Kayısının içeriğinde antioksidan etkiye sahip"karotenoid" olduğunu belirten Tatlıoğlu, "Sarı, turuncu ve kırmızı renkleri barındıran karotenoidlerden olan beta-karoten kayısıda bol miktarda bulunmakta.
A vitaminin ön maddesidir ve ihtiyaç duyulduğunda vücut tarafından A vitaminine dönüştürülerek kullanılır. Vücutta, A vitaminine dönüşebilen birçok karotenoid arasından, dönüşüm oranı en çok olanı beta-karotendir. Yağda çözünebilen A vitamini; görme, üreme ve sağlıklı bir cilt ile bağışıklık sisteminin korunması açısından önemlidir.
Kalbi koruyor, cildi güzelleştiriyor
Kayısının sağlıklı ağız ve dişlerden parlak bir cilde kadar tüm vücut için yararlı bir besin olduğunu söyleyen Tatlıoğlu sözlerine şöyle devam etti:
Kayısı yüksek potasyum içeriği sayesinde kalp koruyucu etkiye sahiptir. Kalp atış hızının düzenlenmesine yardımcı olur. İçeriğindeki potasyum kalp kaslarını besler.
Tansiyonu dengeler ve kan basıncının normal düzeylerde seyretmesini sağlar. İçerdiği kalsiyum, fosfor gibi mineraller kemik sağlığı açısından önemlidir. Ağız ve diş sağlığı için yararlı bir meyvedir.
Bağışıklık sistemini güçlendirir, diş eti sorunlarının oluşmasını engeller ve ağız içi yaraların iyileşmesine yardımcı olur. Bol miktarda demir içeren kayısı, kansızlığa karşı koruyucu etkiye sahiptir.
Hamileler, büyüme ve gelişme çağındaki çocuklar için yararlı bir meyve olan kayısının taze olanında C vitamini bulunmaktadır. Antioksidan özellikteki beta-karotenin yaşlanmayı geciktirme etkisi vardır.
Kayısı cildi nemlendirir, korur ve pürüzsüzleştirir. A vitamininin deride yağ bezlerinin aktivitesini baskıladığı kanıtlanmıştır. İçerdiği A vitamini akne gibi cilt bozuklukları oluşumunu önler.
Kuru kayısının 'gün kurusu' olanı tüketilmeli
Kuru kayısı seçimi yapılırken, 'gün kurusu' adıyla bilinen doğal olanının tüketilmesi gerektiğini söyleyen Tatlıoğlu, "Yaz aylarında tazesi tüketilebilen kayısının sene boyunca kurusu da uygun ortamlarda saklanabilmektedir.
Kuru kayısının rengini korumak için kullanılan kükürt dioksit astım hastalarında alerji riskini artırmaktadır. Bu sebeple sülfür içermeyen, doğal yollardan kurutulan, işlem görmemiş, koyu renkli 'gün kurusu' denilen kayısı tüketilmelidir. Kuru kayısının glisemik indeksi yüksektir ve tüketim miktarı sınırlandırılmalıdır.
Ara öğün ya da konserve şeklinde tüketilebilir
Kayısı, taze ve kuru olarak ara öğünde rahatlıkla tüketilebileceğini söyleyen Tatlıoğlu, "Süt ve yoğurda karıştırılarak veya badem, ceviz gibi kuruyemişlerle birlikte yenilebilir.
Kayısı kurutularak, konserve yapılarak, reçel ve marmelat şeklinde ya da dondurularak daha sonra da tüketilebilir. Kayısının acı çekirdeğinde doğal olarak bulunan 'amigdalin'adlı madde yendikten sonra siyanüre dönüşerek zehirlenmeye yol açabilir.
Bu sebeple yetişkinler ve özellikle çocuklar tarafından dikkatli tüketilmelidir.Böbrek yetmezliği olan hastaların da kayısı tüketirken dikkatli olması gerekir.
Tatlıoğlu'nun verdiği düşük kalorili pişmiş kayısı tarifi şu şekilde:
İçindekiler:
10 adet kuru kayısı (gün kurusu), 1 tatlı kaşığı tereyağı, 2 tam ceviz içi.
Yapılışı:
Kuru kayısıları, soğuk suda 30 dakika bekletin.Tavaya tereyağını koyup, eritin. Yumuşayan kayısıları ikiye bölün ve tavaya alın, tereyağı ile kayısıları biraz kavurun.
Daha sonra yarım çay bardağı su ekleyin, kayısılar suyunu çekene kadar pişirin. Pişen kayısıların üzerine ceviz serperek servis edebilirsiniz. Evde kolayca hazırlanabilen bu tatlının 1 porsiyonu 175 kaloridir.
Güncelleme Tarihi: 08 Ağustos 2018, 20:51