Toplantıda bir konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, toplumsal tepkinin ve toplumsal düşünmenin hızla azaldığı bir dönemden geçtiğimizi söyleyerek, “sinir uçlarımız yok ediliyor” dedi. Bu anlayışın toplumun tüm kesimlerini sardığını kaydeden Koncuk, şunları söyledi: “Bu anlayış, Türkiye’nin en entelektüel kesimi olan kamu çalışanlarını, eğim çalışanlarını bir mikrop gibi etkisi altına alıyor. Bu ortam içerisinde hala dinamik kalabilen, toplumsal refleksleri ortaya koyabilen insanların olması toplumun geleceği açısından büyük öneme sahiptir. Türkiye Kamu-Sen ve Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların ciddi başarılar elde ettiğini düşünüyorum. Üyelerimiz bu mücadeleyi tüm yürekliliği ile ortaya koyuyorlar.”
Menfaatine odaklanmış insanların yürekli insanlar karşısında durabilme, ‘hayır’ diyebilme imkânı olmadığını belirten Koncuk, “Tehditleri önemsemiyorum. Kimin yüreği bizi tehdit etmeye yeter? Kimsenin yüreği yetmez. Bu tür insanların hiçbir alanda bizimle yarışabilmesi mümkün değil” dedi. Korkuları ile hareket edenleri de eleştiren Koncuk, “Onlar her zaman korkarlar. Ama biz korkmayız. Bizim makamlarımızı koruma, kollama derdimiz yok. Bizim mücadelemiz hep çoğunluğun anlayışına hitap eder. Bu nedenle sizlerin varlığı son derece önemlidir” diye konuştu.
Türkiye Kamu-Sen’in 16 Nisan’da iş güvencesi için eylem yaptığını hatırlatan Genel Başkan İsmail Koncuk, Başbakan’ın sözleşmelilerin kadroya alınması ile ilgili sözlerine de değindi. Koncuk, “Kuralsız ve güvencesiz çalışma hayatına karşı olduğumuzu çok net ifade ediyoruz. Başbakan bu sistemin mucidi kendileri değilmiş gibi, bir sendikanın genel kurulunda ‘sözleşmeliliği getirdik ama geldiğimiz noktada problemlerin de oluştuğunu görüyoruz. Hazırlığı yapıp bitirdikten sonra Kanun Hükmünde Kararname'ye yetiştirilmeye çalışıyorlar. Girebilirse orada aksi takdirde 12 Haziran sonrasında sözleşmelilerle ilgili kadro yolunu açmış olacağız’ diyor. Bu sorunu çözmeye niyetiniz varsa, KHK ile çözebilirsiniz. Ama çok açık söyleyeyim, böyle bir niyetleri yok. Samimi olsalardı, askerliği bile sözleşmeli hale getirmezlerdi. Bizim talebimiz, sözleşmelilerin tamamının hiçbir şarta bağlı kalmadan kadroya alınmasıdır” dedi.
Sarı sendikanın Türkiye Kamu-Sen’in 16 Nisan mitingi öncesi çalışanlara ‘eyleme gitmeyin’ çağrısı yaptığını ifade eden Koncuk, “Bir sendika eylem kırıcılık yapmaz. Bunların yaptığına soytarılık bile denmez. Bunlar geldikleri gibi giderler. Biz yerimizdeyiz. Bu çekirdek yapı demir leblebi gibidir. Kırmak, bükmek mümkün değildir. Öte yandan her önümüze gelene yanak uzatmanın sonu yok. Adam gibi, yiğitçe yaşamak lazım” diye konuştu.
Yetkili sendika ve konfederasyon olmanın 4688 sayılı Kanununda yapılan değişikliklerle önümüzdeki günlerde daha anlamlı hale geleceğini belirten Koncuk, şöyle konuştu: “Toplu sözleşme hakkımız olacak. Bu hakkı kullanmak önemli. Bu nedenle konfederasyon olarak yetkili olmamız gerekiyor. Pazarlama azmindeki sendikaların yetkili olması Türkiye Kamu-Sen için bir kayıp değildir, ancak kamu çalışanları için büyük bir kayıptır. Şayet sarı sendikalar yetkili olursa, Cumhuriyet tarihi boyunca elde ettiğimiz kazanımları bir bir kaybederiz. Yetkili konfederasyon olmak üç yıl öncesinden daha önemli hale geldi. Ya kaybedeceğiz, ya da mücadele edip, kazanacağız. Ya siyah, ya beyaz olacak. Beyazı Türkiye Kamu-Sen temsil ediyor. Beraberce başaracağız.” Genel Başkan Koncuk, yetkiye yakın olduğumuz bir dönemde, sarı sendikaların yapacağı her türlü hileye ve hukuksuzluğa karşı kamu çalışanlarını da uyardı.
Güncelleme Tarihi: 26 Nisan 2011, 00:00