Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, 26 Eylül Türk Dil Bayramı’nı kutladı. Türk dilinin dünya dilleri arasında müstesna bir konuma sahip olduğunu bildiren Geylan, dilimizi korumanın, zenginleştirmenin, yabancı dillerin etkisinden kurtarmanın milli varlık meselesi olduğuna dikkat çekti.
Dilin bilimin, edebiyatın, kültürün, sanatın, medeniyetin taşıyıcısı olduğuna dikkat çeken Geylan, Türk dilinin binlerce yıldır var olduğunu ve zenginleşerek bugünlere geldiğini söyledi. Türk dilinin gelişimine katkıda bulunmanın milli bir sorumluluk olduğunu belirten Geylan, büyük önder Atatürk’ün, dil ve kültür birliğine, dil zenginliğine çok önem verdiğini de kaydetti. Bu noktada eğitim alanındaki en büyük inkılapların başında yeni Türk harflerinin kabulünün geldiğini belirten Genel Başkan Geylan, Atatürk’ün talimatıyla 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin kurulduğunu, ardından Türk diline yönelik önemli çalışmalar başlatıldığını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde 26 Eylül 1932 günü Dolmabahçe Sarayı’nda I. Türk Dili Kurultayı toplandığını söyleyen Geylan, şunları kaydetti: “Atatürk, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun gelişmesine büyük özen gösteriyordu. Mecliste yaptığı bir konuşmasında “ ‘Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumumuz, her gün gerçeğin ufuklarını açan, ciddi ve sürekli çalışmalarını övgüyle anmak isterim. Bu iki milli kurumumuz, tarihimizin ve dilimizin karanlıklar içinde unutulmuş derinlerini ve dünya kültürüne köklü etkilerini, inkar edilemez bilimsel belgelerle ortaya koyarken; yalnız Türk milleti için değil, bütün bilim dünyası için dikkat çekici ve aydınlatıcı kutsal bir görev yaptığını güvenle söyleyebilirim.’ demişti. O’nun dil konusundaki hassasiyeti, Türk dili ile ilgili yapılan çalışmaları, araştırmaları incelemesi ve Türk dilinin sorunlarının çözümüne yönelik yaklaşımı, Türkçeyi yabancı dillerden temizlemek için verdiği mücadele hepimiz için övünç kaynağıdır.” dedi.
Türk Dünyası’nın, dil ve alfebe başta olmak üzere her alanda birlik ve beraberliğin tesis edilmesi yolunda hepimizin tarihi ve milli bir sorumluluğu bulunmaktadır.
Geylan, günümüze gelindiğinde Türk dili konuşan ülkeler ile iş birliğinin Türk Dünyası’nın birliğini güçlendirmek ve Türk dilinin gelişmesine katkı sunmak noktasında çok önemli olduğunu bildirdi. Türk dili konuşan ülkelerin aynı zamanda ortak tarih, ortak kültür, ortak medeniyeti paylaştığını da vurgulayan Geylan, ‘Birikim ve tecrübelerimizi aktaracağımız ortak vasıta dildir. Türk Dünyası’nın, dil ve alfabe başta olmak üzere her alanda birlik ve beraberliğin tesis edilmesi yolunda hepimizin tarihi ve milli bir sorumluluğu bulunmaktadır. Bu sorumluluğu da, ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ şiarıyla merhum İsmail Gaspıralı’nın, Türk dünyasının entelektüel birikiminin taşıyıcısı olan biz eğitimcilere bıraktığı bir emanet olarak kabul ediyoruz. Ayrıca şunu da belirtmek isteriz ki; bütün Türk Dünyası’nın ortak alfabe kullanması, eğitim ve kültürde ortak politikalar geliştirmesi tarihin yeni bir sayfasına kapı aralayacaktır. dedi.
“Türk Dil Bayramı’nda Kaşgarlı Mahmud’u da minnetle anan Geylan, “ Kaşgarlı Mahmud’un 1072 yılında yazmaya başlayıp 1074 tarihine kadar tamamladığı Divanü Lügati’t-Türk, Türkçenin ilk sözlüğü olarak kabul edilmektedir. Türk diline ışık tutan bu kitabın Türkçemize katkısı yadsınamaz” diye konuştu.
Türk dilinin doğru kullanımına ve önemine vurgu yapan kısa filmlerin yaygınlaştırılmalıdır.
Türk dilinin kullanımı noktasında büyük sorunlar yaşandığına dikkat çeken Geylan, “Türkçenin yanlış kullanımı dilimizin bozulmasına, zarar görmesine neden olmaktadır. Türkçe ve yabancı kelimelerin bir arada kullanımının önüne geçilmesi, dilimizin yabancı dillerin etkisinin altına girmesinin engellenmesi, bölücü unsurların dilimizden temizlenmesi milli birlik ve beraberliğimize katkı sunacaktır.
Özellikle son yıllarda sığınmacıların sayısının da artmasıyla başta Arapça olmak üzere çok sayıda farklı dile ait tabelalar adeta görüntü kirliliği oluşturmaktadır. Türk Eğitim-Sen olarak; belediyelerin bu konuda hassas davranması, siyasilerin de Türk dilinin korunması noktasında tabela kirliliğine yönelik bağlayıcı kararlar almasını istiyoruz.
Bu noktada Türk dilinin doğru kullanımına ve önemine vurgu yapan kısa filmlerin yaygınlaştırılması, yabancı tabela hastalığına son verilmesi, televizyon ve radyo programlarında, video içeriklerinde Türkçenin kullanımına özen gösterilmesi çok önemlidir” dedi.
Dil ve kültürümüze tüm gücümüzle sarılmalıyız.
Yeni nesillere kendi dil ve kültürümüze bütün gücümüzle sarılmayı öğütleyen Geylan, “Türkçemize sahip çıkmak şüphe yoktur ki, bugünkü genç nesillerimizin en büyük vazifesidir. Dilimizin zenginliği düşünerek Türkçeyi her yerde hâkim kılmaya çalışmalıyız. Biz eğitimciler olarak bu hususta üzerimize düşen sorumluluğu dün ve bugün olduğu gibi yarın da yerine getireceğimizin bilinmesini istiyoruz” dedi.
Türk Eğitim-Sen “Dünya Dili Türkçe” kompozisyon yarışması düzenliyor.
Geylan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayrıca şunu da belirtmek isteriz ki; 2021 yılının Yunus Emre’nin vefatının 700. Yılı olması ve bu yılın Yunus Emre ve Türkçe yılı ilan edilmesinden istinaden, Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından “Dünya Dili Türkçe” kompozisyon yarışması düzenlenmiştir. Dilini kaybeden milletlerin benliğini kaybettiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, Türkçe’nin korunması, geliştirilmesi ve dünya dili olarak daha fazla kabul görmesi amacıyla yapılacak çalışmalar ile Yunus Emre’nin Türkçe kullanımı ekseninde eserleri ve fikirleri el alan yarışmalarda düzenleyeceğiz.
Bu vesileyle 26 Eylül Türk Dil Bayramı’nı kutluyor; Türk dilinin geleceğe köprü kurduğunun farkında olarak, gelecek nesilleri dil bilinci ve dil ülküsü ile yetiştirmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.