Burada matrahı bırakalım. Yapılabilecek tek şey, gelir vergisi kesintilerinin yüzde 15 ile sabitlenmesi ve bu anlamda mali kayıpların önüne geçilmesidir.
Yalçın, yaptığı açıklamada, kamu görevlilerinin ek gösterge sistematiğinde bir çarpıklık olduğunu, toplu sözleşme süreçlerinde bu konuyu masaya taşıdıklarını söyledi.
Bütün kamu görevlilerinin 3600 ek gösterge taleplerini karşılayabilecek bir sistematik önerisinde bulunduklarını dile getiren Yalçın, şöyle devam etti:
Herkesin ek göstergesi 600 puan yükseltilerek bu anlamdaki skala bozukluğu düzeltilsin, amir ve mahiyetinde çalışan arasındaki ek gösterge farklılıkları giderilsin diye bir çalışma öngörmüştük.
Cumhurbaşkanımızın 24 Haziran seçimlerinde öğretmen, hemşire, polis ve din görevlisi eksenli 4 meslek grubu üzerinden özellikle 3600 ek gösterge vaadinde bulunmuş olması kamu görevlilerinin umudunu artırmıştır.
Ek gösterge taleplerinin bütün kamu görevlilerini içine alacak şekilde bir çerçeveye oturtulması ve mahiyetin bu anlamda genişletilmesini talep ediyoruz.
Yalçın, 100 günlük eylem planında 3600 ek göstergenin konulmuş olmasının memnuniyet verici olduğunu belirterek, “Bütün kamu görevlilerinde beklenti bu anlamda artırmıştır.
Bunun dikkate alınması gerektiğini ifade ediyoruz. Memur-Sen ailesi olarak, kamuyu bütüncül olarak görerek, buna ilişkin bir hazırlık süreci geçirdik.
Raporlaştırdığımız çalışmayı muhataplarıyla buluşturuyoruz. Burada da aynı mantaliteyi esas alıyoruz. Bütün kamu görevlilerinin bu anlamda memnun olabileceği bir çerçeveyi düşünüyoruz.
VERGİ MATRAHLARINDAN KAYNAKLI KAYIPLARIN DÜZELTİLMESİ GEREKİYOR
Kamu görevlilerinin vergi dilimiyle ilgili yaşadıkları kayıplara dikkati çeken Yalçın, bu kesimin yüzde 15’lik vergi dilimini birkaç ay içinde aşıp, yüzde 20-27’lik vergi dilimi bandına takıldıklarında ciddi anlamda kayıplar yaşadığını söyledi.
Bunun “kaşıkla verilen zammın kepçeyle geri alınmasına neden olduğunu” savunan Yalçın, şunları kaydetti:
Gelir kayıplarının olduğu bir zemini yaşıyoruz. Kamu görevlilerine ilişkin vergi matrahlarından kaynaklı kayıpların düzeltilmesi gerekiyor. Hükümet yeniden değerleme oranlarını belirlerken yüzde 23’lük rakamlar ortaya koyuyor ama kamu görevlilerinin durumuna baktığımızda aynı yaklaşım gösterilmiyor.
Matrahlar eş değerli şekilde güncellenmeli ve kamu görevlilerinin kayıplarının önüne geçilmeli. Burada matrahı bırakalım. Yapılabilecek tek şey gelir vergisi kesintilerinin yüzde 15 ile sabitlenmesi ve bu anlamda mali kayıpların önüne geçilmesidir.
Kamu Personeli Danışma Kurulu’nda (KPDK) buna özellikle vurgu yaptık. 2019’un ilk KPDK’si mart ayında olacak. Orada da aynı konuyu gündeme getireceğiz.
Nihayetinde de ağustos ayında toplu sözleşme masası kurulacak. Orada buna ilişkin bir hüküm çıkarmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.
Hükümetin bu talebin imzaya dönüşmesine hazırlıklı olması gerektiğini belirten Yalçın, şöyle dedi:
Kamu görevlileri vergi diliminin sıkıntısını yaşıyor. Enflasyon rakamlarının yüksek çıkmasından kaynaklı olarak 2 yıllık toplu sözleşme sürecinde imza altına aldığımız rakamların üzerinde bir enflasyon gerçekleşti.
Türkiye’de ekonomideki dalgalanma, dolar, kur ve dış müdahale operasyonları yüzünden bir enflasyon makası oluştu. Bu makas dolayısıyla da kamu görevlilerinin alım gücü düştü.
Onun için ocak ayında yapılacak enflasyon farkı ödemesi ile aradaki tazminat kısmının sağlanması gerekiyor. Eylül ve ekim ayından itibaren yüzdelik dilimi geçen enflasyon rakamları dolayısıyla ortada bir mali kayıp var. Bunun telafi edilmesi gerekiyor.