SAĞLIK ÇALIŞANLARI TAŞERON ELAMANI YAPILMAK İSTENİYOR

Sağlık Çalışanları Taşeron Elemanı Yapılmak İsteniyor.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI TAŞERON ELAMANI  YAPILMAK İSTENİYOR

TBMM Plan Bütçe Komisyonunda görüşülmekte olan kamu hastanelerini yap-kirala-devret modeli ile yapılmasını düzenleyen yasa tasarısı ile ilgili Genel Başkan Önder Kahveci komisyon toplantısına katılarak görüşlerini ifade etti.
Yeni Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Milletvekilleri ve Sağlık Bakanlığı bürokratlarının yer aldığı toplantıda Genel Başkanımız Yeni Bakan Müezzinoğlu'na görevinin hayırlı olmasını diledi. Yeni dönemde sağlık çalışanlarının beklentileri olduğunu kaydeden Kahveci "Çalışan memnuniyeti için Sayın Bakan'dan çalışmalar yapmasını bekliyoruz" dedi.
Söz konusu yasa tasarısına çalışanlar açısından baktıklarını kaydeden Kahveci hizmet bedeli tanımının tüm çalışanları taşeronlaşmaya götürecek bir düzenleme olduğunu kaydetti. Kahveci "Tasarının 1. Maddesinin 2-E bendinde " Hizmet Bedeli: Bedelin bir unsuru olup 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 36ncı maddesinde belirtilen yardımcı hizmetler sınıfı ile sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfı personeli tarafından yerine getirilmesi gereken hizmetlerden yükleniciye gördürülecek hizmetlerin sunulması karşılığında idare tarafından yükleniciye ödenen ve dönemsel piyasa testi ile güncellenen bedeli, ifade eder." hükmü yer almaktadır. Bu ifade ile özel şirket tüm çalışanları dışardan taşeron olarak temin edebilir. Doktorundan, sağlık memuruna kadara tüm çalışanların taşeron firma elamanı olarak istihdam edilmesine olanak sağlayan bir düzenlemedir. Bu düzenleme tasarıdan mutlaka çıkarılmalıdır." dedi.
Söz konusu düzenlemenin kamu hizmetinin devlet memurları ile gördürülmesini düzenleyen Anayasa hükmüne de açıkça aykırı olduğunu belirten Kahveci bu düzenlemenin çalışanlar açısından kabul edilemez olduğunu belirtti.
Kamuda taşeron sayısının 500 bini geçtiğini ifade eden Kahveci " Düşük ücret, izin haklarından yoksun, tazminat haklarından yoksun bu taşeron sisteminin kamuda daha da yaygınlaştırılmasına, sağlıkta çalışanları taşerona dönüştürmeye neden olacak bu düzenlemenin karşısındayız." şeklinde konuştu. TBMM Plan Bütçe komisyonunda söz konusu yasa tasarısı ile ilgili görüşmeler Perşembe günü devam edecek.
Komisyona sunulan rapor...

YAP- KİRALA- DEVRET TASARISI

 

 

KONU: Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İşbirliği Modeli İle Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması İle Bazı Kanun Ve kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nda Kamu Yararı Açısından Sakıncalı Görülen Hususlar ve Açıklamalar

 

 

GENEL BAKIŞ 

 

Söz konusu düzenleme ile yüksek yatırım meblağları gerektiren sağlık hizmetlerinin icrasını gereği gibi yerine getirebilmek amacıyla,  özel sektörden kaynak aktarımı yapılması amaçlandığı belirtilmektedir.

Ancak tasarıda,  sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesi amacıyla  özel sektörden kaynak aktarılması bir yana, kamu mallarının özel hukuk kişisi bazı kimselere tamamen ücretsiz şekilde tahsis edildiği görülmektedir. Bunun yanında mezkur tasarı ile zaten şuan sağlık çalışanlarının özlük hakları bakımında birçok hak kaybına yol açan TAŞERONLAŞMA SİSTEMİNİN de önü tamamen açılmaktadır. Taşeron firma bünyesinde hizmet verecek olan çalışanların, sendikal hakları, izin hakları gibi özlük haklarından sayılan haklarını kullanamayacakları ortada olup; söz konusu düzenlemenin KAMU YARARINA AYKIRI  olduğu görülmektedir.

Tasarı Kamunun değil bazı kimselerin çıkarları doğrultusunda çalışmaya çok müsait olup; bu hali ile kabul edilmesi toplum yararına aykırı sonuçlar doğuracağı muhakkaktır. Mezkur tasarının sakıncalı maddelerini tek tek bakılacak olursa;

 

 

1-) Özel Girişimcilerden Kaynak Sağlanması İddiasının Gerçekçi Olmayışı

 

 

Mezkur tasarının “Genel Gerekçe” kısmında söz konusu düzenlemenin amacının özel girişimcilerden kaynak sağlanması ile sağlık hizmetlerinin daha kolay ifa edilmesi olduğundan bahsedilmektedir. Fakat tasarının hizmet ettiği husus özel sektörden kaynak sağlamak yerine aslında özel sektöre kaynak sağlamak, müstakbel sözleşmeci tarafa kazanç sağlanması saikiyle kamu mallarını ücretsiz olarak tahsis etme amacını gütmektedir. Öyle ki sözleşmeci taraf sadece inşa edeceği bina ile yükümlü iken, Devlet bu binanın arazisini tahsis etmekte; aynı binaya kira ödemekte, hastanenin işletmesini özel şahsa devretmektedir.

Planlanan bu düzenlemede Devletin yahut daha önemlisi KAMUNUN herhangi bir kazancı yoktur; bilakis bazı özel hukuk kişilerinin kişisel çıkarlarına hizmet eden bir tasarının hayata geçirilmesi söz konusudur. 

 

 

2-) Özel Şahıslara Ücretsiz Üst Hakkı Tanınmasına Rağmen İnşa Edilen  

      Taşınmazın Kullanımı İçin Neden  Kira Bedeli Ödenmektedir?

 

 

Mezkur Tasarının 1 inci maddesinin 2-U bendi ile aynı maddenin J bendine göre, Hazine, karşılıksız olarak kendisinin tanıdığı üst hakkına dayanarak özel şahıslarca yapılan binanın kullanılması sebebiyle bir de kullanım bedeli ödeyecektir. Anılan sözleşme şartlarına bakıldığında taraflar arasında herhangi bir eşitlik intibaı uyanmamakta; bundan ziyade idarenin söz konusu sözleşme ile bazı kamu mallarının karşılıksız olarak özel hukuk kişilerine devredeceği, hazine arazilerinin ise kullanım hakkını karşılıksız olarak devredeceği ortaya çıkmaktadır. Burada karşılıksız olarak devredilen mallar ve haklar KAMUYA AİT OLUP  işbu tasarı sebebiyle kamu zararı doğacağı muhakkaktır. İdarenin tasarruf edeceği mallar hazinenin özel hukuka tabi mallarından olsa da bunlar aslen KAMU MALI niteliğinde olduğundan idarenin bunları istediği şekilde kullanma, devretme veya bağış yapma hakkı kesinlikle mevcut değildir. Eğer buradaki sözleşme özel hukuk hükümlerine tabi ise neden üst hakkı için ücret alınmamaktadır? Yahut üst hakkı için bedel istenmiyorsa neden yapılan bina için kira bedeli ödenmektedir? Anılan tasarı mevcut hali ile sadece kamu zararının doğmasına hizmet edecek olup; ilgili kısımların mutlaka KAMU YARARI gözetilerek tashihi gerekmektedir.

 

 

3-) Yüklenicinin İstihdam Edeceği ve 657 sayılı DMK'nun 36. Maddesi Bünyesindeki Kamu Görevlileri Gibi Görev Yapacak Olan Personelin Maaşlarının, İdarece Ödenecek Olması Sağlık Hizmetlerinin Sunulmasından Kamu Görevlilerinin Tamamen Silinmesi; Sağlık Kamu Hizmetinin Topyekûn Özelleştirilmesi Anlamına Gelmekte Olup Anayasamıza Tamamen Aykırıdır.

 

Mezkur tasarının 1. Maddesinin 2-E bendinde “ Hizmet Bedeli: Bedelin bir unsuru olup 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 36 ncı maddesinde belirtilen yardımcı hizmetler sınıfı ile sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfı personeli tarafından yerine getirilmesi gereken hizmetlerden yükleniciye gördürülecek hizmetlerin sunulması karşılığında idare tarafından yükleniciye ödenen ve dönemsel piyasa testi ile güncellenen bedeli, ifade eder.”  hükmü yer almaktadır.

 

Tasarıda Düzenlenen ve Yüklenicinin  657 sayılı DMK'nun 36. Maddesinde Belirtilen “Yardımcı Hizmetler Sınıfı”,  “Sağlık Hizmetleri Sınıfı” ile “Yardımcı Sağlık Hizmetler Sınıfı” Dahilinde İstihdam Edeceği Personelin Maaşlarının İdare Tarafından Ödeneceği Hükmü, ANAYASAMIZIN 128. Maddesi ile Koruma Altına Alınmış Bulunan KAMU HİZMETLERİNİN MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ TARAFINDAN GÖRÜLECEĞİ İLKESİ  ile çelişmektedir. Diğer Yandan İstihdam Edilecek Söz Konusu Kişilerin Maaşlarının 657 sayılı DMK'nun 36 . Maddesi Çerçevesinde Devlet Tarafından Ödenmesi Aynı Zamanda ANAYASAMIZIN “KAMU HİZMETİNE GİRME”  Başlıklı 70. Maddesine de Aykırılık Teşkil Etmektedir.

     

Anayasamızın Kamu Hizmeti Görevlileri İle İlgili Hükümler Başlıklı 128. Maddesinde “DEVLETİN, KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ VE DİĞER KAMU TÜZELKİŞİLERİNİN GENEL İDARE ESASLARINA GÖRE YÜRÜTMEKLE YÜKÜMLÜ OLDUKALARI KAMU HİZMETLERİNİN GEREKTİRDİĞİ ASLİ VE SÜREKLİ GÖREVLER, MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ ELİYLE GÖRÜLÜR” hükmü yer almaktadır.                                                                                                                                            

 

Anayasamızın yukarıdaki hükmünün açıkça ortaya koyduğu gibi, kamu hizmetleri memurlar ve diğer kamu çalışanları tarafından görülecektir. Ancak mezkur tasarıya bakıldığında Anayasamızın bu emredici hükmü aleyhine bir düzenleme içerdiği   görülecektir. Öyle ki kamu hizmetlerinin icrasında memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yer alması yerine taşeron firmalar emrinde çalışan şahısların yer alması mutat usul haline getirilmeye çalışılmakta; adeta memurlar ve diğer kamu görevlilerinin asli kamu hizmetlerinden olan sağlık hizmetlerinin görülmesi aşamalarından silinmesi amaçlanmaktadır. Öyle ki söz konusu düzenlemeyi “Sağlık Hizmetlerinin Gizli Özelleştirilmesi” olarak anarsak yanlış bir ifade kullanmış olmayız. Sağlık Bakanlığı bünyesinde zaten 4/A'lı, 4/B'li, 4924'lü, 209 Sayılı Kanuna göre sözleşmeli, Vekil Ebe Hemşire, Aile Hekimliği'nde Sözleşmelilik ve Kamu Hastane Birlikleri ile sözleşmeli yöneticilik gibi farklı mali ve sosyal haklara sahip istihdam modelleri uygulanmaktadır.

 

Bu farklılaşma birçok haksızlığa yol açarken; yukarıda sayılan usullere nazaran çok büyük hak kayıpları yaşatan Taşeron Firma Altında Çalıştırma usulünün tamamen önünün açılması ve hatta YENİ BİR TAŞERONLAŞMA USULÜ daha getirmek Çalışma Barışı ve Kamu Yararının tamamen aleyhine sonuç doğuracaktır. Ülkemizde hâlihazırda Kamuda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın raporuna göre, 585 bin 788 taşeron işçi vardır. Sağlık Bakanlığı 120 Bine yakın taşeron firma çalışanı ile ilk sıradadır.

 

Mevcut personelin dahi hak kayıpları giderilememişken; yeni hak kayıplarına zemin hazırlayacak ve çalışanları mağdur edecek olan işbu düzenlemenin kabul edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla sağlık alanında tamamen taşeronlaşmaya yol açacak ilgili düzenlemelerin söz konusu tasarı metninden çıkarılması gerekmektedir.

 

Anayasamızın “Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı” başlıklı 70. Maddesinde “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, göreve gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez.” hükmü yer almaktadır.

 

Anayasamızın yukarıdaki maddesinde ifade edildiği üzere her Türk vatandaşının kamu hizmetlerine girme hakkı mevcuttur ve bu hak eşitler arası bir ilişkiye dayanmaktadır. Yani eşit konumda bulunan her birey, kamu hizmetine kendisinin alınmasını talep etme hakkını haizdir. Bilindiği gibi Sağlık Hizmetleri de dahil herhangi bir kamu hizmetine girmek isteyen Türk Vatandaşının yasal mevzuatımıza göre KPSS sınavına girerek, ilgili kurum ya da kuruluşa başvurması gerekmektedir. Buna rağmen mezkur tasarının anılan maddeleri ile yüklenici tarafında istihdam edilecek ve sanki memur vasfı tanınarak  İdarece maaş ödemesi yapılacak personelin seçiminde, Anayasamızın 70. Maddesinde yer alan kıstasların gözetilmeme tehlikesi ve uygun şartları taşıyan herkesin değil yalnızca yüklenicinin şahsi kanaatine göre uygun görmesi önemli olacaktır. Personelin Yer Alan İstihdam Edeceği Tamamen Kendi İnsiyatifi İle Çalışanlarını Seçmesi, Bunların Maaşlarının Devletçe Ödenmesi 657 sayılı DMK'daki Devlet   Memuru   Olmak Usulünde Yer Alan Objektif Kriterleri ve Eşitlik İlkesini İhlal Etmektedir

 

            Kaldı ki Devletin bu şekilde  dolambaçlı bir yol izleyerek maaşlarını zaten kendi ödeyeceği memur ve kamu görevlilerini taşeron bir firmanın bünyesinde çalıştırması gibi bir sistemden fayda sağlayabilmek yada bu düzenlemenin KAMU YARARINA YAPILDIĞINI SÖYLEYEBİLMEK mümkün değildir. Tasarının bahsedilen maddeleri ile YENİ BİR TAŞERONLAŞMA USULÜ GETİRİLMEKTEDİR. Fakat çalışanları taşeron firma emrinde çalışmaya zorlamak kesinlikle Kamu Yararına sonuç doğuracak bir sistem değildir.

 

Taşeron firma emrinde çalışan personelin  mevcut hakları dikkate alındığında, mezkur tasarının yanlışta ısrar etmekten başka türlü yorumlanamayacağı aşikardır. Zira taşeron firma bünyesinde görev yapan çalışanlar, özlük hakları bakımından birçok haksızlığa uğramaktadırlar. Öyle ki bu kişiler maaş ödemeleri, kıdem tazminatları, izin hakları, sendikal haklar ve benzer birçok hususta kamu çalışanlarına nazaran hak yoksunluğuna maruz kalmaktadırlar. Söz konusu haksızlığın ÇALIŞMA BARIŞINI OLUMSUZ ETKİLEDİĞİ de çok açık bir gerçektedir. Dolayısıyla Kamu Görevlisi olarak istihdam edilmesi gereken çalışanların, taşeron firma emrinde çalıştırılmasına yol açacak işbu düzenlemenin KAMUNUN ZARARINA yol açacağı ortadadır. Söz konusu Tasarının bu hükümlerinin Türk Sağlık-SEN olarak kabul edilemeyeceği ifade eder; Kamu Yararına hizmet etmeyen ilgili hükümlerin Tasarıdan çıkarılması gerektiğini önemle belirtiriz.

 

     

             4-) Mezkur Tasarının “Bedel” başlıklı 5 Maddesinde “(1) Bedel ve sözleşme süresinin tespitinde, yatırımın maliyeti ve projenin mahiyeti, ekipman ve tıbbi donanımın yüklenici tarafından sağlanıp sağlanmayacağı, yüklenicinin karı, yatırım konusu taşınmaz ve tesisteki hizmetlerin ve ticari hizmet alanlarının işletilmesinin yükleniciye verilip verilmeyeceği hususları dikkate alınır.” hükmü yer almaktadır.

 

            Yukarıda yer alan hüküm doğrultusunda ekipman, tıbbi ekipman ve tıbbi donanımın yüklenici tarafından sağlanmamasının yolunun açıldığı görülecektir. Tasarının ilgili maddesi incelendiğinde yüklenici tarafın, sağlık hizmetinin ifası esnasında kullanılacak tıbbi teçhizat ve ekipmanın sağlanmasından dahi münezzeh   tutulmasının yolu açılmıştır. Dolayısıyla yüklenici taraf, tıbbi bir hizmetin  sunulmasında sağlıkla ilgili herhangi bir yatırım yapmadan; sadece bir müteahhit gibi hastane binasını inşa ederek kamu hizmetinin gördürülmesinden kazanç sağlayacak ve fakat bu kazanç hiçbir şekilde hakkaniyet esaslarına göre hak  edilmemiş olacaktır.

 

            5-) İl Merkezlerinde Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Tümünün Sözleşmeli Olarak İstihdam Edilmesinin Yolu Açılmıştır

 

Mezkur Tasarının 12. maddesine yeni 2. fıkra olarak, “10.07.2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli çalıştırılması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde

Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin 2 inci fıkrasının 3 üncü cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır”  hükmü eklenmiştir. Eklenen bu fıkra ile  4924 sayılı Kanunda yer alan Şehir merkezlerinde kullanılacak toplam pozisyon sayısı, bu rakamın azami % 5′idir.” İBARESİ KALDIRILMIŞTIR.  Sözleşmeli personel istihdamında şehir merkezlerinde kullanılacak pozisyon sayısı sınırlamasının kaldırılmasını öngören bir düzenleme getirilmiştir. Dolayısıyla şehir merkezlerinde istihdam edilen personelin sözleşmeli olarak çalıştırılabilmesini %5 ile sınırlayan hükmün, söz konusu düzenleme ile kaldırılması ve tüm çalışanların sözleşmeli olarak istihdam edilebilmesinin yolu açılmıştır.

 

 DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

 

              

Önemle belirtmek isteriz ki mezkur tasarı ile getirilmesi düşünülen yeni sistem ile sağlık alanında hizmet vermekte olan çalışanlar açısından çok büyük hak kayıplarına sebebiyet verilecektir. Özellikle TAŞERONLAŞMANIN önünü açacak olan söz konusu düzenlemeler hem çalışanların hak kayıplarına uğramasına yol açacak; hem de çalışma barışını negatif yönde etkileyecektir. Taşeron firmalar bünyesinde görev yapan çalışanlar özlük haklarından sayılan izin hakları, sendikal hakları, iş güvenceleri gibi birçok konuda sıkıntılar yaşarken; TAŞERONLAŞMANIN ÖNÜNÜN TAMAMEN AÇILACAĞI İŞBU DÜZENLEMENİN KAMU YARARINA KESİNLİKLE AYKIRI OLDUĞU ORTADADIR. Diğer yandan söz konusu personelin kamu hizmetinin ifası esnasında görev aldığı ve maaşlarının da Devletçe ödendiği düşünüldüğünde bu personelin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olan devlet memurları gibi çalışacağı ortadadır. Fakat zikredilen bu personel, kamu görevlisi olarak göreve başlatılmak yerine; BU KİŞİLERİN TÜM YASAL HAKLARI TAŞERON FİRMALARIN VİCDANINA BIRAKILARAK; ÇALIŞANLAR  TÜM ÖZLÜK HAKLARINDAN MAHRUM BIRAKILMAKTADIR. DOLAYISIYLA SÖZ KONUSU DÜZENLEMEİNİN TOPLUMUN , ÇALIŞANLARIJN VE KAMUNUN ZARARINA OLDUĞU APAÇIK ORTADADIR. Yukarıda anlatılanlardan münezzeh olarak ifade etmek isteriz ki mevcut durumda ihalesi tamamlanmış şehir hastanelerinin Kamuyu Zarara Uğrattıkları ortadadır. Kaldı ki tasarıda geçen düzenlemeler yukarıda anlattığımız gibi kötüye kullanılma konusunda ucu açık ve hatta çoğu yerde doğrudan kamu zararı doğuracak şekilde hazırlanmıştır. Bu düzenleme, HEM ÇALIŞANLARI TÜM YASAL HAKLARINDAN MAHRUM BIRAKARAK ÜLKEMİZİ TAŞERON FİRMA CENNETİNE ÇEVİRECEK HEM DE ANAYSAMIZ İLE GÜVENCE ALTINA ALINAN KAMU HİZMETİNE GİRME HAKKINDA EŞİTLİK VE KAMU HİZMETİNİN KAMU GÖREVLİLERİNCE GÖRDÜRÜLMESİ İLKELERİNE AYKIRILIK TEŞKİLEDECEKTİR. Söz konusu yanlış düzenlemelerin hataen vücut bulduğunu temenni etmekle birlikte;  bir an önce düzenlemedeki yer alan ve kamu zararına yol açacak kısımların tashihi gerekmektedir. Mevcut tasarının Türk Sağlık-SEN tarafından bu haliyle kabul edilmesi mümkün olmayıp; zikredilen kısımların tashihi gerekmektedir.

Güncelleme Tarihi: 30 Ocak 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER