Geçtiğimiz Cumartesi günü, Memur Sendikaları Konfederasyonu’nun (Memur-Sen) 4. Olağan Genel Kurulu’nda konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “örgütlenme hızıyla dünya çapında rekor kıran” sendikaya övgüler yağdırmış, “kamu sendikacılığı alanında kısa sürede örgütlenip, ciddi, ilkeli, kararlı ve tutarlı tavrıyla Türkiye’nin sivil toplum fotoğrafında kendisine çok önemli ve kalıcı bir yer edindiğini” iddia etmişti. Memur-Sen’in referandumda kullandığı “evet” oyunu da hatırlatan Erdoğan, bu tavrın “ideolojik sendikal anlayışlara” karşı en güzel cevap olduğunu savunmuştu.
Hızını alamayarak grev yapmayı “çağdışı” ilan eden başbakan, “Hak mücadelesi, artık bir sınıf mücadelesi anlayışıyla değil, tüm ülkeyi, hatta tüm dünyayı kavrayan bir anlayışla, yeni bir yaklaşımla ortaya konmak zorundadır. Bu yaklaşımı geliştiremeyen sendikacılık anlayışının varlığını sürdürebilmesi mümkün değildir” diyerek kendi anlayışına uymayan sendikaları tehdit etmişti.
Erdoğan’ın sözlerine Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’ndan (KESK) tepki geldi. KESK MYK’sı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sendikalara “kin kusmakla” suçlanırken, “Kongrede yaklaşan seçimler nedeniyle, oy avcılığına soyunan Başbakan, sözleşmelilerin seçimden sonra kadroya alınacağı vaadinde bulunmuştur. Böylece, kendi iktidarının yarattığı sözleşmeli çalışanlar sorununu çözmeyi de seçim yatırımına dönüştürmüş bulunmaktadır” denildi.
Başbakanın, “çağdaş sendikacılık” adı altında “yandaş sendikacılık” tarifi yaptığının belirtildiği açıklamada, “Başbakan, mücadeleci kimliği ile kamu emekçileri nezdinde saygın bir yeri olan sendikalara da kin kusmaktan geri durmamıştır” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, “Başbakan’ın, başta Türkiye’nin altına imza attığı ILO sözleşmeleri olmak üzere sendikal hak ve özgürlükler konusundaki yasal düzenlemeleri bilmesine rağmen, grev hakkını ‘kırmak, dökmek’ gibi ifadelerle yan yana kullanması, AKP iktidarının emek düşmanı politikaların bilinçli bir yansımasıdır” denirken şöyle devam edildi:
“Basılmamış kitabı bombayla eşdeğer gören, ortaya serilen şifre skandalı sonrası hakları için alanlara çıkan öğrencileri provokatörlükle itham eden bir başbakanın, sendikal hak mücadelesi verenleri de ‘ideolojinin deli gömleğini giymiş zihniyetler’ olarak nitelendirmesi şaşırtıcı değildir. Emperyalizmin kanlı deli gömleğini yıllardır gururla sırtında taşıyan zihniyetlerden, 12 Eylül darbesinin yarattığı ‘yeşil kuşak projesinin’ vücut bulduğu iktidardan, elbette, kamu emekçileri de dahil toplumun tümünün sorunlarına karşı duyarlı olması beklenemez.”
Böyle olur yandaş sendika!
Recep Tayyip Erdoğan’ın “örgütlenme hızıyla dünya çapında rekor kıran” Memur-Sen’e övgüler yağdırması ise tesadüf değil. Geçtiğimiz sene resmi gazetede yayımlanan sendikalaşma istatistiklerine göre, Memur-Sen’e üye memur sayısı 376 bin 355’ten 392 bin 171’e çıktı. Türkiye Kamu-Sen ve KESK ise Memur-Sen’in aksine üye kaybetti. Türkiye Kamu-Sen’in üye sayısı 6 bin 390 azalarak 369 bin 600’e geriledi. KESK'in üye sayısı da 5 bin 218 gerileyerek 219 bin 195’e düştü. Bu rakamlarla birlikte Memur-Sen bir kez daha yetkili konfederasyon olarak toplu görüşme masasında memurları temsil etme hakkını kazandı. Memur-Sen’in üye sayısı 2001 yılında 40 bindi.
O dönemki KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek, aslında Memur-Sen’in üye sayısında ciddi bir artış olmadığını, Memur-Sen’in üye sayısındaki artışın emek hareketindeki yükselişin sonucunda gerçekleşmediğini vurgulamış, bu artışın iktidarın kadrolaşması ve kendine yakın sendikal yapıyı yaratmasıyla ilgili olduğunu belirtmişti.
2006 yılında Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’na (ITUC) yaptığı başvuru reddedilen Memur-Sen’in geçen yıl Ağustos ayında yaptığı başvuru da ITUC tarafından reddedilmişti. ITUC tarafından yapılan açıklamada, “Yönetim Kurulumuz, Memur-Sen’in Ağustos 2010’da başvurduğunu ve daha önce de Uluslararası Hür Sendikalar Konfederasyonu ICFTU’ya yapılan başvurusunun 2006 yılında reddedildiğini dikkate aldı. 2006’dan bu yana örgütünüzün yaşadığı gelişmeler, istişare sürecinin olumsuz sonuçları ve Memur-Sen’in bağımsız karakterinin tartışılabilir olması durumu göz önüne alınarak, başvurunuzun dikkate alınmamasına karar verilmiştir” denmişti.
birbirlerine ne çok yakışmışlar,karanfilde tabloyu tamamlamış...