Televizyon kanallarında reklam üstüne reklam yayınlayan Sağlık Bakanlığı bir yandan da kendisine bağlı hastanelerdeki hizmetin her basamağını ücretli hale getirmeye devam ediyor. Bilindiği gibi bakanlıkça uygulanan Sağlıkta Dönüşüm projesi kapsamında hastane muayeneleri ücretli hale getirilmişti. Yakın zamanda ücretli hale getirilen hizmetlerden bir tanesi ise bakanlığın dönüşüm konusundaki performansının boyutlarını göstermesi açısından ibret verici. Çünkü, artık Sağlık Bakanlığı hastanelerinde muayene randevusu almak da ücretli hale getirildi.
Şubat 2010 tarihinden bu yana Erzurum ve Kayseri'de uygulanan Merkezi Hastane Randevu Sistemi (MHRS) geçtiğimiz aylarda 40 ilde devreye girdi. Sistemin 2011 sonunda tüm Türkiye'de uygulamaya geçmesi planlanıyor. Sağlıkta Dönüşüm'ün bir parçası olan uygulama ile bakanlık hastanelerinde (devlet hastaneleri, eğitim ve araştırma hastaneleri, ağız ve diş sağlığı merkezleri) muayene randevusu almak için 182 çağrı merkezini aramak gerekiyor. Poliklinik muayenesi için telefonla randevu almak dışında da başka bir seçenek sunulmuyor.
Erzurum'da yer alan çağrı merkezini arayanlar vatandaşlık numaralarını görevliye ileterek muayene olmak istedikleri hastane ve hekimden, istedikleri gün ve saat için randevu alabiliyorlar. Uygulama ile hastanelerde özellikle sabah erken saatlerden itibaren oluşan muayene kuyruklarının, uzun bekleme sürelerinin ve yığılmaların ortadan kaldırması amaçlansa da bu hizmetten faydalananlar kötü bir sürprizle karşılaşıyor. Çünkü yapılan her telefon görüşmesi için ücret ödenmesi gerekiyor.
Hastanelerde muayene faturası kabarıyor
182 randevu hattı ile sistemin devreye girdiği illerde sağlık hizmeti alanların ceplerinden ödedikleri tutara bir kalem daha eklenmiş oldu. Bilindiği gibi AKP döneminde uygulanan Sağlıkta Dönüşüm projesiyle birlikte Türkiye'deki tüm sağlık hizmetleri ücretli hale getirildi. Halen devlet hastanelerindeki her bir muayene için 8 TL, özel hastanelerdeki muayene için ise 15 TL cepten ödeme yapılıyor. Aile hekimlerine yapılan başvurular için ödenmesi öngörülen katılım payı ise Danıştay tarafından iptal edilmişti. Ancak aile hekimlerinin yazdıkları reçeteler için hastanın eczanede 3TL ödemesi gerekiyor. Katılım payı ödemeleri ise muayene sırasında değil, ilaçların alınacağı eczanelerde yapılıyor.
MHRS'nin devreye girmesi ise cepten yapılan ödemelerin artması anlamına geliyor. Çağrı merkezini arayanların yapılan görüşmenin süresine bağlı olarak 1 ile 8 TL arasında telefon ücreti ödemeleri gerekiyor. Konuyla ilgili bakanlık ya da çağrı merkezi işletmesinden herhangi bir bilgilendirme yapılmazken hastalar faturalarında gördükleri ücretlerle durumdan haberdar oluyorlar. MHRS'nin devreye girmesiyle birlikte devlet hastanesinde muayene olan bir kişi, muayene ve ilacın yanı sıra randevu için de ödeme yapmak zorunda kalıyor. Bu toplama ulaşım giderleri de eklendiğinde ortaya ciddi bir tutar çıkıyor.
Halka hizmet mi özelleştirme hazırlığı mı?
Bakanlık tarafından Sağlıkta Dönüşüm Projesi'nin en önemli adımlarından birisi olarak nitelendirilen 182 randevu sistemi hakkında bakanlığın internet sayfasında ise dikkat çekici ifadeler yer alıyor. MHRS’nin temel amacının, "daha etkili ve verimli sağlık hizmeti verilmesinin önündeki engellerin kaldırılması" olduğu belirtildikten sonra uygulamanın getireceği faydalar arasında ilginç bir madde yer alıyor: "Uygulama sonucunda elde edilen verilerle; talep tahmini yapılması, hastane ve hekimlerin pazar payının ve rekabet güçlerinin ölçülmesi, iş gücü ve diğer önemli kaynakların planlaması ve tahsisatı gibi stratejik konularda üst yönetimdeki karar vericilere önemli bilgi girdisi sağlayacağı öngörülmektedir." Söz konusu ifadeler randevu sisteminin hastanelerdeki muayene kuyruklarını azaltmaktan çok, satış sırasına konan bir devlet işletmesi için önbilgi toplamaya yarayacağının işaretlerini veriyor.
Her ne kadar devlet hastanelerinin satılacağı iddiası bakanlık tarafından reddedilse de Sağlıkta Dönüşüm'ün temel belgelerinde ve AKP hükümeti ile Dünya Bankası arasında yapılan anlaşmalarda her bir hastanenin özerk bir yönetim kurulu tarafından yönetilmesi öngörülüyor. "Kamu Hastaneleri Birlikleri Yasa Tasarısı" içinde yer alan düzenlemeyle illerde oluşturulacak yönetim kurullarının bakanlıktan hastane işletmesini devralması ve devraldıkları işletmenin kârlılığını sürdürmesi bekleniyor. Türk Tabipleri Birliği ile KESK'e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ise seçimler sonrasına ertelenen yasa tasarısı ile devlet hastanelerinin özelleştirileceğini belirtiyorlar. MHRS tanıtımında yer alan "talep tahmini", "pazar payı", "rekabet gücü", "üst yönetimdeki karar vericiler" gibi ifadeler ise randevu sisteminin özelleştirmelere hazırlık için devreye sokulduğunu anlatıyor. Telefon istatistiklerinin hastanelerin kârlılığına dair göstergeler olarak kullanılacağı açıkça ifade ediliyor.
yeter saglık konusunda çekilenler masraflar,giderler,derdine dert