ALLAH BÖLÜCÜ KATİLLERİ VE DESTEKÇİLERİNİ KAHRETSİN!
Bölücü katil çetesi mübarek bayram günlerinde de kan dökmeye devam ediyor. Arefe gününde ve Bayramın birinci ve ikinci gününde güvenlik görevlilerimizi şehit eden bölücü terör; dün de Gazi şehrimiz Antep’te dokuz vatandaşımızı hunharca katletti. Şehrin en işlek caddelerinden birinde, otobüs durağına yerleştirilen bombalı aracın uzaktan kumandayla patlatılması üzerine dokuz vatandaşımız hayatını kaybetti, aralarında durumu ağır olanların da bulunduğu 69 vatandaşımız yaralandı.
Kaybettiklerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar niyaz ediyoruz.
YETER ARTIK!
Türk milleti kan ağlıyor. Yaklaşık otuz yıldır devam eden bölücü terör son yıllarda daha da artarak devam ediyor.
Bölücü terörle mücadelede sergilenen zaafiyetler ve açılım politikalarıyla bölücülerin cesaretlendirilmesi ihanet odaklarını azdırmış ve cüretini artırmıştır.
Bugün metropollerimizde dahi elini kolunu sallayarak eylem ortaya koyan, kamu çalışanları başta olmak üzere vatandaşlarımızı dağa kaldıran, ülkemizin bir bölümünde güya kontrolün ele geçirildiği algısını oluşturmaya çalışan terör örgütünün, bu cüretkarlığının en büyük sebeplerinden bir tanesi “açılım” adı altında bölücü unsurlara sağlanan alan özgürlüğüdür.
Habur rezaletinin mimarları ve açılım ihanetinin müsebbipleri, gelinen noktanın başlıca sorumlularıdır.
Bayram gününde bir büyük şehrimizde sivil vatandaşlarımız katlediliyor, insanlarımızın özgürlüğü kısıtlanıyor, milletimiz can güvenliğinden emin olamaz hale getiriliyor ve hala bir tek yetkili ortaya çıkıp sorumluluğu üstlenmiyor!
Böyle bir rezalete hiçbir medeni ülkede şahit olamazsınız.
Ülkeyi yönetme sorumluluğunda olanlara sesleniyoruz:
Bölücülere karşı cesaretli olun!
Bölücülerin ve onların değişik kılıflara bürünmüş destekçilerinin gürültüsünden korkmayın!
Başka hesaplar yapmayın!
Zerre kadar şüpheniz olmasın ki; bugün vakarından dolayı sükut eden büyük Türk Milleti, sizin bölücü terör ve destekçilerine karşı ortaya koyacağınız her adıma sonuna kadar destek olacaktır.
Eğer buna cesaretiniz yoksa;
Bırakın işgal ettiğiniz makamları,
Gidin!
Artık milletimizin tahammülü kalmadı;
Basiretsizliğiniz ve sorumsuzluğunuz, milletimizin bin yıllık kardeşliğini sabote etmek isteyen bölücü mihraklara zemin oluşturmaktadır. Böylesi bir zilletin tarihi ve vicdani vebalini kaldıramazsınız!
Türk Eğitim-Sen olarak;
Mübarek Bayram gününde dahi hunhar katliamlarına devam eden katiller çetesini ve makamı ve unvanı ne olursa olsun onların destekçisi bölücüleri lanetliyoruz!
Yüce Yaradan’ın “Kahhar” sıfatıyla onları kahretmesini, şu mübarek günler hürmetine yürekten niyaz ediyoruz!
TÜRK EĞİTİM-SEN GENEL MERKEZİ
EĞİTİM-İŞ: TERÖR KANA DOYMUYOR
Gaziantep’te bir karakol önünde bombalı bir aracın patlaması sonucu, dokuz yurttaşımızın hayatını kaybettiği, 69 yurttaşımızın da yaralandığı resmi ağızlar tarafında açıklanmış bulunmaktadır.
Bu olayla birlikte terörü masumlaştırmaya ve meşrulaştırmaya yönelik hiçbir gerekçenin haklı olamayacağı bir kez daha anlaşılmış oldu.
Yine bu olay günlerdir kamuoyuna yandaşları aracılığı ile sözde masum mesajlar veren terör örgütünün, kontrol edilemez bir güce dönüştüğünü de ortaya çıkarmış oldu.
AKP Hükümeti’nin ve Dış İşleri Bakanı Davutoğlu’nun ayakları yere basmayan, kararsız ve iradesiz dış politikaları sonucu, Kuzey Irak’ta ve Suriye’de yaşanan gelişmeler, terör örgütüne kanlı eylemlerini gerçekleştirmek için cesaret vermiştir. Sivil korunmasız vatandaşlarımıza yönelen emperyalizmin tetikçisi terör örgütü, Suriye’deki gibi bir iç savaşın Türkiye’de de yaşandığı izlenimini dünyaya vermek istemektedir.
Bugün ulusumuzun birliği ve ulusal bütünlüğümüz çok ciddi bir tehdit altındadır. Ulusumuz bir iç çatışmaya doğru sürüklenmekte; emperyalist güçlerin desteğini arkasına alan terör örgütü hedeflerini, neredeyse iktidar eliyle hayata geçirmeye çalışmaktadır. Amacı Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını ortadan kaldırmak, ulusal kimliğimizi silmek, yurt ve ulus bütünlüğümüzü bölerek kardeş kavgası yaratmak olan terör örgütü bizden teslim olmamızı, boyun eğmemizi istemektedir. Türk ulusu bu oyuna asla düşmeyecektir.
Siyasal iktidar, terörün çözümünde, ABD ve AB güdümlü çözümlerden medet ummak yerine, ulusal politikalar üretmeli ve bunların sürekliliğini sağlamalıdır. TBMM, bir an önce toplanıp, teröre karşı uygulanacak milli politikayı belirlemelidir.
Unutulmasın ki, teröre destek veren ve göz yumanlar, en az uygulayıcıları kadar suçludur. Ülkemizi yönetenleri, gelişmeler karşısında ödünsüz ve net bir duruş sergilemeye; bu alçakça saldırıları düzenleyenlere cesaret vermekten sakınmaya davet ediyoruz.
Ulusal Kurtuluş mücadelesinin ilk başladığı, emperyalizme ilk tokadın atıldığı yerlerden birisi olan Gaziantep'te provokasyonlara gelmeden, Ulu önder Atatürk'ün Türkiye ve Ulus tanımına bağlı kalarak kardeşliği savunmak emperyalist destekli terörün oyununu bozacak en iyi duruş olacaktır.
Eğitim-İş olarak, terörü bir kez daha lanetliyor ve kınıyor; hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acılı ailelerine, ulusumuza sabır ve başsağlığı, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU
EĞİTİM BİR SEN
Eli kanlı terör örgütü, Ramazan Bayramı’nda masum insanların canına kıyarak, bayramı kana buladı. Gaziantep’teki bombalı saldırıyı gerçekleştirenleri şiddetle ve nefretle kınıyor, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı dilerken, yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz.
Birilerinin genç arkadaşları, birilerinin yoldaşları, iyi çocukları Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde bir ve beraber yaşamanın en güzel örneklerinden birinin verildiği Gaziantep’te masum vatandaşlarımızın canına kıydı. PKK’nın, sivil vatandaşlarımıza yönelik gerçekleştirdiği bombalı saldırısı sonrası 9 vatandaşımız hayatını kaybederken 3’ü ağır 66 vatandaşımız da yaralandı. Ayrıca Hakkari-Van Karayolu’nda düzenlenen mayınlı saldırıda iki uzman çavuşumuz şehit olurken bir askerimiz de yaralandı.
Yandaş vekilleriyle propaganda yapan, misafirliği seven vekilleri aracılığıyla mesaj gönderen PKK, yaptığı eylemleriyle gerçek yüzünü bir kez daha göstermiş ve halk düşmanı olduğunu ortaya koymuştur. Bayramda bile askerlere mayınlı tuzak kuran, Türk-Kürt ayrımı yapmadan vatandaşların canına kast eden bebek katili, eli kanlı terör örgütünün hak savunucusu olması mümkün değildir. Milletimizin, PKK’nın eli kanlı bir terör örgütü olduğuna, birlik ve beraberliğimize kast edenlerin kuklası olduğuna olan inancı da iyice pekişmiştir. Bundan sonra eli kanlı terör örgütüne, ‘iyi çocuklar, genç arkadaşlar’ diyeceklerin bir kez daha düşünmesini öneriyoruz.
Yandaşlarının sempatik görüntü vermesine karşılık, gerçek kimliklerini bayramda kan akıtmaktan çekinmeyecek bir pervasızlıkla gösteren eli kanlı terör örgütü destekçi ve yandaşlarıyla adeta güç gösterisi yapmaya çalışmaktadır.
Milletimiz oyunlara gelmeyecek kadar sağduyulu ve basiret sahibidir. Sağduyu ve basiretini test etmek, birlik ve beraberliğini bozmaya çalışmak kimsenin haddi ve hakkı değildir. Zor günlerini birlik ve beraberlik içinde aşmayı başaran milletimiz, bu oyuna gelmeyecek, çıkarılmak istenen Türk-Kürt, Alevi-Sünni kavgasının da tarafı olmayacaktır.
Şemdinli’de gerçekleştirmek istediği eylemi, girişimden öteye gitmeyen ve bu eylemin faturasını ağır kayıplarla ödeyen PKK’nın bundan sonraki eylemlerine fırsat verilmeyeceği, gerçekleştirenlerin ise bedellerini en ağır şekilde ödeyeceklerine olan inancımız tamdır.
Terörlü mücadele; vatandaşlarımızın sağduyusu ve provokasyona gelmemesi kadar, yetki ve sorumluluk sahibi kişi ve kurumların da üzerlerine düşeni hakkıyla yapmasıyla mümkündür. Bütün kurum ve kuruluşlar koordineli bir şekilde çalışmalı, kimse kimseye üstünlük sağlamaya çalışmamalıdır. Siyaset kurumu terörden kendisine ekmek çıkarmak yerine, mücadelede işbirliği içinde olmalıdır. Güçlü ordu, güçlü Türkiye sözleri sloganın ötesine geçmeli, bu güç terör örgütü mensuplarının tepesine bir balyoz gibi inmelidir. Her terör eylemi sonrası söylenen sözler artık icraata dönüşmelidir. Uzantıları ve tetikçileri ülkemizde, destekçileri ise hem içimizde hem de dışarıda olan terör örgütünün beli kırılmalı, birlik ve beraberliğimize kast etmek isteyenlerin bu hevesi kursaklarında kalmalıdır.
Terör örgütünün içimizdeki temsilci ve uzantısı konumunda olanların terörü lanetleme, terörle aralarına mesafe koyma ve reddetme zamanı çoktan geçmiştir. Milletimizin sabrı sonsuzdur, ancak hadsiz değildir. Sabrını zorlayana haddini bildirme erdemine sahip milletimizin bu noktaya gelmesi yönündeki mücadele edenler, bundan şiddetle kaçınmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ve şehitlerimize tekrar Allah’ta rahmet ve mağfiret, başta aileleri ve yakınları olmak üzere milletimize baş sağlığı dilerken, yaralı vatandaşlarımız ve askerimize de acil şifalar diliyoruz.
.
Gaziantep’teki Bombalı Saldırıyı Gerçekleştirenleri Kınıyoruz! Gaziantep Karşıyaka’da 20 Ağustos günü gerçekleştirilen bombalı saldırı ile 9 yurttaşımız hayatını kaybetmiş, 69 yurttaşımız ise yaralanmıştır. Eğitim Sen olarak, hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar diliyor ve bu saldırıyı gerçekleştirenleri kınıyoruz.
Kaybedilen her can sonrasında ateş düştüğü yeri yakmakta, gözyaşlarına karışan hamaset nutukları ise daha fazla gözyaşı akmasına zemin hazırlamaktadır. Bu acıyı bizlere miras bırakan ise yıllardır aynı yollardan geçmekte ısrar eden siyasi iktidarlardır. Bilinmelidir ki yıllardır içinden çıkamadığımız şiddet sarmalı, başta AKP olmak üzere, egemenlerin sadece kendi siyasal çıkarlarını gözetmelerinin sonucudur. Bu tür saldırıları siyasi rant malzemesi yaparak, nefret ve şiddet dilini kullanmakta ısrar edenler, bir taraftan halkları birbirine karşı kışkırtırken, diğer taraftan ülkeyi nasıl bir karanlığın içine çektiklerini düşünmeden hareket etmektedir.
Eğitim Sen olarak her vesileyle, ülke sorunlarına demokratik barışçıl çözüm yollarının aranması gerektiğini, aksi takdirde şiddetin kör sarmalından kurtulamayacağımızı ısrarla bir kez daha vurguluyoruz. Gaziantep’te yaşanan kör şiddet hepimizi derinden etkilemiş, bir kez daha içimizi acıtmıştır. Ancak yaşanan bütün acıların, şiddeti temel politika haline getirenlerin ülkeyi sorunun kaynağındaki neden sonuç ilişkisini unutturmasına, meselenin demokratik barışçıl yollardan çözümüne ve halkların kardeşliğine olan inancımızı zayıflatmasına izin vermememiz gerektiğine inanıyoruz. Bombalı saldırının olduğu andan itibaren kullanılan hamaset ve şiddet dili ile bu dilin körüklediği linç girişimleri karşısında; daha dün savaş uçaklarının bombaladığı Uludere (Roboski)’de devrilen ve askerleri taşıyan araca uzatılan yardım elinin verdiği insanlık dersinin öneminin altını çiziyoruz. Unutmayalım ki ihtiyacımız olan lanetleyeceğimiz saldırılar ve kaybedilecek yaşamlar değil; sorunlarımızın demokratik, adil ve barışçıl çözümüdür.
Güncelleme Tarihi: 22 Ağustos 2012, 00:00
