2018 Başöğretmenlik Onur Ödülü Cansel Güven’e

Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kalarak etkin, verimli ve kaliteli bir şekilde eğitim hizmeti sunulmasını hedefleyen Anadolu Eğitim Sendikası, bu hedefe başarıyla yürüyen eğitimcileri örnek almakta, örnek göstermektedir.  

2018 Başöğretmenlik Onur Ödülü Cansel Güven’e

Çağdaş, bilimsel ve laik eğitimin öncülerini genç meslektaşlarımıza tanıtmak, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretisini sürdürmek ülküsündeyiz. Bu ülküyle 2005 yılının 24 Kasımında başlatarak geleneksel hale getirdiğimiz başöğretmenlik onur ödüllerinin devamlılığı esastır. 
 
Başöğretmenlik Onur Ödülümüz her 24 Kasımda yalnızca bir eğitimciye sunulmaktadır. Bu yıl ödülümüz, Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, mesleki başarılarıyla bize rol model olan, eğitime, eğitimcilere ve bağımsız sendikal temsile adanmış çalışmaları için sendikamızın kurucusu ve onursal başkanı olan Sayın Cansel Güven’e takdim edilecektir. 
 
Öğretmen, akademisyen ve bir cumhuriyet kadını olarak her zaman Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden yürümüş olan Sayın Cansel Güven; meslek ahlakı ve ilham verici çalışmalarıyla camiamıza örnek olmuştur. 

24 Kasım 2018 Cumartesi Günü, Saat 16:00, Başkent Öğretmenevi Hitit Salonunda gerçekleşecek ödül törenimize öğretmen, veli, öğrencileriyle tüm ailemiz davetlidir. 

CANSEL GÜVEN KİMDİR?

1971 Yılında Aydın’da doğdu, Selanik mübadili sülaleden memur bir baba ile ev hanımı bir annenin 3. ve en küçük çocuğudur. Okuma yazmayı rahmetli babasının ilgisiyle erken yaşta öğrenen Cansel Peker Güven ilkokula 5 yaşında başlamış, 20 yaşında öğretmen olmuştur. 

Aydın Hürriyet İlkokulu, Gazipaşa Orta Okulu ve Aydın Lisesi mezunu olan Cansel Peker Güven; Aydın Lisesi ve İl Gençlik Müdürlüğü bünyesindeki ekiplerle halk oyunları yarışmalarında bölge ve Türkiye şampiyonluklarını tatmış, ülkemizi yurt dışında temsil etmiştir. 

Aynı dönemlerde kesintisiz olarak korist ve solist olarak müzikle ilgilenmiş, tiyatro topluluklarıyla temsillere katılmıştır. Sanat ve sporla desteklenen eğitim sürecinin akademik başarı getirdiğini fark etmesi öğretmenlik yaşantısında belirleyici olmuş, her seviyedeki öğrencilerini bu yönde teşvik etmiştir. 

Lise öğrenciliği sırasında “Cumhuriyeti Anlamak” başlıklı kompozisyonu ile Türkiye 2. Si olan Cansel Peker Güven sahaflardan başlayan okuma aşkını yazma ihtiyacıyla sürdürmüş, bugün bile en çok okur-yazar olmakla öğünmektedir.
 
Yaz tatillerinde Germencik Mursallı kasabasında ailesiyle birlikte incir toplayan Cansel Peker Güven; temel eğitimini sürdürürken mevsimlik olarak teyzesi ve eniştesinin yanında da barınmış, eğitimini aksatmamıştır. 

Öğretmenliği meslek olarak seçmesinde ve iyi öğretmen olma kaygısı taşımasında Serpittin ve Gülcan Günay ile Bülent Özlü’nün etkisi büyüktür. İlk ve orta öğretim süreci boyunca hayatına dokunan köy enstitüsü ruhuyla beslenmiş, Atatürkçü, aydın, duyarlı ve yetkin öğretmenlerin varlığı,  kendi ifadesiyle; hayatındaki en büyük şanstır. Mirasçıyız, mirasyedi gibi davranıyoruz dediği Başöğretmen Atatürk’ün öğretisini yeni nesil öğretmenlere, öğrencilere aktarmayı borç bilmiştir.

1987 Yılında, 16 yaşındayken Uludağ Üniversitesi, Necati Bey Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilimler Eğitimi, Coğrafya Öğretmenliği Bölümüne yerleşen Cansel Peker Güven, 1990-1991 mezunudur. 

Döneminin küçük öğrencisi olmasına rağmen kredi yurtlar kurumunda öğrenci temsilcisi seçilen Cansel;  eski öğrenci yurdunda ve taşınan yurt binasında öğrencilerin barınma, ulaşım, güvenlik sorunlarını çözme adına girişimlerde bulunmuş, eylemler düzenlemiş, uğradığı baskı ve soruşturmalara rağmen önemli kazanımlara imza atmış, nokta dergisine haber olmuştur. Yıllar sonra derginin son sayısında bu kez sendikacı olarak haber olması ironiktir.

Memur ailesinin maddi desteğine rağmen ders dışı zamanları kantin ve kafelerde geçirmek yerine çalışarak okumayı tercih etmiş, Kıbrıstan getirttiği UNİCEF kartlarıyla tezgâh açmış, yerel gazetelere “Balıkesir’in ilk bayan kartpostalcısı” olarak haber olmuştur.  

Kırtasiyede fotokopi çektiği dönemin ardından sigortacılık da yapan öğrenci Cansel,  merkez köylere giderek o dönem zorunlu olmayan trafik sigortası poliçelerini ve ferdi kaza sigortalarını satmıştır.  Defalarca ayın elemanı seçilen Öğrenci Cansel, pazarlama başarısını yerel kaza haberlerini takip etmeye borçludur. 

Ekmeğini kazanma noktasında önemli bir tecrübe ve özgüven kazanan Cansel; fakülte bitirme tezi olan İzmir Selçuk Turizm Coğrafyasını ilgili belediyeyle işbirliği içinde sahada çalışmış, bu çalışma Selçuk belediyesi tarafından kitaplaştırılarak arşive alınmıştır. 

Mezuniyeti ardından 1 yıl atama bekleyen Cansel Öğretmen; haftada 2 gün İzmir’de bir dershaneyle, dönem ortası öğretmen kaçıran umutsuz mezun gruba coğrafya öğretmek üzere anlaşmıştır. 

Öğretmenliğinin ilk günü ve dersinde sınıfını yeni coğrafya öğretmenleri olduğuna inandıramayan genç öğretmen vazgeçmenin eşiğine gelmiş, ilk dersini kurum müdürünün refakatiyle verdiyse de, çok utanmıştır. 

Öğrencilerinin çoğundan yaşça küçük olan Cansel Öğretmen, bir sonraki hafta takım elbise ve ense topuzu ile derse girse de, karikatürleştiğini, saygının yaşla karşılık bulmayacağını kısa sürede keşfetmiştir. 

Bilgiyle ve farklı, “interaktif “ öğrenme yöntemiyle öğrencilerini etkilemeyi başaran Cansel Peker Güven,  bundan sonraki öğretmenlik yaşamında bir daha GÜVEN sorunu yaşamamıştır.  İlk öğrencilerinden bazılarıyla hala görüşmektedir. 

Dershane günleri dışındaki zamanlar Sosyal Hizmetler Aydın Erkek Yetiştirme Yurdunda gönüllü belletmen olarak çalışmıştır. Bu serüvenin ardında Uğur Dündar ve dönemin Arena programı vardır. 

Yetiştirme yurtları ve huzurevlerindeki trajik olaylara ilişkin haberler karşısında provoke olan GÜVEN yakındaki yurdu baskın yapar gibi ziyaret etmiş, kurum müdürünün yaklaşımı ve yurdun yuva atmosferi karşısında mahcup olur. 

Tüm öğretmenleri erkek olan yurtta aile ortamını yaratmanın güçlüğünden söz eden müdür babanın teklifi ile etüt saatlerinin Cansel ablası olmuş, giderek tüm zamanını yurtta geçirmiştir. 

Olcay Yolcu arkadaşıyla birlikte yurtta sosyal buluşmalar, geziler düzenleyen, bahçecilik yapan hatta zeybek ekibi de kuran Cansel Öğretmen, bugün bile zeybeği biraz erkek gibi oynar. 

Aynı yıl içinde yaşı nedeniyle yurttan ayrılacak öğrencilere ev eşyası temin etmek için arkadaşlarıyla bir orkestra kurup 2 ayrı konser düzenleyerek hatırı sayılır bağış toplamıştır. 

Anadolu rock ve protest müzik tarzında repertuarı olan grubun üyeleri, dönemin siyasi gerginliğinin etkisinde Grup Teğet adını seçmiştir. Üyeleri hala dosttur, solisti Nusret Aygör müzik kariyeri olan bir öğretmen, grubun sunucusu da TV dizilerinde Kekeç oğlan diye bilinen Fatih Altın’dır. 

Bir kekemeye sunuculuk yaptırmak,  ilin en büyük sinemasını 2 kere dolduracak kadar bilet satarak, 8 öğrenciyi eşyalı 3 eve ve işe kavuşturmak girişimcilik örneklerinden biridir. 

1992 Yılında Batman’a alanı dışında sınıf öğretmeni olarak atandığında Türkiye’yi temsilen halk oyunları festivali için Finlandiya’da olan Cansel Güven, göreve başlaması için son güne kara yoluyla bir haftalık yolculuk ardından son dakika yetişmiştir.  

Müdürün verdiği sarı zarf, memuriyet hakkında duyumlarıyla çakışır, panikler. Yolculuk için borçlandığı dostu ressam Melih Yılmaz’ın “hoş geldin” mektubu okuluna ondan önce varmış, mesleğin ilk sürprizi olmuştur. Hoş gelir.

Dönem hükümetinin tasarrufuyla, alanı dışında ve sınıf öğretmeni olarak memuriyete başlayan Cansel Peker Güveneğitime alınmasına rağmen yeterli olamayacağı kaygısıyla uykusuz geceler geçirmiştir.  

Kıbrıs Şehitleri İlkokulunda çalışırken 3. Sınıfta olmalarına rağmen Türkçe konuşmayı, okuma ve yazmayı öğrenememiş öğrencilerinin 8. Öğretmenidir. Bu çocukları oyunla ve sevgiyle yoğun eğitime almış, gruplar haline evine de taşımış, yılın sonunda tamamını 4. Sınıf düzeyine taşımıştır.  

Süreç içinde patlayan egzozu silah sesinden ayırır, fişek ve izli mermilerle aydınlanan gecelerde yatağını yavaşça yere sererek uyumaya devam eder. Sınıf camı naylonlamayı ve bit ayıklamayı da aynı dönemde öğrenir. 

Beden eğitimi dersini dahi ritmik sayma öğreterek işlemiş olmasından bir parça pişmanlık duysa da, yorulan dimağlara her gün “arkası yarın” öyküler okur. Faili meçhul cinayetler ve öğretmenlere yönelik saldırılarla anılan bu dönemde birkaç kez çatışma ortamında da kalan genç öğretmenin ayakkabısını yolda bırakarak okula ulaştığı vakidir. 

Olağan üstü hallerde olağan eğitimi sürdürmek adına gerektiğinde kilometrelerce yürümüş, tehditlere rağmen okulun bayrağını indirmemiş, andımızı okutmuş, kapısını kapatmamıştır.  

Yoğun çaba ve sevgi dolu eğitim sonunda memuriyete, hayata, başarıya koşmuş öğrencileri ile bugün gurur duymaktadır.

Batman Atatürk İlkokulunda çalıştığı dönemde ise sınıf öğretmenliği dışında ortaokul müzik derslerine de girmekte, hafta sonu sosyal faaliyetleri yürütmektedir.  

Petrol işçilerinin çocukları olan sınıf öğrencileri ilin bilgi yarışmasını kazanmış, çalıştırdığı halk oyunları ekibi ilin gösterilerinde defalarca sahne almıştır. 

Aynı yerleşke içindeki Batman TED koleji öğrencileri ile Turgut Özakman’ın “Ah Şu Gençler” eserini müzikale uyarlayarak sahneye koyan Cansel Güven, valilik, TED, ve TPAO tarafından ayrı ayrı takdir edilmiş olsa da asıl teşekkür öğrencilerin mutluluğu, başarma hisleridir.  

OHAL içinde nefeslenmenin tek yolu eğitim diye düşünen Cansel öğretmenin Batman günleri hep eğitimle, öğrencileri ile geçmiştir.  Zorunlu hizmeti gönüllü faaliyetlerle anlam kazanmış olup, başarılarıyla gurur duyduğu öğrencileri bugün de vefa ile yanındadır.

Zorunlu hizmeti tamamlamasının ardından Ankara’ya atanan Cansel GÜVEN, Altındağ Peyamitepe’nin Batman’dan çok da uzak olmadığını fark etmiştir. Batman’da petrol bulamadım, mühendisi ile evlendim dediği hayat arkadaşı Rahmi Ülgen Güven artık Azerbaycan’da çalışmaktadır. 

Cansel Ankara’ya yabancıdır, çalıştığı okul da Ankara’ya yabancı, yabandır. Anadolu’nun her köşesinden göç eden ailelerin fukara ama çalışkan öğrencileriyle ile çabuk kaynaşır. Kıyafet ve kırtasiye yardımlarını incitmeden organize eder. 

Ankara’nın başkent olduğunu bilmeyen öğrencileriAnkara’ya” taşır, cumhuriyetin başkentiyle, Anıtkabir’le ve müzeleriyle tanıştırır.

Sosyal bilgiler öğretmenliği ardından kendi branşına geçme şansını bulduğunda 4 yıllık öğretmen ve Yılmaz Berk Güven’in annesidir.  

Sosyo-ekonomik olarak oldukça şanslı görünen öğrencilerin sosyal yalnızlıkları ve sevgi ihtiyaçlarını, iyi binanın iyi okul demek olmadığını Bilkent’te tecrübe eder.  

Ankara’nın en iddialı liselerinden birine atandığında Bilkent İlköğretim Okulu’nun sosyal bilgiler öğretmenliğine henüz alışmıştır, tayin talebi yoktur, branşa geçiş dilekçesinden umudu kesmiştir. 

Deneme lisesine atanması üzerine kısa süre görev yaptığı Bilkent İlköğretim okulunda öğrenciler ayaklanır, dönemin başbakanı Tansu Çiller’in evine kadar ulaşırlar, talimatıyla bakanlık devreye girerek tayine rızası sorulur, okula TV kameraları gelir. Günün sonunda pankartlar ve gözyaşları arasındaki vedalaşma haber olur. 

Bu hararetin temelinde öğrencileri sosyalleştirmek adına kurduğu çevre kulübü ile ergenliğe dair sorunların çözümü adına veli ve öğrencilere imzaya açtığı etik sözleşmenin etkisi vardır. 

Güven Hoca kısa sürede bağlandığı, yine görüşmek üzere sözleştiği kimi öğrencilerini lisede okutma şansına ermiştir. 

Cansel Güven, Bahçelievler Deneme Lisesinin en genç öğretmeni olarak öğretmen odasında sohbete girmeye çekinir, süper lisenin öğrencileri için öğrenci gibi ders çalışır yeniden. 

Bu defa da yıllarca uzak kaldığı branşında başarısız olacağı endişesi içindedir. Tecrübeli müdürü Süleyman Serdaroğlu’nun “iyi sınıfa herkes öğretmenlik yapar, zora var mısın?” teşviki ile önce sözel sınıflara ardından spor sınıflarına da girmeye başlar. 

Sınıflar arasındaki uçurum inanılmazdır, her sınıfa hatta öğrenciye göre farklı yöntemler, disiplinler geliştirir. Lisanslı, tamamı erkek sporculardan oluşan sınıfların coğrafyacısı Cansel Hoca, özgün disiplin anlayışı ile tekmil alır verir. 2. çocuğuna, Ela Güven’e hamileyken okula giriş ve çıkışında kendisine eşlik eden sporcuların fahri koçudur. 

Liseler arası futbol liginde Dünya şampiyonu olan öğrencileriyle gurur duyar, centilmenliği sınıfa taşıtır. Okuldaki 11 yıllık hizmeti boyunca mezun ettiği ve arasında öğretmeni olmaktan gurur duyduğu bilim, iş, sanat insanları bugün hocalarını gururlandırmakta, vefa göstermektedir.

Bir öğretme yöntemi olarak dramayı bilmeden ve bilinçsizce uygulamakta olan Cansel Öğretmen, 1998 Yılında Çağdaş Drama Derneğinden haberdar olarak eğitimde drama eğitimine başlar, 6 aylık bir eğitimin ardından sertifikasına kavuşur. 

Eğitimin verildiği Erken Başarı Koleji’nden gelen teklif ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de izniyle Deneme Lisesi’ndeki programı yanında kolejin sosyal bilgiler derslerine girmeye başlar.  Aynı okulda kurduğu TTÖ (tarihe takıklar örgütü) gizli faaliyetlerine başlar. 

Öğrencilerin özel bir rozeti (ATATÜRK VE BAYRAK) ile özel bir selamlaşması  bile vardır. Misyonu, tarihi olayları doğru kaynaklardan derinlemesine araştırıp, ilgi çekici anekdotları sağda solda anlatarak bilinçlendirme faaliyeti yürütmektir. 

Böylece örgüte yeni sempatizanlar, “tarih severler” kazandırılacaktır.  Öncelikle birbirlerini bilgilendiren örgüt üyeleri bugün bile faaliyettedir. 2 yıllık özel okul tecrübesini devlet okuluna da aktaran GÜVEN Hoca için her ders benzersiz, tekrarı olmayan bir tecrübe, öğretmenlik de bir sahne sanatıdır. 

TEMA, ADD, ÇYDD, LÖSEV, YKKED, UED, MÜZED, CKD, KADER, TÜZYEKSAV gibi sivil toplum örgütlerinde üye, bağışçı ya da destekçi olan Cansel Güven, örgütlü mücadelenin gereğine inanmıştır. 

Siyasi partilerin güdümünde olan, öğretmen odalarında kamplaşmaya yol açan sendikal örgütlülüğe tepki duyan Cansel Güven, bağımsız ve onurlu bir sendikanın üyesi olmak istemektedir. 

Aynı beklentiyi paylaştığı halde zorunluluklar içinde mevcut yapılara yönelen ya da örgütsüz kalan meslektaşlarıyla iletişimdedir. Herkesin kurulsun diye beklediği ilkeli, bağımsız sendikayı kimse kurmazsa ne olacak diye sorar. 

Hazırladığı anket dönemin koşulları içinde elden ele binlerce öğretmene ulaşır, sonuçları çarpıcıdır. Öğretmenler yüksek oranda siyaseten bağımsız, meslek onuru ve özlük haklarından başlayarak eğitim adına çalışacak bir örgütlenme özlemindedir.  

Kurulmalı mesajını alan GÜVEN tüzük çalışmalarına başlar, bir yandan da kurucu üyelik çağrısı yapmıştır. Tüm zenginliği ve birleştirici yanıyla Anadolu Eğitim Sendikası kurulacaktır. 80 kişinin isim yazdırdığı kurucu liste evrak tesliminde 11 e iner. 

Hayal kırıklığı içinde vazgeçmek üzereyken aldığı “kurdurmayız, kuramazsın” telefonu efelik damarını kabartır. 17 Ocak 2005 de valilik sendikalar masasına teslim edilen evraklar sendikal tarihte ve Cansel hocanın kişisel tarihinde kırılma noktası olur.

İçinde bulunduğu ahval ve şerait namüsait olsa da, doğru bildiğini yapmaktan vaz geçmeyecek bir Atatürk kızıdır o. Tehdidin aktörü “artık eski” sendikacı, yıllar sonra bir cemiyette Cansel başkanı tebrik etmekte beis görmemiş, kadın başına kalkıştığı işi takdir etmeyi övgü saymıştır. 

Bu övgüler ve “özellikle kadın başkan” vurgusu bir cumhuriyet kadını olan Cansel Güven’i hep rahatsız etmiş, hiç peşini bırakmamıştır. Eksikliği olmayan kadının bugünkünden daha örgütlü ve cesur olabileceğini bilen GÜVEN, Atatürk’ün kazanımlarının gereğince korunmadığını ve hatta eksildiğini duyumsamakta, üzülmektedir. 

Genel başkanı olduğu yapıda kadın kotasına da karşı duran GÜVEN, niteliğin cinsiyet dağılımında değil, liyakatte olduğunu savunur. Erkek egemen kamu sendikacılığında sendika kuran ilk kadın genel başkan olsa da o; süreçte erkekleşmemiş olmakla övünür. 
2007 sonunda,  Gazi Üniversitesinin ilanı ve YÖK kararı ile, mesleki liyakat ve sınav puanıyla öğretmenlikten öğretim görevliliğine geçen Cansel GÜVEN, ilk, orta okul, lise öğretmenliği ardından üniversite hocalığını da tecrübe edecektir. 

Veli oluşunu da katarak “söz söyleyecek hakkım, susacak yeri bilecek haddim var” diyen GÜVEN; beyanatlarıyla her kesimin ilgisini çekecektir. Temsile soyunduğu eğitim ve camiası dışındaki konularla arasına mesafe koyar, eğitimden başlayarak tüme varmaya çalışır. 

Toplumun ve medyanın kutuplaştığı bir süreçte yüzden fazla televizyon programı ya da haberine konuk olur, sendikasının binlerce haberiyle gündem oluşturur. Alışılagelmiş sendikacı tipolojisinden farklı olarak; eleştirdiği her konuya çözüm öneren GÜVEN; temsilcilerine ve üyelerine de aynı şeyi salık vermektedir. 

Sızlanmayız, çözüm öneririz” şiarı AES in ilkeleri arasında kemikleşmiştir. Popülizm içeren söylemler ve toptancılıktan uzak duran Cansel Güven; sendikal analiz ve raporları tüm siyasi taraflara ulaştırırken her siyasi görüşten eğitimcinin üyeliği kadar takdirini de kazanmıştır. 

2016 Yılından başlayarak Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreterliği görevini de yürütmüş olan Cansel Güven, emek hareketinde başarının sendikal bağımsızlık ve ahlaka bağlı olduğunu savunmaktan vazgeçmez.

Sendika ve konfederasyon çatısı altında onurlu bir emek mücadelesi vermek adına tüm yurtta örgütlenme mücadelesi veren GÜVEN 13 yılda binlerce km yol tepmiş, Anadolu’yu dolaşmıştır. 

Başkentte ve yurt genelinde onlarca sendikal eyleme imza atmış, ses ve hak getirmiştir. 50 binden fazla öğretmeni ailesine kavuşturan il emri eylemi, sözleşmelileri kadroya kavuşturan zincir eylemler, farklı zamanlarda binlerce engelli öğretmenin atamasıyla sonuçlanan eylemler ve açıktan atama bekleyen öğretmenleri kadroya kavuşturan geniş katılımlı eylemler ilk akla gelenlerdir. 

İşverenden çok birbirine muhalif sendikaların temsilcilerini de ilk defa yan yana getirmeyi başaran kimi eylemler tarihe geçmiştir. Atama bekleyen ve hak eden öğretmenlere yönelik eylem ve basın açıklamaları ise süreklilik arz etmiştir. 

Öğretmene yönelen şiddet ve meslek onuruna yönelen saldırılara karşı yurt genelinde ses getiren eylemler düzenleyen Cansel Güven’in başkanlığında alınan kimi kararlarda süre sınırı yoktur. “Öbür yanağımızı çevirmeyeceğiz” kararı ile serbest kıyafet eylem kararları bu kapsamdadır. 

Sendika avukatları Ümit Gülseven ve Ali Kurt ile birlikte açılamaz denilen emsal davaları kovalayarak sözleşmeli öğretmenlere tayin hakkı kazandırmış, zincir davalarla bunalan bakanlık eş ve sağlık özründe yönetmelik değişikliğine gitmiştir. 

Yolluksuz yapılan bu tayinlere karşı da ilk davayı açarak kazanan sendika sayesinde on binlerce öğretmen anayasal hakkına kavuşmuştur. Davaya gidilmeden çözülen binlerce olayda Cansel Başkanın ısrarı, yapıcı diyaloğu ve arkasındaki kamuoyu desteğinin etkisi vardır. 

Siyasallaşan sendikacılık ve hukuk tanımaz yaklaşımlar etkisiyle yeniden kaybedilmekte olan bu haklar, üzüntü kaynağıdır. Bu başarıların ardından ailesine, kadrosuna kavuşan kimi öğretmenlerin çocuklarına Cansel adını verdiği, üye olmak için ise siyasi sendikaları seçtiği de acıklı bir gerçektir. 

2005 yılında Anadolu Eğitim Sendikasının kurucu genel başkanı olan GÜVEN; yönetim görevini siyaseten taraf olmaya karar verdiği Nisan 2018 e dek kesintisiz olarak sürdürmüştür. Yönetimine istifasını arz ederken emaneti “siyasi parti gölgesine girmemiş, tertemiz bir sendikadır. 

Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Çevre Bilimleri Anabilim Dalı’ndan Yüksek Lisans ve doktora dersleri alan GÜVEN, eğitimini sürdürmektedir. 

2007 Yılından bu yana öğretim görevlisi kadrosuyla, Gazi Üniversitesi Polatlı MYO Mimarlık ve Şehir Planlama Bölümü ile Gazi Eğitim Fakültesi, Orta Öğretim Sosyal Alanlar Bölümü, Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı’nda ders vermiştir.  

Gazi Üniversitesinin bölünmesiyle Hacı Bayram Veli Üniversitesine devrolunan kadrosuyla göreve devam eden GÜVEN akademik çalışmaları ders verdiği alanlarda yoğunlaşarak sürdürmektedir. 

Eğitim konulu çeşitli panel, konferans ve çalıştaylarda çok sayıda sunum yapan Cansel Güven’ in ulusal, yerel ve internet medyasında yer almış yüzlerce makalesi veya demeci bulunmaktadır. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün himayesinde yayına başlayan (eski adıyla Hakimiyet-i Milliye) Ulus Gazetesinde eğitim alanında köşe yazarlığı yapmış olan Cansel Güven; sayıları 400 ü bulan makalelerini kitaplaştırmak üzeredir. Bu gazete maddi yetersizlikler nedeniyle maalesef yayın hayatını bitirmiştir. 

Atatürkçü, cumhuriyetçi ve halkçı bir yurttaş olarak yetiştiği için Başöğretmen Atatürk’e, ailesine, köy enstitüsü ruhunu aktaran öğretmenlerine minnet duymaktadır. 

Batman’da tanışarak hayatını birleştirdiği Petrol mühendisi Rahmi Ülgen Güven ile 25 yıldır evli olan, Yılmaz Berk ve Ela’nın annesi olmakla gururlanan Cansel Güven; barınaktan sahiplenilmiş bir köpek ve iki kedi dışında bakımını üstlendiği çok sayıda canın dostudur.

Öğretmenlikten emekli olunmayacağını savunan Cansel Güven, ömrü oldukça Mustafa Kemaller yetiştirmeye ant içmiştir. Atatürk devrimleri ışığındaki yürüyüşünün sürmesini diliyor, eğitim ve sendikal örgütlenme kulvarındaki çalışmaları ve başarıları için kendisine teşekkür ediyoruz.

Anadolu Eğitim Sendikası 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER