Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Bu seçimlerin sonucu, HDP’nin ve HÜDAPAR’ın Türk siyasetinin kilidi, anahtarı olma isteklerinin reddedilmiş olmasıdır” dedi. “ATA İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın etrafında toplanan oylar, seçimin ikinci tura kalmasını sağlamıştır” diyen Özdağ, ikinci tura kalan adaylara destek vermek için şartlarını açıkladı.
Özdağ, "Anayasa'nın değiştirilmemesi, teklif dahi edilemeyeceği… İlk dört maddesinin muhafazasını şart koşuyoruz. 66. Madde ile hiç oynanmaması gerektiğini şart koşuyoruz. 66. Madde ‘Türk milleti tanımı.' Terör örgütleriyle mücadeleden vazgeçilmemesi, güçlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyoruz. Tarikat ve cemaatlerin devlet içerisinde bugün kazanmış oldukları etkinlik bizi çok rahatsız hissediyor. Liyakatin terk edilmiş olması… Bunu bir şart olarak koyuyoruz. Ve sığınmacıların vatanlarına dönmesi sürecinin yönetilmesi gerektiğini şart olarak koyuyoruz" diyerek ilkelerini sıraladı.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, SÖZCÜ Televizyonu'nda İpek Özbey'in konuğu oldu. Özdağ, seçimlerin ikinci tura kalmasına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu seçimlerin sonucu, HDP'nin ve HÜDAPAR'ın Türk siyasetinin kilidi, anahtarı olma isteklerinin reddedilmiş olmasıdır. Cumhur ve Millet ittifaklarına oy vermeyen Atatürkçü, Türk milliyetçisi seçmenin oy vermiş olduğu ATA İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan'ın etrafında toplanan oylar, seçimin ikinci tura kalmasını sağlamıştır.
“Oğan olmasaydı Erdoğan kazanırdı”
Seçimden önce bize çok ağır eleştiriler yapılmıştı ve bu ağır eleştirilerin ne kadar haksız olduğu ortaya çıkmıştır. Eğer ATA İttifakı Sinan Oğan'ı aday çıkartmamış olsaydı bugün seçim tamamlanmış olurdu. Erdoğan'ın kazandığı bir seçim olurdu.
“Siyaset bu çerçevede yeniden şekilleniyor”
Bu seçimin ikinci tura kalmış olması; Sinan Oğan'ın, ATA İttifakı'nın yürütmüş olduğu ‘Ne Kandil Dağı, ne domuz bağı' çerçevesine oturduğu kampanyanın neticesidir. Herkes şunu görmeli: Türk milliyetçiliğini tasfiye ederek Türkiye'de yapmanız mümkün değil. Biz de bunu ortaya koymuş olduk. Şimdi siyaset bu çerçevede yeniden şekilleniyor.
“Toplantı yaptık, değişik ihtimaller tartışıldı”
Biz de dün Sinan Bey ve ATA İttifakı mensubu siyasi partilerin genel başkanlarıyla bir değerlendirme toplantısı yaptık. Değişik ihtimaller tartışıldı. Önemli olan burada bizim ilkelerimizin ne olduğu. Biz ilkelerimizi seçim sürecinin başında vaaz etmiştik zaten. Bu çerçevede o ilkelere sadık kalarak ikinci tura giderken bu ilkeleri tekrarlayarak pozisyonumuzu tekrar kamuoyu ile paylaştık.
Özdağ şartlarını açıkladı
Nedir bizim ilkelerimiz? Anayasa'nın değiştirilmemesi, teklif dahi edilemeyeceği… İlk dört maddesinin muhafazasını şart koşuyoruz. 66. Madde ile hiç oynanmaması gerektiğini şart koşuyoruz. 66. Madde ‘Türk milleti tanımı.' Terör örgütleriyle mücadeleden vazgeçilmemesi, güçlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyoruz. Tarikat ve cemaatlerin devlet içerisinde bugün kazanmış oldukları etkinlik bizi çok rahatsız hissediyor. Liyakatin terk edilmiş olması… Bunu bir şart olarak koyuyoruz. Ve sığınmacıların vatanlarına dönmesi sürecinin yönetilmesi gerektiğini şart olarak koyuyoruz.”
“Yavaş, Türk milletinin sesini dinlemek yerine…”
Saydıkları şartlar üzerinden hem Millet İttifakı hem de Cumhur İttifakı ile görüşebileceklerini söyleyen Özdağ, “Siz Kemal Kılıçdaroğlu'nu ancak HDP siyasi sistemin dışında bırakılırsa mı desteklersiniz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Türk milliyetçileri bu seçimin sonucunu belirledi”
“Biz HDP'yi ve HÜDAPAR'ı terör bağlantılı olarak görüyoruz. HDP ve HÜDAPAR ile yan yana gelmeyiz. Ben bir siyaset bilimci olarak bu sürecin başında Mansur Yavaş'ı, seçilecek muhalif aday tek seçenek olduğunu defaten ve aylarca ifade ettim. Bunun için de ağır eleştiriler aldım. Seçimlerin birinci turunun sonucu haklı olduğumu göstermiştir.
Eğer Mansur Yavaş, Zafer Partisi'nin önerdiği gibi aday olsaydı birinci turda Erdoğan'a karşı kazanıyordu. Mansur Yavaş Türk milletinin sesini dinlemek yerine, bir grup siyasal seçkinin, Altılı Masa'nın iradesini kabul ettiği için bu noktaya geldik.
‘Madem bunu kabul etmediniz' dedim, Kemal Bey'e bir çağrıda bulundum, ‘Biz sizden saray artıklarını, FETÖ artıklarını yanınızdan uzaklaştırmanızı, 1924 Anayasası'na sadık olduğunuzu söylemenizi ve sığınmacıların yollanacağını söyleyin, size şartsız destek verelim' dedik. Buna da bir cevap almadık. Cevap dahi verilmeyen, muhatap alınmayan Türk milliyetçileri bu seçimin sonucunu belirledi.”
“Gayri resmi bazı aramalar oldu”
Özdağ, ikinci tura ilişkin iktidar ve muhalefet partileri ile görüşmelerin başlayıp başlamadığına yönelik soruya şu yanıtı verdi:
“Gayri resmi olarak bazı aramalar oldu bana. Sinan Beye resmi iki arama da olmuş. Bana henüz resmi bir açıklama gerçekleşmedi. Biz de daha yetkili kurullarımızla görüşmedik; cuma ve cumartesi günleri görüşeceğiz. Tabanla görüşmelerimiz de devam ediyor.
Bizim tabanımız çok dinamik ve sorgulayan bir taban. Mevcut sistemi ve mevcut sistem partilerini protesto eden bir taban. Özellikle Zafer Partisi tabanı böyle bir taban. ‘Şunu destekle, bunu destekle' deyince ‘Tamam biz bunu yaparız' diyen bir seçmenimiz yok.
İlkeler üzerinden hareket ediyor bu seçmen. Onun için biz de ilkeleri ortaya koyuyoruz. Ve belki bu ilkeler ağır gelecek taraflara ve biz hiçbir tarafı destekleyemeyeceğiz. Bu da mümkündür.”
“Keşke bize göstermiş oldukları tepkiyi HÜDAPAR'a gösterselerdi”
Özdağ, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir ve Devlet Bahçeli başdanışmanları Eyyüp Yıldız ile Yıldıray Çiçek'in sosyal medya paylaşımları hatırlatılarak sorulan “Sabahtan bu yana MHP'den genel başkan başdanışmanı, genel başkan yardımcısı düzeyinden ciddi tepkiler geliyor. AKP ile görüşmenizin önünde bir engel midir MHP? Bu söylenenlere nasıl cevap vereceksiniz?” sorusunu işe şöyle cevapladı:
“Keşke Ümit Özdağ ve Sinan Oğan'a göstermiş oldukları tepkiyi bu arkadaşlar HÜDAPAR'a gösterselerdi. HÜDAPAR'a tepki göstermeyip bize tepki gösterenlerin ne kadar Türk milliyetçiliğini temsil ettiklerini, ne kadar ülkücülüğü temsil ettiklerini tarih yazacak.
HÜDAPAR ile kol kola girip, Sinan Oğan ile Ümit Özdağ ile görüşmeyelim diyenler… Görüşmeyebilirsiniz, hiç de önemli değil. Buna çok da üzülmem doğrusu… HÜDAPAR'ı içine sindirenlerin Ümit Özdağ ve Sinan Oğan'ı içlerine sindirememelerinin doğrusu kendilerinin izah etmeleri gereken bir tutumdur.”
T 24