Çocuklarının geleceklerinin Hindistan’da ki bir merkezde yapılması gereken kök hücre tedavisine bağlı olduğunu belirten acılı baba,"Her baba evlatlarının büyüdüğünü görmek ister ama inanın ben çocuklarımın büyümesini istemiyorum çünkü büyüdükçe hastalıkları artıyor dedi.
Balıkesir’de yaşayan Muhammed Derda (9) ve Mehmet Emir (6) kardeşler taşıyıcı konumundaki annelerinden geçen kas hastalığı ile dünyaya geldiler. Türkiye’de ki tüm üniversite ve hastanelerde şifa arayan gözü yaşlı Karaca ailesinin tek umudu Hindistan’da yapılacak olan kök hücre nakli tedavisi. Çocuklarını hayatta kalabilmeleri sağlamak amacıyla zamanla yarışan aile yardımseverlerden destek bekliyor.
Gözü yaşlı baba Fikret Karaca 2 çocuğununda milyonda bir görülen kas hastalığı olduğunu ifade ederek “Biz Türkiye’de ki gidilebilecek her üniversiteye gittik. İlk önce teşhisi Balıkesir’deki bir çocuk hastanesi koydu. Büyük oğlum yaklaşık 2,5 yaşındayken parmak uçlarına basmaya başladı. Bir sürü hastaneye gittik bize bir netice vermediler. En son gittiğimiz hastanede 4 aşamalı bir tahlil yaptılar. Bu gen taraması tahlilinde çocuğumuzun DMD kas hastalığı olduğunu öğrendik. İzmir ve Ankara’da da hastanelere gittik bu hastanelerde de aynı sonuçlar çıktı.
Çocuklar kız olsaydı annesi gibi taşıyıcı olacaktı
Doktorların kendisine kadınların bu hastalıkta taşıyıcı görevi gördüğünü erkeklerde ise rahatsızlıklar gösterdiğini belirten baba Fikret Karaca “Eğer kız çocuğumuz olsaydı o da annesi gibi taşıyıcı olacaktı. Belirli bir süre çocuk ayakta durabiliyor sonra kaslar işlevini yitiriyorlar, ayakta durmakta zorlanıyorlar, dengede duramıyorlar ve her geçen gün daha kötüye gidiyorlar. Küçük oğlumda da hastalık kendisini yüzde 60 gibi hissettirdi. Abisi kadar etkilenmedi ama her hangi bir şey yapamazsak oda etkilenecek. İstanbul’daki bir devlet hastanesinde kök hücre almak için uygun bulunduk. Biz bunu Sağlık Bakanlığına yazılı olarak ilettik henüz bir cevap alamadık. Yapılabilecek tek şey kök hücre tedavisi şeklinde konuştu.
Hastalık her geçen gün ilerliyor
6 yaşına giren küçük oğluna da aynı teşhisin konulduğunu ifade eden Baba Karaca “Küçük oğlumda da nadiren de olsa düşmeler başladı. O’da parmak uçlarında dikilmeye başladı. Onunda bu şekilde olmaması adına çok araştırmalar yaptık. Konya’dan bir aile daha önce Hindistan’a gidip gelmiş. Orada bir merkez var ve dünya literatüründe baya ün yapmış. Şuan bu hastalığa yapılabilecek en iyi şey Hindistan’da. Yüzde yüz garantisi yok ama hastalığı yüzde 99 ilerlemesini durduruyorlar. Biz zaman kazanacağız. Yavrularımın hastalığı her geçen gün daha çok ilerliyor ama biz bunun için hiç bir şey yapamıyoruz. Burada küçükte olsa bir umut ışığı gördük o yüzden çocuklarımızı buraya götürmek istiyoruz. Ben bir baba olarak çocuklarımın gözümün önünde her geçen gün erimesine seyirci kalıyorum”dedi.
"Çocuklarım büyüsün istemiyorum"
Her babanın çocuklarının büyümesini istediğini ancak kendisinin istemediğine dikkat çeken baba Fikret Karaca “Ben inanın ki çocuklarımın büyümesini istemiyorum. Çünkü büyüdükçe çocuklarımın hastalığı artıyor, ilerliyor. Psikolojimiz bozuluyor ama biz çocuklarımızın karşısında dik durmak için elimizden ne gelirse yapmaya çalışıyoruz. Hiç bir babanın buna yüreğinin dayanacağına inanmıyorum. Çocuklarımızı daha rahat yaşatmak adına ne gerekiyorsa yapmak istiyorum” şeklinde konuştu.
Anne Derya Karaca ise “Çocuklarımızın genetik rahatsızlıkları var. Ben taşıyıcıyım o yüzden çocuklarıma da geçti. Bir anne olarak çocuklarım gözümün önünde eriyor ve ben hiç bir şey yapamıyorum. Çocuklarımın koşup oynamasını istiyorum. İnşallah yardımcı olurlar ve çocuklarım şifa bulur” diye konuştu.