Geylan, "Kimin rahatsız olduğu umrumuzda değil. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan hiç kimse bundan rahatsız olmaz. Ne Mutlu Türküm Diyene ifadesinden rahatsız olanların emin olun başka hesapları vardır. Onlar, emin olun başka emellerin yolcusudur" dedi.
Ne Mutlu Türküm Diyene ifadesindeki “Türk” ifadesinin Anayasamızın 66'ıncı maddesinde anlamını bulan vatandaşlık tanımının vurgusu olduğunu söyleyen Geylan, "Bu bir etnik vurgu değildir.
Anayasamızın 66. maddesi, 'Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür' der. Ve nitekim devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir' demiştir.
Bunu sağından, solundan çekmeye, bir takım süslü kelimelerle evirmeye, çevirmeye gerek yok. Türk ifadesi; bu topraklarda yaşayan, bu devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan 83 milyon vatandaşımızın milli kimliğidir, üst kimliğidir. Bundan rahatsız olanlar; bu devletten, bu topraklarda Türk milletinin egemenliğinden rahatsız oluyor demektir" diye konuştu.
Belki o sendikanın genel başkanı ya da yöneticileri gibi düşünmüyor olabilirsiniz ama üye olarak bu reflekslere güç veriyorsunuz.
Kamu çalışanlarının bu reflekleri okuması ve sorgulaması gerektiğini söyleyen Geylan şöyle konuştu: "Bu noktada kamu çalışanlarının bir noktaya dikkat etmesini istirham ediyorum: Tunceli Valimizin, kahraman güvenlik güçlerimizin devletimizin bekasına kast eden teröristlerden temizledikleri dağlara 'Ne Mutlu Türküm Diyene' ifadesini kazıdıkları o görüntüyü paylaşmasından hemen sonra çok enteresandır, bölücü katillerden bile önce bir sendika ayağa kalktı.
Bakın PKK ve onun temsilcisi siyasi partiden dahi henüz ses çıkmamışken, bunlar ayağa kalktı. Tıpkı Öğrenci Andı’nda olduğu gibi.
2018 yılında Danıştay 8'inci Dairesi 'Öğrenci Andı okullarda okutulmalıdır' şeklinde karar verdiği günün akşamında Memur-Sen'in Genel Başkanı sayın Ali Yalçın sosyal medya hesabından çağrı yapmış ve 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması yaparak, bu kararı protesto edeceklerini duyurmuştu. O dönemde de henüz PKK'dan ve uzantısı siyasi partiden ses çıkmamışken, bu sendika ilk karşı duruşu sergilemişti.
Dolayısıyla kamu çalışanlarının bu refleksleri iyi okuması ve sorgulaması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle 'Vatanseverim', 'Türk milletinin bir ferdi olmaktan gurur duyuyorum' diyen, övünçle ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ diye haykıran ama hala bu sendikanın üyesi olan kamu çalışanları bu refleksleri okumalı ve sorgulamalıdır.
Belki “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” ifadesinden rahatsız olmuyor olabilirsiniz, bu ve benzeri konularda o sendikanın genel başkanı ya da yöneticileri gibi düşünmüyor olabilirsiniz; ama üye olarak belki de hiç tasvip etmediğiniz bu reflekslere güç veriyorsunuz.
Kim ne kadar rahatsız olursa olsun, son nefesimize kadar ‘Ne mutlu Türk’üm diyene” diye haykırmaya devam edeceğiz. Birlik beraberlik içerisinde ülkemizin daha güçlü ve daha müreffeh yarınlarına ulaşacağımıza inancımız tamdır.
Bizler daha ilk gençlik yıllarımızdan beridir 21. yüzyılın Türk asrı olacağını ülkü edinmiş bir geleneğin temsilcisiyiz. Nitekim önceki gün Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan da pandemi süreci sonrasına dikkat çektiği bir konuşmasında ‘Küresel ekonomik, siyasi ve sosyal düzende köklü değişiklikler yaşanması muhtemel yeni bir döneme giriyoruz.
İnşallah 21’inci asrı Türk asrı haline getireceğiz’ ifadeleriyle bu inancımızı tekrarlamıştır. Türkiye Cumhurbaşkanının bu ifadesi ‘Türk’ kimliğinden rahatsızlık duyanlara bir kez daha kapak olmuştur sanırım.”
Güncelleme Tarihi: 14 Mayıs 2020, 13:36