AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde “Kadınlar Buluşması”na katıldı.
Burada konuşan Erdoğan, sığınmacı konusuna değinerek "Sığınmacılar konusunda da, CHP Genel Başkanı'nın yaptığı gibi Nazi dönemini aratmayan nefret söylemlerine asla başvurmayacağız. Muhacır değil bunlar, savaştan kaçarak buralara geldiler. Bizim de başımızda gelebilirdi. Savaştan kaçıp bize sığınanlara ne bay bay Kemal'in yaptığını ne diğerlerinin yaptığını yapamayız çünkü bu zihniyet bir terör zihniyetidir. Sığınmacıların gönüllü, güvenli bir şekilde vatanlarına dönüşlerini sağlayacağız" açıklaması yaptı.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri için de sandık çağrısı yaparak, "Pazar günü oy kullanmak ve sandıklara sahip çıkmak dışında hiçbir planımız olmayacak. Pikniğe daha sonra gidilir ama sandık önümüze 5 yılda bir gelir" şeklinde konuştu.
Erdoğan konuşmasında muhalefeti yalancılıkla da suçladı: "Bunlar gerçekten gözleri var görmez, kulakları var duymaz, kalpler mühürlü. Bunların böyle bir derdi de yok, her şey yalan üzerine kurulu. İşte bu yalanlara da gelin pazar günü son verelim, bıktık bu yalanlardan."
"HER YOLU MEŞRU GÖREN BİR İLKESİZLİK VAR"
Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
"Vatanımızın istiklal ve istikbali uğrunda verdiğimiz mücadele ile milletimizin huzurundayız. Hiçbir ayrım yapmadan, mağdurlara sahip çıkışımızla milletimizin huzurundayız. 20 yıldır kazandığımız eserlerle milletimizini huzurundayız. Her kul gibi yapmak isteyip yapamadıklarımızla, eksiklerimizle, kusurlarımızla milletimizin huzurundayız. Diğer tarafta SSK'yı batıran, CHP'yi batıran bir kifayetsizlik örneği var. Daha 2 hafta öncesine kadar bedava ev vadettiği insanı gece yarısı kapı dışarı eden bir vicdansızlık örneği var. Koltuğunu korumak için Kandil'deki terör ele başlarından Pensilvanya'daki hainlere kadar hepsine çiçek dağıtan bir teslimiyet var. Rakiplerini minder dışına atmak için şantaj, baskı, tehdit, kumpas dahil her yolu meşru gören bir ilkesizlik var. Bakanlık pazarlığı... Hale bak. Yüzde 1'i zor bulan bir gruba 40 milletvekili dağıtan bir garip insan var.
Bir özelliği daha var, nedir o? Hesap uzmanı. Bu nasıl bir hesap uzmanı ki yüzde 1 bile olmayanlara kalkıp kendi vekil sayılarını yok edecek oranla 40 tane milletvekilliği dağıtıyor. Bu pazar çok önemli. Benim milletim hesap uzmanlığının en güzel örneğini sandıklarda bunlara verecek. Türk siyasetinin 21 yıldır unuttuğu tüm kötülükleri 3 aya sığdırmış bir çapsızlık örneği var.
"İŞİ ŞANSA BIRAKAMAYIZ"
Şu anda eğer Selo'nun dışarıçıkmasını istiyorsanız oyları Kılıçdaroğlu'na vereceksiniz diyor. Kimdir bu Selo? Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olandır. Hukuk devletinde bunu nasıl dersiniz. Erdoğan 323 kişiyle beraber bu yola devam ederse hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez. Gazi Mustafa Kemal'İn kurduğu CHP ne diyor? Bırakın general olsa ne yazar, halka ne diyor? İt sürüleri diyen kim? O da bir HDP'li. Bu yargı nerede? Karşımızdaki bu tabloyu çok iyi göreceğiz ve pazar günü sandıkları patlatacağız. Hep beraber AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığındaki zaferi ile bu işin bitirelim diyoruz. Seviyeleri dibe çekmelerinin sebebi bu. Suçüstü yakalandılar, bize ve milletimize hakaret ederek örtmeye çalışıyorlar. İşi şansa bırakamayız, nasıl olsa öndeyiz duygusunu bizi rehavete sürüklemesine izin veremeyiz. Pazar günü oy kullanmak ve sandıklara sahip çıkmak dışında hiçbir planımız olmayacak. Hayatta çok şeyin telafisi vardır ama sandığın telafisi yoktur. Pikniğe daha sonra gidilir, arkadaşlarla daha sonra bir araya gelinir ama sandık önümüze 5 yılda bir gelir. Sabahın çok erken saatlerinden itibaren oy verme yerlerine gitmenizi özellikle rica ediyorum. İşi şansa bırakamayız 14 Mayıs'ta yarım bıraktığımız işi 28 Mayıs'ta tamamlayacağız.
28 Mayıs'ta bir kez daha sandığa kadın elinin gideceğine inanıyorum. Sizlere güveniyorum, sizlere inanıyorum. 40 yılı bulan siyasi yolculuğumuzda hep kadınlarımızla omuz omuza yürüdük. Biz bugünlere siyaset mühendislikleriyle değil analarımız dualarıyla geldik. Önümüze çıkartılan engellerin üstesinden hep kadınların desteğiyle geldik. Bugün bir kez daha ifade etmek isterim ki mücadelemizin en önemli kahramanları kadınlardır. 3 Kasım seçimleriyle anadolu ihtilalini başlatan kadınlardır. Türk demokrasisini 28 Şubat karanlığından kurtaranlar kadınlardır. Maruz kaldığı onca saldırıda milli iradeye siper olanlar kadınlardır. 15 Temmuz'da tanklara, uçaklara meydan okuyanlar kadınlardır. Türkiye'nin ekonomiden ticarete, hak ve özgürlüklerden tarıma, turizme, eğitime, sağlığa tüm alanlarda yazdığı destanların altında siz hanım kardeşlerimizin emeği vardır. Başörtünüzden dolayı üniversite kapılarından geri çevrildiğinizde sizler sabrettiniz. Kılık kıyafetinizden dolayı iş bulamdığınızda ümitsizliğe kapılmadınız. 15 Temmuz'da olduğu gibi istiklal ve istikbalimize sahip çıktınız. Siyasetten akademiye, spordan sanata kadar hayatın her alanında başarıdan başarıya sizler koştunuz. Pazara kadar değil mezara kadar yanınızdayım. Adınızı tarihe şimdiden altın harflerle yazdırdınız. Ülkemizin tüm cesur kadınlarını tebrik ediyorum.
"BU YALANLARA PAZAR GÜNÜ SON VERELİM"
Dün akşam Meral Hanım diyor ki; Edoğan batırır Kemal çıkarır. Bunlar gerçekten gözleri var görmez, kulakları var duymaz, kalpler mühürlü. Bunların böyle bir derdi de yok, her şey yalan üzerine kurulu. İşte bu yalanlara da gelin pazar günü son verelim, bıktık bu yalanlardan.
Harç, bu harçları kim kaldırdı? Biz kaldırdık, daha önce harçlar vardı. Bu harçlardan dolayı üniversite öğrencileri sürekli gösteriler yapıyorlardı. Bu harç belasından öğrencilerimizi kurtardık. Bay bay Kemal acaba sen bu konuda da üniversite öğrencilerine ne diyorsun? Kendine ait bir tane televizyon mecrası var orada da atıyor, tutuyor ama bazı uyanık gençler köşeye de sıkıştırıyor. 45 liraydı burs biz göreve geldiğimizde şimdi 850 TL asgari ücret.
"BAY BAY KEMAL'DEN BİR ŞEY OLMAZ"
Kadınlar haklarını kullanırken başörtülü ayrımına gidilmesini biz kaldırdık. Kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını biz getirdik. Kadınlarımızın en az bir eğitim düzeyini tamamlamasını yüzde 70'lerden 80'lere çıkardık. Kadınların her an yanında olduk. İstihdamdaki kadın sayısını artırdık. Kadınları siyasetin nesnesi olmaktan çıkartıp öznesi haline getirdik. 50 kadın milletvekili ile Meclis'te en çok kadın vekil bulunduran yine biziz. Kadın kollarımız en büyük sivil toplum kuruluşu konumunda. Saymaya kalksak saatler sürecek birçok reformu hayata geçirdik. Özellikle bir hususa önem verdik. Bizim aleyhimizde İBB adaylığımızdan itibaren pek çok kampanya yürütüldü. Kadınları dışarı çıkarmayacaklar dediler. Bunlar sorumluluk üstlenirse insanların hayat tarzına müdahale edecek dediler. Böyle bir sürü yalan söylediler. Sadece siyasetçiler değil medyalar, dernekler bile alet oldular. Bu algı oyunlarına rağmen 1994'te göreve geldik. Kadınları dışlamayı bırakın pek çok projeyi devreye aldıkö. Kadınlarımızın özgürlük, çalışma ve istihdam alanlarını çoğalttık. Hiçkimsenin yaşam biçimine karışmadık. Kadın hakları konusunda nutuk atanlar ikna odalarında bizim öğrenci yavrularımıza ne acılar çektirdiler, bay bay Kemal önce bunu anlatsın. Bay bay Kemal'den bir şey olmaz. Başörütülü hanımlara sesleniyorum, 1 metrekarelik bez parçası diyen bu adam her türlü numarayı yapar. Bunun meşrebi her şeyi bozuk. Diyarbakır anneleri seni çok iyi tanıyor. En büyük dersi de onlar verecek. Senin teşkilatında tacizse taciz, genç kızlara zulümse zulüm. Hedeflerine ulaşamayacaklar kadınları seçim yenilgilerine ortak edemeyecekler. Bu bayat numaraları pazar günü bizzat hanım kardeşlerim çöpe atacak.
AK Parti'ye, Cumhur İttifakı'na LGTB sızamaz. Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Kim AK kim beyaz o da parlamentoda ortaya çıkacak. Bunların milli ve yerli olma konusu sadece eşyada değil ailede de ortaya çıkacak. Veba gibi yayılan bu akımlarla ilgili gereken tedbirleri almamız gerekiyor. Borçları sileceğiz diyor. Sen bir defa parlamentoda yoksun, nasıl sileceksin. Cumhur İttifakı var. Kemal efendi senin kaynağın ne söyle bakalım. Yok. Sadece atıp tutuyor.
"SAVAŞTAN KAÇIP BİZE SIĞINANLARA DİĞERLERİNİN YAPTIĞINI YAPMAYIZ"
Sığınmacılar konusunda da, CHP Genel Başkanı'nın yaptığı gibi Nazi dönemini aratmayan nefret söylemlerine asla başvurmayacağız. Bu ülkeye bir daha Boraltan Köprüsü faciası gibi utanç sahneleri yaşatmayacağız. Bunu hatırlamazdan geliyorlar. Aynen şimdi de sığınmacıları uyguladıkları olay bu. Bay bay Kemal senin ortakların bu konuda hangi adımı atarlarsa atsınlar, Suriye'nin kuzeyinde şu anda yaptığımız briket evlerle 600 bin sığınmacıyı taşıdık taşıyoruz. Katar ile yaptığımız işbirliği ile de 1 milyon sığınmacıyı yapacağımız konutlara iskan edeceğiz. Böyle sizi kovuyoruz, barındırmayacağız. Geldiğimizde sınır dışı edeceğiz... Muhacır değil bunlar, savaştan kaçarak buralara geldiler. Bizim de başımızda gelebilirdi. Savaştan kaçıp bize sığınanlara ne bay bay Kemal'in yaptığını ne diğerlerinin yaptığını yapamayız çünkü bu zihniyet bir terör zihniyetidir. Sığınmacıların gönüllü, güvenli bir şekilde vatanlarına dönüşlerini sağlayacağız."
Bir Gün Gazetesi
