Türk Ulusu, “Ya İstiklâl, Ya Ölüm” parolasıyla yürütülen Kurtuluş Savaşı'yla, tarih önünde büyük bir sınav vermiş, bağımsızlığı ve özgürlüğü sözkonusu olduğunda neleri başarabileceğini dünyaya göstermiştir.
Atatürk'ün önderliğinde kazanılan bağımsızlık savaşından sonra imzalanan Lozan Barış Antlaşması, ulusumuzun zaferini ve haklılığını dünyaya ilan eden çok önemli bir belgedir.
Bu belge, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütün olan Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, ekonomik ve siyasal bağımsızlığını uluslararası düzeyde tartışmasız biçimde kabul ettirmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu belgeleri arasında yer alan ve önemli kazanımlar sağlayan Lozan Barış Antlaşması, Yüce Önder'in ve O'na yürekten bağlı ulusumuzun barışçı kimliğinin de bir yansımasıdır.
İsmet İnönü Lozan’da emperyalist güçlere karşı büyük direnç sergilemiş ve tarihimiz açısından önemli bir diplomatik zafer kazanarak ezilen mazlum uluslara cesaret, güven ve umut aşılamıştır.
Anadolu'nun parçalanmasını öngören Sevr Antlaşması'nı geçersiz kılan Lozan Barış Antlaşması, Atatürk'ün tanımıyla “Türk ulusu aleyhine, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın çöküşünü bildirir bir belgedir.” Lozan Barış Antlaşması, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan benzer anlaşmalardan yürürlüğünü sürdüren tek belgedir.
Lozan Barış Antlaşması, geçmişte emperyalist devletlerin Ortadoğu ve Asya’ya dair planlarını nasıl bozmuşsa, günümüzde de bağımsız ve laik bir Türkiye Cumhuriyeti, varlığıyla bölgeye yönelik emperyalist planlara engel oluşturmaktadır. Bu sebeple, Sevr'i hortlatmak isteyenler, Lozan'ın kazanımlarını yok etmek istemektedir.
Bugün özellikle AK Pari iktidarı döneminde, 95 sene evvel elde edilen Lozan Antlaşması'nın kazanımlarına sahip çıkılmamakta, Lozan müzakereleri esnasında yapılan baskı ve dayatmalarının benzerlerine direnç gösterilmemektedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz senelerde, sarayda muhtarlarla yapmış olduğu toplantıda, “1920'senesinde bize Sevr'i gösterdiler. 1923'senesinde Lozan'a razı ettiler. Birileri bize Lozan'ı zafer diye yutturmaya çalıştı” sözlerini sarfetmesi de bu davranışı destekler niteliktedir.
Lord Curzon’un Lozan görüşmeleri sırasında İsmet İnönü’ye savurduğu “İleride dara düşüp bize yardım için geldiğinizde, burada reddettiğiniz herşeyi, cebimden çıkartıp önünüze koyacağım” şeklindeki tehdit bugün hala geçerliliğini korumaktadır.
Eğitim-İş olarak Lozan Antlaşması'nın 95. yıldönümünü kutluyor, başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere, Lozan görüşmelerini yapan büyük devlet adamı İsmet İnönü ile emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarını saygıyla anıyoruz.