Eğitimbirsen Genel Merkezinden yapılan açıklama...
Kamu çalışanlarının beşte ikisini oluşturan eğitim-öğretim ve bilim
Eğitim çalışanlarının emeğinin karşılığını alamadığını hatırlatmak ve “eşit işe eşit
Eylemlerimizde, hükümetin eğitime önem verdiğini her fırsatta dile getirdiğini ve merkezi yönetim bütçesinden en fazla payı eğitime ayırdığını ifade ettiğini hatırlatarak, eğitimi, eğitim çalışanlarını da kapsayacak şekilde bir konsept içerisinde düşünmeyenlerin kesinlikle doğru yapmadığını, eğitime önem vermenin eğitimciye de önem vermek olduğunu, eğitimciler olmadan eğitimin de olmayacağını haykırdık.
666 sayılı KHK ile kamuda aynı unvanda çalışan personele yönelik “Eşit işe eşit
9/1 öğretmenin bin 624 TL, 7/1 öğretim görevlisinin bin 856 TL maaş aldığı bir ortamda kimsenin kalkıp eğitimle ilgili büyük laflar etmemesini; eğitim çalışanlarının, eğitimi ve ülkeyi geleceğe taşımayı bırakın, kendilerini gelecek aya taşıyacak mecallerinin kalmadığını vurguladığım eylemlerde, eğitim çalışanlarının sabır taşının çatladığını, sinirlerinin gerildiğini belirterek, ülkede demokrasinin korku tünelinden çıkması sürecinde eğitim çalışanlarının en önde olmalarına rağmen, eşit işe eşit ücret düzenlemesinde en sonda olmayı bırakın, kapsamın bile dışında tutulduğunu kaydettik.
Meclis çalışanına, danışmana, şoförüne, üst düzey bürokratlara, gizli kararname ile askere ‘cömert Maliye’nin, eğitim çalışanları söz konusu olduğunda ‘cimri Maliye’ olduğunu belirttiğimiz eylemlerimizde, patronların milyon dolarlık “usulsüz sanal kumar cezalarını” gözden geçirip ‘silen Maliye Bakanı’nın’, masaya dönük mesajlarıyla daha şimdiden adeta ortamı ‘geren Maliye Bakanı’ olduğunun altını çizdik.
Eylemlerde, eğitim çalışanlarına sahip çıkmayan, bazı sözleri ve uygulamaları ile eğitimcileri karşısına almayı seçen Milli Eğitim Bakanı’na seslenerek, “Eğitimde eğer başarılı olacaksanız, eğitimcileri yanınıza alarak başarılı olabilirsiniz. Eğitimcileri karşınıza alarak başarılı olacağınızı düşünüyorsanız kesinlikle yanılıyorsunuz Sayın Bakan” dedik.
Özür grubu tayin uygulamasında yaşanan mağduriyetler, kariyer basamakları uygulamasındaki belirsizlik, 4+4+4’le ilgili çelişkili açıklamaların toplumda ve eğitimcilerde oluşturduğu huzursuzluk gibi sıkıntıların altını çizdiğimiz eylemlerde, KİK toplantılarında imza altına aldığımız kararların bir an önce hayata geçirilmesini istedik.
Hükümete de seslenerek, “Biz kimseden lütuf beklemiyoruz. Emeğimizin ve alınterimizin karşılığını istiyoruz. ‘Ekonomi büyüyor, Türkiye zenginleşiyor’ diyenlere, eğer büyüme varsa o zaman büyümeden payımızı verin” çağrısında bulunduk.
“Eğitim Çalışanıyız, İnsanca Yaşam İçin Hakkımızı İstiyoruz” yazan kokartlarla derslere gireceğimizi ilan ederek, basın önünde yaka kokartlarını taktık.
Eylemlerimizin sonunda, maaş bordrolarını yakarak, yeni bordronun toplu sözleşme masasında eğitim çalışanlarının içine sinecek şekilde yeniden düzenlenmesini talep ettik.
Sakın yarın da gidip paşa paşa erdoğanın elini öpersiniz. azıcık fazla ver diye. siz sendika değilsiniz bir kere. ikna odaları vasıtası ile yapılanan bir oluşumsunuz.