GÜNDOĞDU'DAN ÖNEMLİ MESAJLAR !

Eğitim Bir-Sen Tüzük Tadil Kongresi, Başkent Öğretmenevi’nde yapıldı.

GÜNDOĞDU'DAN ÖNEMLİ MESAJLAR !
 

 

BATI MEDENIYETI ÖLDÜRMEYİ, İSLAM MEDENİYETİ İSE YAŞATMAYI ESAS ALIR

 

Genel Başkan Ahmet Gündoğdu yaptığı konuşmada, kendilerinin sendikacılığı para biriktirme, şöhret olma, siyasete atılma ve bürokraside mevzi kazanma gibi kuru bir dava olarak görmediklerini vurguladı. İnsan merkezli sendikacılık yaptıklarını belirten Gündoğdu, demokrasinin yerleşmesini sağlamak, medeniyet değerlerini yaşatmak için sendikacılık yaptıklarının altını çizdi. Dünyadaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gündoğdu, Batı medeniyetini iki yüzlülükle suçladı. Gündoğdu, ABD’yi görmeden, onun yaptığı şeytanlıkları görmeden sendikacılık yapılamayacağını dile getirdi.

 

BATI MEDENİYETİ, DÜŞMANSIZ AYAKTA KALAMAZ

 

Filistinlilerin zaferini kutladığını dile getiren Gündoğdu, kendilerinin Filistinliyiz, Gazzeli'yiz demekten gurur duyduklarını ifade etti. Gündoğdu, “Kudüs ve Mescid-i Aksa Şairi M. Akif İnan ‘Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde, Götür Müslüman’a Selam diyordu, Dayanamıyorum bu ayrılığa, Kucaklasın beni, İslam diyordu.’  dizeleriyle İslam Medeniyeti’ne vurgu yapıyordu. Filistinli kardeşlerimizin zaferini kutluyorum; her zaman ‘hepimiz Filistinliyiz, Gazzeliyiz, Kudüslüyüz’ demekten gurur duyduğumuzu da buradan haykırıyorum. Batının, batı medeniyetinin demokrasi anlayışı da ikiyüzlüdür, çifte standartlıdır. Batı emperyalizminin oyun ve tuzaklarına karşı her zaman uyanık olmalıyız.” şeklinde konuştu.

 

12 EYLÜL REFERANDUMUYLA HER ŞEY BİTMEDİ

 

Ahmet Gündoğdu Batı ve onun işbirlikçilerinin her zaman ve her dönemde yeni şer vizyonunu ortaya koyduğunu dile getirerek, “Sanmayın ki 12 Eylül referandumuyla her şey bitti, sanmayın ki onlar ideallerinden vazgeçtiler. Emin olun ‘yeni bir kaos senaryosu’ ile milletin değerleriyle, medeniyetimizle, kültürümüzle, inançlarımızla kavga etmenin yollarını planlayanlar hiç bitmeyecek. Önemli olan bizim ne yaptığımız ve ne yapıyor olduğumuzdur.” şeklinde konuştu.

 

28 ŞUBAT, CUMHURİYET TARİHİNİN EN ACIMASIZ DARBESİDİR

 

Gündoğdu, “60 darbesi, 70 muhtırası, 80 darbesi gibi darbeler dönemi periyodik olarak hep devam etti. Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ‘teşebbüs hürriyeti, inanç hürriyeti, fikir ve ifade hürriyeti’ serbestliği adına 163. Madde’yi kaldırmasıyla darbeciler, ‘İrtica’ kavramını yeniden sahaya sürerek ‘İrticacı’ avına çıktı ve kirliliğe devam ettiler" diyen Ahmet Gündoğdu, 28 Şubat post modern darbesinin ise Cumhuriyet tarihinin en yıkıcı, en kirli ve en acımasız darbesi olduğunu dile getirdi. Gündoğdu, “Bu dönem; en büyük soygunların yapıldığı, bankaların içinin boşaltıldığı, katsayı engeli ve başörtüsü yasağıyla da millete  ‘had bildirilmeye’ devam edildiği dönemdir. 2002 de milletin tokadı ve bunu içine sindiremeyen asker, bürokrat, medya, sözde sendika oligarşisi… Ay ışığı, Balyoz, Sarıkız, Ergenekon Örgütlenmeleri, önce Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine müdahale; sonra 27 Nisan e-muhtırasıyla planlarına devam ettiler. Hükümetin ve gerçek sivil toplum örgütlerinin ‘sivil muhtırasıyla’ bir oyunun daha bozuldu ve vesayet tokmağı, batının uşaklarının kafasına indirildi. Her ne kadar Eğitim-Bir-Sen 20, Memur-Sen 18 yıldır var olsa da antidemokratik süreçlere müdahale etme gücünü ancak 2000 yılından sonra elde edebilmiştir. Ortak Akıl mitingleri, referandumdaki rolü, kesintili eğitimdeki öncülüğü bu gücünün en somut örnekleridir” dedi.

 

BİZ ÖNCE İNSAN, ÖZNE İNSAN DİYORUZ

 

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye’de sendikacılığın ya kutsal devlet, derin devlet ve bu devlete karşı bireyin itaati ve görevlerinde devlete-güce yanaşmalık şeklinde gerçekleştiğini ya da milletin inancına ve devletine düşmanlık şeklinde gerçekleştiğini söyledi. “Biz önce insan, özne insan diyoruz, milletin devletini önemsiyoruz ve devletin insana karşı görev ve sorumluluklarını önemsiyoruz.” diyen Gündoğdu, bunun için bu ülkenin geleceğini kurtarmak adına büyük başarı ortaya koyduklarını söyledi.

 

TÜZÜK TADİL KONGRESİ

 

 

 

Kongre sonucunda sendikamız tüzüğü yenilendi. Başbakanlık mevzuat hazırlama yönetmeliği doğrultusunda madde numaraları, madde başlıkları fıkra ve bendlerinin numaralandırılması, bahsi geçen yönetmelik hükümlerine uygun olarak yeniden düzenlendi. Bunun yanında 4688 sayılı kanunda 6289 sayılı kanunla getirilen değişiklikler gereği zorunlu düzenlemeler gerçekleştirildi. Bu kapsamda 6356 sayılı (yeni) sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanunu hükümleri de göz önüne alındı. Yine son olarak 4. Olağan Genel Kurul’daki tüzük değişikliğine yönelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın tavsiyeleri dikkate alınarak buna ilişkin düzenlemeler de yapıldı. Sendikamızın yeni tüzüğü Tüzük Tadil Kongresi Genel Kurulu’nda oy birliğiyle kabul edildi.

 

Tüzük Tadil Kongresi’nin sendika yasanın değişmesiyle gündeme geldiğini anlatan Gündoğdu, yasanın geç çıkmasını eleştiren bir konfederasyon olarak, tüzük değiştirmek için genel kurul süresini beklemenin doğru olmayacağını ifade etti. Sendikal yapıda bazı unvan ve tanımlarda sıkıntı olduğunu söyleyen Gündoğdu, görev unvanlarının yeniden düzenlenmesini düşündüklerini kaydetti. Genel Kurul süresinin 4 yıla çıkarılmasını delegelerin kabul etmesi halinde buna uyacaklarını, kabul edilmemesi halinde yollarına devam edeceklerini kaydetti.

 

Uluslararası örgüt kurma hakkıyla Gençlik Komisyonu oluşturulmasının da gündemlerinde olduğunu belirten Gündoğdu, ITUC ve ETUC’a müracaatlarının, buradan Brüksel’e gidenlerin kılavuzluğunda gerçekleşmediğini söyleyen Gündoğdu, uluslararası örgüt kurma ve üye olma hakkının kabul edilmesiyle bu engeli de aşacaklarını ifade etti. Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen’in, Van depremi sonrası başlattığı yardım kampanyası, Myanmar’daki Müslümanların katliamını duyurmak için gerçekleştirdiği etkinlik ve başlattığı yardım kampanyasının yanı sıra Samsun’daki selzedelerin yardımına koştuklarını belirten Gündoğdu, bir bütün olarak Memur-Sen’in her kademesinin seferber olduğunu kaydetti. Bangladeş’te Mehmet Akif İnan adına bir yetimhane yapacaklarını söyleyen Gündoğdu, oradaki Müslümanların ve yetimlerin yardımına koşmanın savundukları değerlerin bir gereği olduğunu belirtti.

Güncelleme Tarihi: 02 Aralık 2012, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER