İSLAMOFOBİ GİBİ ÖĞRETMENOFOBİ

         Değerli arkadaşlar;
         Büyük Atatürk’ün “Yükselen yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” dediği öğretmenler, “Behemahal muzaffer olunacaktır” dediği eğitim davasının çilekeş çalışanları, Başöğretmenlerin meslektaşları, bugün sahipsiz, yalnız ve kimsesiz.
            Bir zamanlar ismi köylerde muhtardan, nahiyelerde ise nahiye müdüründen sonra gelen ve kaza - vilayet yapılanmalarındail-ilçe protokolünde yeri olan öğretmenin bugün adı yok. Bir zamanlar yani Atatürk zamanında milletvekili maaşına denk olan maaşından bahsetmiyoruz bile.
            ‘Öğretmeni, eğitimciyi bu hale düşürenler utansın’ diyeceğiz ama utanmayacaklar. Akşamdan ‘tak’ diye karar alıp sabahtan ‘şak’ diye eğitim reformu uygulamaya kalkarsanız “Dert+Dert+Dert” yaratırsınız dedik, dinletemedik.
            Eğitimciyi eğitimin temel problemi olarak gören bir iktidarımız var. Bakanı, Başbakanı seçmen şov için ikide birde eğitim çalışanlarına ‘gider’ yapıyor. Hatta kendilerini yetiştirenleri “cami avlusunda yem bekleyen güvercinler” gibi gören aymazlar, içmeden kafayı bulanlar var.
            İslamofobi benzeri bilinçaltı öğretmen karşıtlığı, eğitimci düşmanlığıyla dolu bu kafayı kınıyoruz. Veliyi - öğrenciyi %50’lik dilimlerde müşteri memnuniyeti olarak gören ve ‘müşteri her zaman haklıdır’ prensibine biat ederek öğretmenlerin darp edilmelerini, öldürülmelerini seyredenleri kınıyoruz. İdarecileri okullardaki psikopat tiplerle uğraşamayacak derecede ve işten başını kaşıyamayacak kadar lüzumsuz işlerle dolduranları kınıyoruz. Bunca dert ve sıkıntı varken bunların yerine okul idarecilerini basın yoluyla kamuoyuna hedef gösteren yapıları kınıyoruz.
            Geçen hafta İzmir’de bir bayan öğretmenimiz bıçaklanarak öldürüldü. Dün Türkan Dereli İlkokulu Müdür Yardımcımız Nizamettin İsaoğlu planlı bir şekilde bir veli tarafından darp edildi. Aynı günücretli öğretmenlik yapan ve atama bekleyen bir bayan arkadaşımız Kandıra yolunda ölü bulundu. Ne oluyoruz? Nereye gidiyoruz?
            Yetkililerin bir an önce okullar ve çevrelerinde güvenlik tedbirleri alınmasını istiyoruz. Bu tip hadiselere karışanların etkin pişmanlık kapsamına sokulmadan en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. Bilhassa siyasî erkin Tarık Haşimî’ye sahip çıktığı kadar kendi öğretmenine sahip çıkmasını istiyoruz. Yoksa Suriye’ye gönderdiğiniz silahlardan ruhsatlı olarak bizde isteyeceğiz, haberiniz olsun.
            Kamuoyuna haykırışımızdır.
 
 
                                                                                                          Süleyman PEKİN
                                                                                                            Şube Başkanı
Güncelleme Tarihi: 05 Ekim 2012, 00:00