Annelik hem büyük meşakkat gerektirir hem de en kutsal duygudur.
Çocukları için her türlü fedakârlığı yapan, iyi insan olmaları için yol gösteren, doğruları yapmaları için teşvik eden, çocuklarını doyurmadan boğazından bir lokma geçmeyen, onlar dertli iken gözüne uyku girmeyen, dualarının odak noktasında hep çocukları olan eli öpülesi anneler…
Peygamber Efendimizin annesi Âmine Hatun, yeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmed’in annesi Hüma Hatun, gerek askeri gerekse siyasi dehasıyla bu toprakları yüce Türk milletine vatan yapan, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, kundaktaki bebeğini evde bırakıp, çocukların hür bir geleceğe sahip olması için cepheye koşan Nene Hatun ve milli mücadelenin diğer kahraman anneleri, vatanımızın bekası, bayrağımızın anlı şanlı dalgalanmaya devam etmesi, birliğimizin ve dirliğimizin bozulmaması, güzel yurdumuzun esenliği için hiç tereddüt etmeden canlarını feda eden şehitlerimizin anneleri, tarihi değiştiren, karanlıkları aydınlığa çeviren annelerimiz…
Her birine minnettarız.
Sevgisi yüreğimizi ısıtan, sabrı hayranlık uyandıran, varlığı güç veren, bizleri koşulsuz seven annelerimize en önemli vazifemiz, ilmek ilmek dokudukları emeklerini görmezden gelmemek, saygıda kusur etmemek, tarihi değiştiren annelerimizi de asla unutmamak ve her daim minnetle yad etmektir. Her Türk evladı bu bilince sahip olmalıdır.
Erkek egemen dünyada bu döngüyü kırmak, kadın ve anne olarak varlığını sürdürmek, kendini kabul ettirmek gerçekten zordur. Kadınlarımız, annelerimiz şiddete maruz kalmakta, örselenmekte, tecavüze, cinsel istismara uğramakta, çalışma hayatında yükselmelerinin önüne engeller konulmakta, ayrımcılığa maruz kalmakta, işverenler tarafından süt ve doğum izni hakkının kullandırılmasında dahi sorun çıkarılmakta, bir kısım kız çocuklarının okuma hakkı elinden alınmaktadır.
Küçük yaşlarda yasal olmayan şekilde evlendirilen, eğitimleri yarıda bırakılan, daha çocuk yaşta anne olan kız çocuklarımızın dramı ise en büyük sosyolojik sorunlardan birisidir.
Henüz çocukken büyümek zorunda kalan, oyuncak bebeklerle oynaması gerekirken, kendi bebeğini kucağına alan bu kız çocukları için devletimiz radikal tedbirleri hayata geçirmeli, onların çocuk olma hakkının ellerinden alınmasına izin vermemelidir. Çocuk istismarı olan ve utanç vesikası olarak addettiğimiz ‘çocuk gelin vakaları’ yüzü medeniyete dönük bir milletin şanlı tarihinden çıkarılmalıdır.
Bir kesim daha var ki onlar sadece ara tatillerde ya da yaz tatilinde çocukları ile bir araya gelmekte, her okullar açıldığında yüreklerini geride bırakarak memleketlerinden görev yaptığı yerlere dönmektedir. Onlar diğer anneler gibi ne okullar açıldığında çocuklarının yanındalar ne özel günlerinde ne de hastalıklarında..
Sözleşmeli öğretmenlerimize tayin hakkı tanınmadığı için yaşanan bu dramın son bulması en büyük arzumuzdur. Koşullar uygun olmadığı için ya da büyükşehirdeki imkânların daha iyi olduğunu düşünerek, çocuğunu tayini çıktığı yere götüremeyen bazı anneler ne yazık ki bu anneler gününü de buruk geçirecektir. Bu öğretmenlerimizin tayin sorunu çözülerek, çocuklarına kavuşturulması en büyük temennimizdir.
Bu vesileyle Anneler Günü’nde ebediyete uğurladığımız tüm annelerimizi rahmet ve dualarla anıyor; şehitlerimizin kıymetli anneleri başta olmak üzere tüm annelerimizin ve anne adaylarının Anneler Günü’nü en içten dileklerimizle kutluyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Güncelleme Tarihi: 10 Mayıs 2020, 19:17