel olacağız. KOÇ'un sendikası MESS ve işçi sendikası kılığındaki sahte sendika ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
"Geleneğimize sahip çıkıyoruz"
Sendika olarak 65 yıllık bir gelenekten geldiklerinin altını çizen Serdaroğlu, şunları kaydetti: ''Maden-İş geleneği, işveren-siyasetçi ve sarı sendika üçgeninde oynanan oyunlara boyun eğmeyecektir. Kavel direnişinin açtığı yolda adım atmaya devam edeceğiz. Eğer, işçiler yüzünü Birleşik Metal-İş'e ve DİSK'e dönmüşse, onların hakkını korumak ve mücadele perspektifini canlı tutmak tarihsel görevimizdir. Sendikamıza, örgütlenme ve toplusözleşme dönemlerinde ciddi basınç oluşturulup dayatmalar yapılıyor. İşverenler ve onların siyasi temsilcileri, toplusözleşme düzeninde hegemonya kurmaya çalışıyor. Biz bu çemberi yarıyoruz. Sarı sendikaları çürüyen et, dökülen diş gibi teşhir edeceğiz. Anlaşma metinlerini, fabrikalara sendika değil işverenler asıyor, sat ücretlerine 20 kuruşluk zam işçiye bayram diye yansıtılmaya çalışılıyor. İşverenle bir olup işyerlerimiz saldırıyorlar. Görüntü, hükümete teslim olduklarıdır. Metal işçilerini korkutarak teslim almaya çalışıyorlar.''
"Bu toplu sözleşme düzeni yıkılmalı"
Serdaroğlu, 30 yıl önceki mücadeleyi yaratan nedenlerin bugün de karşılarında olduğunu anımsatıp, şöyle devam etti: ''Tek fark sermaye daha güçlü. Onların temsilcisi hükümet ve sarı sendikalar da. Ama, karşılarındaki metal işçisi de artık daha güçlü. Bu toplusözleşme düzeni yıkılmalı artık. Bizi, saygı duyarak gözlüyorlar. Birleşik Metal üyeleri başarılı olursa, Ford işçileri de nefes alacak.'' Konuşmasında, torba yasanın getirdiklerine de vurgu yapan Serdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: ''İçinde her şeyin olduğu çorba, aşure, ucube bir yasa. Toplusözleşme düzenini etkileyen maddelerin geri çekilmesi için mücadele verildi ve 3 madde geri çektirildi. Bugünkü ihracat, 2008'in 120 milyar dolarlık seviyesini aratmayacak durumda. Bunun önemli bir bölümünü metal sektörü gerçekleştirdi. Yüzde 10'luk büyümede de metal sektörü öne çıkıyor. Hal böyleyken daha fazla köle olmamız isteniyor. Bunları yapan metal işçisi, payını istiyor. Patronların kölesi olmayacağız. MESS dışı görüşmeler sürecek. Daha farklı sözleşmeler imzalayacağız. Bu, artık para meselesinin dışındadır, özgürlük meselesidir. Özgürlüklerimizin sınırını biz belirleriz. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak.'' DİSK Yönetim Kurulu üyesi Ali Cancı'nın da, ''bu grev sadece Birleşik Metal-İş'in grevi değil, işçi sınıfının bütününün grevidir. Kazanım, işçi sınıfı hanesine yazılacaktır. Kazanan biz olacağız. Metal işçilerinin kazancını, işçi sınıfının tarihine kazıyacağız'' demesinin ardından, ilk grev nöbeti de tutulmaya başlandı. İlk gün grev gözcüleri Mehmet Gezgin, Kerim Altınbaş ve Hikmet Kılıçdoğan oldu.
Metal işçilerinin ilk grevi 22 Mart Salı günü Doruk Fabrikası'na bağlı Süsler Beyaz Eşya’da başlamıştı. Önümüzdeki günlerde Kocaeli-Gebze-İstanbul hattında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu diğer fabrikalarda da işçiler greve gidecekler.
Güncelleme Tarihi: 24 Mart 2011, 00:00