Uzun süreli açlık sonrası hızla tüketilen besinler, midede dolgunluğa ve mide asidinin artmasına neden olur.
Gastrit, mide ülseri, reflü ve kabızlık şikayeti olanlarda bu şikayetlerin belirginleşmesine yol açar.
Genel Cerrahi-Meme-Tiroid ve Onkolojik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş, Habertürk’e yazdı.
Yazı şu şekilde:
Ramazan ayı ile beraber günlük besin tüketimi önemli değişikliklere uğrar. Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde iki öğünü tamamlamak gerekir. Aksi takdirde tek öğünle uzayan açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine neden olur, bu da günlük verimliliğin düşmesine yol açar.
Ramazan ayı açlık ayı değildir. Ruh ve beden temizliğinin ön planda olduğu, bedenin dinlenmeye alındığı aydır. Ramazan ayı oruç tutanlar için beslenme ve yemek alışkanlıklarının değişikliğe uğradığı aydır. Alışılmış üç öğün ramazanla beraber ikiye veya tek öğüne düşer. En büyük hata sahursuz oruç tutmaktır.
Sahura kalkmamak veya sadece su ile sahuru geçiştirmek uzun süreli açlığa neden olur. Uzun süren açlık bedensel ve zihinsel aktivitede azalmaya yol açar. Yaklaşık 16 saatlik açlık sahura kalkmamakla 20 saati geçmektedir. Tek öğünle tutulan oruçta, uzun süreli açlık sonrası iftarda bol yenen pide yine bolca ve hızlıca tüketilen yemek sadece kilo alma riskini artırmamakta aynı zamanda mide ve bağırsak hastalıklarının da aktifleşmesine neden olmaktadır. Uzun süreli açlık sonrası hızla tüketilen besinler, midede dolgunluğa ve mide asidinin artmasına neden olur, gastrit, mide ülseri, reflü ve kabızlık şikayeti olanlarda bu şikayetlerin belirginleşmesine neden olur.
RAMAZANDA KİLO ALIYORUM!
Tek öğünle uzayan açlıkta kan şekerinin çok düşük olması, kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteğini doğurmaktadır. Bolca tüketilen pide ve enerjisi yüksek besinlerin hızlıca tüketilmesi kilo alımına zemin oluşturmaktadır. Ramazan ayında toplumumuza özgü bir diğer özellik iftar sofralarındaki bolluk ve çeşitlilikle beraber tatlı tüketimidir. Özellikle şerbetli tatlıların kalorisi yüksek ancak besin değeri düşüktür. Gün boyu hareketsiz kalan vücuda birde bu tek öğünlü yemeğe ağır bir tatlı eklenince vücut fazladan gelen bu kaloriyi yakamaz bu da yağ olarak vücutta depolanır.
Ramazanda beslenme önerileri;
Ramazan ayını sağlıklı geçirmek, oruçlu iken dengeli ve yeterli beslenme ile mümkündür. Oruç sırasında baş ağrısı, halsizlik, konsantrasyon güçlüğü, hazımsızlık, kabızlık gibi sindirim problemleri yaşanabilir. Özellikle diabet, kalp-damar hastalığı, böbrek sorunları, otoimmün hastalığı olanlar doktoruna danışmadan oruç tutmamalıdırlar.
-Sahur öğününü atlamayın, mutlaka yapın,
-Sahurda protein ağırlıklı beslenmek gün içerisinde uzun süreli doygunluğa neden olur. Bunun için sahurda süt, peynir, yoğurt, haşlanmış yumurtaya ağırlık vermek lazım. Yine sahurda kızartılmış besinlerden kaçınmak lazım.
-İftara çorba ile başlamak, arkasından hafif bir kahvaltı ve istenirse bir sebze yemeği ile tamamlamak doğru olandır.
-İftarda tek seferli büyük porsiyonlar yerine aralıklı ve küçük porsiyonlar şeklinde beslenmek,
-İftar hızlı yenmemeli, yemekler ağızda iyice çiğnenmelidir,
-Özellikle iftarda işlenmiş etler, tütsülenmiş, salamura besinlerden ve aşırı tuzdan uzak durun,
-Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak kaybedilen sıvı ve mineral kaybını yerine koymak lazım, kişinin vücut bütünlüğüne göre ortalama 2-2,5 litre sıvı tüketimi iftarla sahur arasında gerçekleştirilmelidir. Yeterince su tüketilmezse oruç saatlerinde halsizlik, uyuklama, odaklanma güçlüğü, depresyon, tansiyon düşmesi gibi birçok sağlık sorunu yaşanabilir.
-Suyu tek seferde hızlı içmemeli, iftar boyunca yavaş yavaş içmek gerekir. Hızlıca içilen su emilimini azaltacağı gibi reflüyü de artırır,
-İftarda aşırı şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir,
-Reflü hastaları iftar ve sahur sonrası hemen uyumamalı, ağır egzersizlerden kaçınılmalı ancak iftar sonrası hafif yürüyüşler yapılmalıdır,
-Mide ve bağırsak rahatsızlığı nedeniyle hekim tarafından verilen ilaçlar mutlaka iftar ya da sahurda mutlaka alınmalıdır,
-Yemeklerde lif oranı yüksek besinler tercih edilmesi kabızlığı önleyecektir. Kuru baklagiller, mercimek, salata, taze ve kuru meyveler, şeker ilavesiz kompostolar, hurma, ceviz, badem gibi yemişler tüketilmelidir.
Ve unutmayalım ki ramazan paylaşma ayıdır...
YENİÇAĞ