GEBZE DE ÖĞRETMENE SALDIRI KINANDI ...

GEBZE DE ÖĞRETMENE SALDIRI KINANDI ...
DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI;
Öğretmene saygı dinin gereğidir, öğretmene saygı Millet olmamızın gereğidir.Atatürk’ün ifadesiyle; “Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır.” Şeyh Edebali; “İlim sahiplerini koruyunuz”, Hz. Ali; “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” derken ne kadar samimiyse “etini, kemiğini” emanet aldığımız öğrencilerimizin velileri de o kadar samimi olmak zorundadır. Aksi halde, Milli eğitim davamızın başarısını beklemek ümitsizlikten başka bir şey getirmez.
Geçtiğimiz Cuma günü yine maalesef, tek derdi sorun çözmek olan, okul bahçesinde kendisine eti de kemiği de teslim edilen çocukları koruyup kollamaya çalışan bir öğretmenimizin, yargısızca, sorgusuzca, hunharca darp edilişine şahit olduk.
Öğretmenler hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun, hangi ideolojik ve siyasi görüşte olursa olsun ve hangi sebeple olursa olsun; özellikle son birkaç yıldır öğretmenlerimize ve okul yöneticilerimize kalkan her elin sorumlusu ve söylenen her kötü sözün müsebbibi mevcut siyasi iktidar ve bürokratlarıdır. Daha en baştan, atanmadan “Eminönü’nde yem bekleyen güvercinlere” benzetilen kutsal eğitim ordusu adayları, atandıklarında da “değerlerini bilmeyen cehalete” yem edilmektedirler. Söylemleriyle sadece gönül almaktan öteye gidemeyen siyasetçiler, işlerine gelmediğinde eğitim camiası çalışanlarını yerden yere vurmaktan geri durmamaktadırlar.
Biz Milli Eğitim camiası olarak, siyasi emelleri uğruna öğretmenleri ve okulları darmadağın bıraktıktan sonra görevden alınan Ömer DİNÇER’in peşi sıra gelen Bakan Nabi AVCI’ya ve kamuoyuna açık yüreklilikle seslenmek istiyoruz;
Bugün yüreğinin köşesinde bir gram öğretmen sevgisini taşımayan, saygıyı sadece sözlükteki anlamıyla tercüme edebilen üç beş kuruş cebime fazla girsin diyerek Milli, manevi, tarihi ve kültürel değerlerimizi, yerden yere vuran dizi yapımcı ve yönetmenlerine prim veren siz değerli aileler,
Sizden önceki bakanın darmadağın edip gittiği eğitim camiasına umut olur gözüyle baktığımız, ancak gülücük dağıtmaktan başka icraatınıza şahit olmadığımız siz Saygıdeğer Milli Eğitim Bakanımız;
Bugün bu camia sizden “”BAKANLIK” görevinizi yaparak bu tarafa bakmanızı istemektedir. Eğer bir an evvel tedbir almazsanız velilerimizin “Ben evde birine bakamıyorum”, kırkıyla Allah size kolaylık versin” diyerek bakıcılık görevini de üstüne yükledikleri öğretmenlerimizden birinin daha Allah göstermesin cenaze namazına duracağız. Birinci yarıyıl Gebze’de bir öğretmenimiz, daha birkaç hafta önce Darıca’da bir öğretmenimiz, yine Gebze’de bir okul yöneticimiz kendini bilmez birkaç hadsizin saldırısına uğradı. Sendikamıza her hafta bir veli sorunu ulaşmaktadır, neredeyse her hafta Alo 147’ye “çocuğumu çişe götürmedi” diyecek kadar basit nedenlerle şikâyet edildiğini dile getiren öğretmenler ulaşmaktadır. Ülkemizin her köşesinde öğretmenlerimiz, okul yöneticilerimiz “Okullar Hayat Olsun” derken hayatlarının oyun olmasından, hayatlarının son bulmasından endişe eder duruma gelmişlerdir. Bir tarafta haddini bilmez terör yandaşları okulları bombalarken, diğer taraftan okul yöneticileri ve öğretmenler okullarına sahip çıkmaya çalışırken art niyetli insanların saldırılarına uğramaktadırlar. HAK MIDIR, REVA MIDIR? Milli Eğitim camiasının bu kadar yalnız bırakılması, bu kadar başı boş bırakılması hangi akla hizmet etmektedir?
Bugün, öğretmenimiz Yavuz OSMANLI’nın başına gelen, yarın herhangi bir eğitim çalışanının başına da gelebilir. Sorun sadece okulların sahipsiz ve güvenliksiz bırakılması değil, aynı zamanda toplumsal barışın, mesleki itibarın kaybolmasından kaynaklanmaktadır. Sözleri ve eylemleriyle öğretmenlerin saygınlığını yitirmesini sağlayan siyasi iktidarın ve Milli Eğitim yöneticilerinin tek bir gündemi olmalıdır. Vakit geçirmeden bir an evvel “Hangi tedbirleri alarak, öğretmenlerimize kaybettirdiğimiz itibarı geri verebiliriz” düşüncesinden yola çıkarak tedbir almaları gerekmektedir. Sessiz kalmaktan, sorunların üstünü örtmeye çalışarak hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaktan vazgeçilerek eğitim camiasının morali yükseltilmedir. Öğretmenlerin ve yöneticilerin toplum karşısında küçük düşürülmesine neden olan uygulamalar ve söylemler yerine onlara hak ettiği değeri verecek yöntemler seçilmelidir. Öğretmenin, öğrencinin ve okulun magazin malzemesi yapılması engellenmeli, 20 milyon nüfuslu eğitim ordusunun ülkenin temel yapı taşı olduğu herkes tarafından benimsenmelidir.
Kıymetli Öğretmenimize geçmiş olsun dileklerimizi bildirirken şunu söylemeyi kendimize borç biliyoruz;
Kaymakamıyla, valisiyle, milletvekiliyle bakanıyla üstten alta inen her emri anında yerine getirmeyi görev addedenler, alttan üste giden her bir sorunu anında çözmekle mükelleftirler. Sivil Toplum Örgütü olarak öğretmene ve yöneticiye karşı itibarın yükseltilmesi için yapılacak her çalışmada sonuna kadar destekçi olacağımız herkes tarafından bilinmelidir. Ancak bunun tersi bir yaklaşımda da sonuna kadar karşısında duracağımız kesindir.
Türk Eğitim Sen Kocaeli 2 No’lu Şube Yönetimi olarak Adem Yavuz Ortaokulu öğretmenimiz, üyemiz ve işyeri temsilcimiz Yavuz OSMANLI’ya yapılan saldırıyı nefretle kınıyor, azıcık mürekkep yalamış herkesi durup düşünmeye davet ediyoruz.
Kamuoyuna ve basına saygıyla duyurulur.
Güncelleme Tarihi: 25 Mart 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER