DERSHANELER KAPATILARAK EĞİTİMDE Kİ YANLIŞLAR ÖRTÜLEMEZ

Son günlerde basın yayın organlarında çıkan dershanelerin kapatılması ile ilgili tasarı ile ilgili ÖĞDER ERZURUM Şubesinin görüşlerini kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

DERSHANELER KAPATILARAK EĞİTİMDE Kİ YANLIŞLAR ÖRTÜLEMEZ

Son günlerde basın yayın organlarında çıkan dershanelerin kapatılması ile ilgili tasarı ile ilgili ÖĞDER ERZURUM Şubesinin  görüşlerini kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

Son 10 yılda eğitimimizde sürekli olarak Bakan, Bakanlık yetkilileri değişmesi, sık sık sınav sistemi ,kitap, program, müfredat değişikliği ile eğitimde istikrar sağlanamamış; eğitim sistemi yap boz tahtasına dönüştürülmüş; eğitimde süreklilik sağlanamamıştır. Öncelikle ifade etmeliyiz ki Milli Eğitim   toplumun kanayan yarasıdır. MEB’de Eline mühür alan bir şeyler değiştirmeye çalışmış ama bu güne kadar milleti memnun edecek, milletimizin gençlerine ilim ve irfan verecek, uzun yıllar uygulanabilecek bir çalışma ortaya konamamıştır. İthal edilen sistemler daha başlarken tutmamış değiştirilmek zorunda kalmıştır. Milli eğitim çalışanlarının sorunları adalet gözetilerek, hakkaniyetle çözülemediği için  çalışanlar bir türlü memnun edilememiştir. Eğitimde özne olan öğretmen ve idarecilerin sorunları çözülmeden başarıya gidilmez.

Son günlerde tartışılan Dershaneler, eğitim sistemi içerisindeki sorunlarda sebep değil, sistemin yanlışlığından kaynaklanan bir sonuçtur. Başarısız olan MEB ‘dir. Yanlış giden uygulanan eğitim politikalarıdır. Özellikle devlet okullarındaki eksiklikler, sorunlar dershanelere olan ihtiyacı her geçen gün artırmıştır. Dershaneler Türkiye’de sosyolojik bir gerçekliktir. Özellikle kolejlerde okuyan, özel ders alan ekonomik gücü olan ailelerin çocukları ile dar gelirli ailelerin çocukları arasındaki öğretim farkı dershaneler ile azda olsa giderilmektedir. Türkiye’nin hemen hemen her tarafına yayılan dershaneler bir şekilde fırsat eşitliği sağlayarak, Anadolu’da birçok dar gelirli aile çocuklarını dershanelere göndererek batıdaki iyi üniversitelerin iyi bölümlerine yerleşmelerini sağlamışlardır. Bu sosyolojik gerçeğin yanında bu sektörden yüz binlerce insan geçimini sağlamaktadır(öğretmen, personel, matbaacı, kırtasiyeci vs.). Ayrıca, alt yapısı hazırlanmadan, okullardaki eğitim kalitesi düzeltilmeden dershaneleri birden kaldırmak yanlıştır. Bu dönüşüm bir zorundalığa, zorbalığa dönüştürülmeden yapılmak zorundadır. Serbest ekonomi ve rekabet ahlakı böyle bir zorbalığı kabul etmez. Ayrıca fakirleri dershane yükünden kurtaracağız deyip dershaneleri kapatıp  apart okullar açmak, uygun olmayan mekanları, katları , özel okullara dönüştürmekle sorunlar çözülmeyecek iyice içinden çıkılmayacak hal alacaktır. Bundan dolayı ÖĞDER olarak aşağıdaki önerilerimizin yetkililerce dikkate alınmasını bekliyoruz

1)Dershaneleri kapatmak yerine dershanelerin fonksiyonlarını azaltacak ama eğitime daha çok  yardımcı olacak bir konuma getirebilir. Bir taraftan dershaneleri kapatmaya çalışırken diğer yandan okullarda paralı kurslar açmakta yanlıştır. Dershaneler MEB’e bağlı etüt merkezi olarak devam etmelidir.

2)Okulların daha kaliteli hale getirilmesi, kaliteli eğitim verilmesi için altyapı ,sınıf ve teknoloji imkanları geliştirilmeli.

3)MEB okulları özel okul mantığı ile yönetilmesi sağlanmalıdır. Hantal okul sistemi daha aktif hale getirilmeli. Hedef ve öncelikler belirlenmeli yeni sisteme  uyum sağlayamayan idareciler değiştirilmelidir.

4)Okullarda verilen eğitim sistemini uzun yıllar boyunca uygulanacak hale getirilmeli. Ders başarıları ile Üniversite yolu açılmalı. Sık sık sistem değişikliğinden vazgeçilmeli. MEB ve Özel okullar sadece sınava dayalı başarı hedefinden vazgeçmeli. Öğretmen yetiştiren okullar ve eğitimleri gözden geçirilmelidir.

5)Herkese Üniversite yolunu göstermek yerine mesleki eğitimi güçlendirecek tedbirler alınmalı. Öğrencilere hiçbir meslek kazandırmayan liseler kapatılmalı. Ortaokuldan itibaren meslek eğitimi başlatılmalı. Meslek liselerine başarısız olan öğrencileri yönlendirme yanlışından dönülmelidir. Meslek lisesi mezunlarının iş imkanları artırılmalıdır.

6)Merkeziyetçi  uygulamalar azaltılmalı eğitimde yerelleşmenin önü açılmalıdır. Yerel yönetimler, STK ve Vakıflar  öne çıkmalıdır. Bölgeler arası eğitim farklılığı eğitim alt yapısı ve öğretmen yönünden dengelenmelidir.

7)Batıdan getirilen bizim toplum yapımıza uygun olmayan sistemlerden vazgeçilmeli. Toplumumuzu geleceğe hazırlayacak  Milli bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır.

8)Örgün eğitim içinde düz liselerde veya niteliğini kaybetmiş Anadolu liselerinde  herkesi tutma yanlışından vazgeçilmeli. Devletin okumak isten öğrencilerin sınıfında okumak istemeyenleri de tutması fayda getirmiyor.

9)Milli Eğitimde öğrencilerin %8’ini ilgilendiren dershaneleri hedef tahtasına koyup %100’ünü ilgilendiren eğitimdeki asıl yanlışları görmezden gelinmemelidir. Eğitim ve öğretim sınav merkezli olmaktan çıkarılmalıdır. Öğrenciyi  tüm özellikleri ,ilgi ve yetenekleri ile dikkate alan, ortaokuldan itibaren kapsamlı verilerle geleceğe yönlendiren bir sistem olması gerekmektedir. Sadece üniversite sınavına öğrenci hazırlamak yerine hayata hazırlanma ve iyi bilgi sahibi, estetik değerleri olan ve hayata anlam katacak, aydın, araştırmacı, yorumlama gücü olan, nitelikli insan yetiştirecek sistem çalışması acilen yapılmalıdır. Sathi konuların konuşulması zaman kaybıdır. Çözüme katkı sunmaz.

ABDULLAH İKİNCİ   - ÖĞDER ERZURUM ŞUBE BAŞKANI

Güncelleme Tarihi: 17 Kasım 2013, 00:00
YORUM EKLE
YORUMLAR
Burak KESTELOĞLU
Burak KESTELOĞLU - 11 yıl Önce

Bende bir lise öğrencisi olarak bu görüşe katılıyorum. Eğer bu öneriler gözönüne alınıp gereği düşünülerek yürürlüğe girmesi her öğrenci açısından çok faydalı çok rahat bir sistem olacağından emin olmanızı kanıtlıyorum.Bu önerilerin gerçekleşmesini siz MEB tarafına rica eder gereğinin düşünülmesini arz ederim...

SIRADAKİ HABER