Kamusen ülke genelinde aynı anda basın açıklaması yaptı.
2018 ve 2019 senelerinde memur ve memur emeklilerine yapılacak maaş zamlarının belirlendiği toplu sözleşme görüşmeleri, 2017 senenin ağustos ayında gerçekleştirilmiş ve mutabakatla sonuçlanmıştır.
Yetkili konfederasyon ve kamu işveren temsilcileri arasında imzalanan toplu sözleşme hükümlerine göre kamu görevlileri ile emeklilerin maaşlarına 2018 senenin ilk altı aylık dönemi için yüzde 4, ikinci altı aylık dönemi için yüzde 3,5 olmak üzere kümülatif yüzde 7,6; 2019 senenin ilk altı aylık dönemi için yüzde 4, ikinci altı aylık dönemi için yüzde 5 olmak üzere kümülatif yüzde 9,2 artış yapılması kararlaştırılmıştır.
Toplu sözleşmeye göre dönemler halinde yapılan maaş zamlarının anılan dönemde gerçekleşen enflasyonun altında kalması durumunda aradaki farkın maaşlara yansıtılması hükme bağlanmıştır.
2018 sene başından itibaren yaşanan ekonomik gelişmeler neticesinde enflasyonda yüksek oranlı artışlar görülmüş, memur ve emeklilerin maaşları reel olarak değer kaybederken alım gücünde büyük düşüşler yaşanmıştır.
Öyle ki, 2017 ve 2018 ekim ayları dikkate alındığında senelik enflasyon yüzde 25,24; 2018 senenin ilk on ayı dikkate alındığında ise yüzde 22,5 olmuştur. Bu süre zarfında ocak ayında 2017 senesine dair yüzde 1,69 ve temmuz ayında senenin ilk altı ayına dair yüzde 5,15’lik enflasyon farkı da eklenerek yapılan hesaplamada memur ve emekli maaşlarının senelik yüzde 14,8 arttığı görülmektedir.
Dolayısıyla kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaşları, enflasyon karşısında bir yılda yüzde 10,4 değer kaybına uğramıştır. Yılın ilk on ayı itibarı ile hesaplandığında ise kamu görevlilerinin alım gücünün yüzde 9,5 düştüğü ortaya çıkmaktadır.
Bu gelişmelere paralel olarak geçtiğimiz yıl 5.336,22 TL olan dört kişilik ailenin aylık zorunlu harcama tutarı, bu sene tam 854,82 TL artış göstermiş ve 6.191,04 TL’ye ulaşmışken 2.977,67 TL olan ortalama memur maaşı 441,65 TL zamlanmış ve 3.419,32 TL olmuştur.
Başka bir ifadeyle enflasyon farkı ödemesi de yapılmasına rağmen maaşlardaki erime ve alım gücündeki kayıp devam etmiş ve ortalama bir memurun alım gücü, bir sene içinde aylık 413,17 TL azalmıştır.
Tüketici fiyatlarındaki bu yükseliş yüzde 45’e ulaşan toptan fiyatlardaki artışla birlikte değerlendirildiğinde ekonomide her şey yolunda gitse bile uzunca bir süre daha fiyatların pahalanacağını, alım gücündeki düşüşün süreceğini göstermektedir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda 2018 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 20,8; 2019 yıl sonu hedefi ise yüzde 15,9 olarak belirlenmişken kamu görevlilerine 2018 senenin tamamı için enflasyon farkı dahil yüzde 13 maaş zammı yapılmış, 2019 sene için ise yüzde 9,2’lik bir artış öngörülmüştür.
Dolayısıyla memur maaşları resmi rakamlara göre bu sene en az yüzde 7,8 eriyecek, 2019 senesinde hedeflenen enflasyona ulaşılsa bile, maaşlarda yüzde 6,7’lik bir reel düşüş olacaktır.
Her ne kadar dönem sonları itibarı ile maaşlara enflasyon farkı eklense de bu ödemenin geriye dönük olarak yaşanan kayıpları karşılamadığı, yalnızca anlık bir enflasyon düzeltmesi olduğu ve dönem içinde maaşların sürekli eridiği açıktır.
Yüzde 15,9 olarak değiştirilen enflasyon hedefi dikkate alındığında 2019 yılı için memur ve emekli maaşlarına yapılması planlanan maaş zamlarının, Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı’nda yeni hedefe göre revize edilmesi de bir gerekliliktir.
Enflasyonun toplumsal boyuttaki en olumsuz etkileri hiç kuşkusuz dar ve sabit gelirliler üzerinde görülmektedir. Bugün artık memur ve emeklilerimiz alışveriş yapamaz, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelmiştir.
Ülkedeki gelir dağılımında adaletin sağlanması için en önemli araçlardan bir tanesi benimsenen ücret politikalarıdır. Gelişmeler karşısında ürünlerin fiyatına fahiş oranlarda zam gelirken maaşların yalnızca enflasyona endeksli olarak düzenlenmesi, gelir dağılımını bozacak, ekonomik olumsuzlukların yükünü yalnızca çalışan kesime yükleyecek bir etken olacaktır.
Bu çerçevede toplu sözleşme görüşmelerinde enflasyona endeksli maaş artış tekliflerinden vaz geçilmesi, gerçekleşen enflasyon, yoksulluk sınırı, büyüme ve refah payının temel alındığı bir maaş artış sisteminin geliştirilmesi lüzumludur.
Bütün bu gerçekler ışığında; kamu görevlilerinin mağduriyetini gidermek, enflasyona yenik düşen, temel ve vazgeçilmez harcamalar karşısında eriyen maaşlarını telafi etmek ve kamu görevlilerinin alım gücünü yükseltmek amacıyla 2019 sene maaş artış oranlarının Yeni Ekonomi Programı’nda belirlenen hedeflere göre revize edildikten sonra memur ve emeklilere ek zam yapılması için gerekli girişimlerde bulunmanız hususunu saygılarımla arz ederim.
Güncelleme Tarihi: 15 Kasım 2018, 09:50