MEB adeta çiftlik gibi. Hem de herkesin kafasına göre takıldığı bir çiftlik. Kural var uyan yok. Az da olsa kuralı uygulayanlar suçlu diğerleri haklı…
Her gün yeni bir proje yeni bir uygulama ile bir tarafını dernek ve vakıflar kuşatmışlar. Diğer tarafta ise yasal dayanağı olmadan ya ev ziyareti yapın, ya para toplayın ya da koçluk sistemini dayatan vali, kaymakam ve milli eğitim müdürleri.
Liyakati tartışmalı kişiler tarafından Öğretmene eğitim vereni de var öğrenciye gericiler tarafından seminer verdireni de….
Ensar Vakfı Ankara’nın göbeğinde okul müdürlerini toplayacak “Müfredatlarda ve Müfredatlarla Ne Yapmaya Çalışıyoruz?”u anlatacaklar. Bu toplantının baş konuğu da müfredattan sorumlu Talim Terbiye Kurulu Başkanı Alpaslan DURMUŞ olacak.
Eğitim İş olarak aylardır müfredatı kim hazırladı sorumuzun cevabı da böylece ortaya çıkmış oldu.
Sadece son birkaç ay içinde gündeme gelen kitaplardaki skandallar bile bu kişinin o koltukta oturmaması için yeterli olması gerekirdi. Gereğini yapması için de anlaşılan o ki emir gelmesi şart.
Eğitim sistemimiz bu şekilde kuşatılmışken şimdi de öğretmenler norm fazlası olarak bir o yana bir bu yana savruluyorlar.
Evet; bir yerde ders yoksa tabii ki öğretmen ders olan okula gidecek. Ama haksız yere yapılan atamalara ne diyeceğiz? Ya da plansızlık yüzünden norm fazlası olanlara.
Bu da yetmezmiş gibi her il farklı farklı uygulamaya imza atıyor. Ülke aynı, kanun aynı, yönetmelik aynı ama uygulamalar farklı.
Bu dağınıklığı durdurup uygulama birliğini kim sağlayacak? Tabii ki bakanlık ama ne ala…
Ben karışmam etmem mantığında.
Örnek mi verelim:
Hangisini söyleyelim ki?
Zorunlu hizmete tabi olan ve norm fazlası olan öğretmene sen sadece zorunlu hizmet kapsamındaki okulları isteyebilirsin diyen Adana’yı mı? (ki mevzuatta böyle bir kısıtlama yok)
Ankara’nın göbeği Çankaya bölgesinde Halkeğitim merkezlerinde norm kadroların kaldırılmasını mı? Norm kaldırıldığı halde ücretli gelenler dahil 3-4 öğretmenin derse girdiğini mi?
Norm fazlası olanlardan fiilen 15 saat derse girmekte olanlar resen atanmayacak diyenleri mi?
Norm fazlası olduğu halde bir gerekçe ile norm içindeki öğretmenin bulunmaması nedeniyle derse girmekte olanlar resen atanmayacaktır diyeni mi?
Engelliye öncelik vereni mi? Engelliye engel olanı mı?
Resen atama yapmayacağız deyip öğretmenleri resen atayan illeri mi?
Öğretmenin özrünü dikkate almayıp resen atama yapan ve yeniden özre tabi duruma düşürenleri mi?
Peki erken kalkan yol alır dercesine norm fazlası duyurusuna çıkmadan istediğini istediği yere atayan illeri mi?
Yöneticilikten çekilmeyi yol olarak gösterip Eylül’de yönetici olan öğretmeni bu dönemde istifa yoluyla bulunduğu kuruma atayanı mı?
Yönetmelik maddesi durdurulduğu halde Fen ve Sosyal Bilimler liselerine yönetmeliğe göre atama yapacağım diyeni mi?
Hangisini söyleyelim ki????
Hangi ilin norm fazlası öğretmen atama duyurusunu açsanız hukuka aykırı durumlar görüyorsunuz.
Bakanlık bu durumlardan sorumlu değilmiş gibi davrandıkça da her il kafasına göre takılmaya devam ediyor.
Danıştay kararı çıkalı aylar olmasına rağmen halen Rehber Öğretmenlerin Anaokullarında görev yapmalarına ilişkin düzenleme yok.
Yani nereden bakılırsa bakılsın onlarca sorun…
MEB’in iş bilmez yöneticilerinin uygulamaları artık işin içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Ne yazık ki bu durumdan da en çok da öğrenciler etkilenmektedir.
MEB artık ne olduğu belirsiz vakıfların, derneklerin okullarda kol gezmesine, yönetmelik ve genelgeler dışı hukuksuzlukların hüküm sürmesine son vermelidir. Bakanlık bürokratları da ülke genelinde uygulama birlikteliğini sağlamalılar ya da biz bu işi beceremiyoruz demelidirler…
Bizim ne tek bir öğretmen ne de tek bir öğrenci kaybedecek zamanımız yok…
EĞİTİM İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU
Güncelleme Tarihi: 07 Aralık 2017, 00:00