15 Temmuz hain darbe girişimin 2. yıl dönümünde Beştepe Kongre ve Sergi Salonu’nda şehit yakınları, gaziler ve aileleri ile bir araya gelen Başkan Erdoğan, 15 Temmuz’u önemsizleştirmeye çalışanların aslında örtülü olarak millete ve ülkeye karşı da ruhlarında biriktirdikleri kinlerini ve nefretlerini dile getirdiklerini söyledi.
15 Temmuz’da ve terörle mücadele operasyonlarında yaşamlarını yitiren şehitlere rahmet dileyen Erdoğan, gazilere sağlık ve afiyet temenni etti.
Erdoğan, zaman içinde diğer gaziler ve şehit yakınları ile de bir araya geleceklerini belirterek, “Yürüttüğümüz mücadele öylesine büyük ki bu uğurda yaşamını yitiren ve gazilikle şereflenen gazilerimizin çokluğu tabii ki bu buluşmaya imkan vermedi.
Sadece 1984 senesinden bu zamana asker, polis, güvenlik korucusu, diğer kamu görevlisi olarak 9 bine, sivil vatandaşlarımızla birlikte 17 bine yakın şehidimiz vardır.
Kur'an-ı Kerim'in şehitlerimizle ilgili 'Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyiniz, bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız' emri ve müjdesi en büyük teselli kaynağımızdır.
Malullük düzeyinde olan gazilerin sayısının şehitlerin yarısı kadar olduğunu belirten Başkan Erdoğan, “Şehit ve gazi sayımızla mukayese edilemeyecek kadar çok sayıda teröristi de ortadan kaldırdık.
Sadece Fırat Kalkanı Harekatı'nda 3 bin DEAŞ'lıyı, Zeytin Dalı Harekatı'nda 4 bin 600'e yakın PKK ve PYD'liyi etkisiz hale getirdik. Bu yıl sınırlarımız içinde ve Kuzey Irak'ta yürüttüğümüz operasyonlarda etkisiz hale getirdiğimiz terörist sayısı bin 400'e yaklaştı.
Terörle mücadelede Türkiye sınırları içinde ve dışında böylesine büyük kayıplar vermenin ve verdirmenin kendi tercihleri olmadığını söyleyen Erdoğan, “Devlet ve millet olarak varlığımıza yönelen tehditler ve saldırılar karşısında bu mücadeleye mecbur kalıyoruz.
Milletimizi kalkındırmak, refahımızı artırmak için kullanmamız gereken kaynaklarımızı terörle mücadeleye tahsis etmek zorunda kalıyoruz. Asla başaramayacakları gün gibi aşikar olduğu halde terör örgütlerinin ısrarla üzerimize salınmasının gerisindeki amaçlardan birinin bu olduğunu da biliyoruz.
İşte bu kısır döngüyü kırmak için son senelerde terörle mücadele stratejimizi değiştirdik. Artık tehdidin, tehlikenin kapımıza dayanmasını beklemiyoruz. Sivrisineklerle uğraşmak yerine bataklığın kendisini kurutmaya yönelik hamleler yapıyoruz.
FETO ihanet çetesinin de tıpkı PKK gibi, tıpkı DEAŞ gibi, tıpkı diğer terör örgütleri gibi tek hedefi ülkemizin birliğidir, beraberliğidir, geleceğidir” açıklamasında bulunan Erdoğan, Türkiye’nin kendi kararlarını alıp, kendi belirlediği hedeflere doğru ilerledikçe karşısına çıkartılan engelleri giderek daha kolay aşmaya başladığını söyledi.
Erdoğan, “Daha düne kadar bize adeta öcü gibi gösterilen, ‘yapılamaz’ denilen, ‘altından kalkılamaz’ denilen, ‘başarılamaz’ denilen nice işin üstesinden hamdolsun geldik geliyoruz.
Sahada mesafe kat ettikçe, yıllarca ülkemize kuru tehditlerle patinaj yaptıranların gerçek yüzlerini ve güçlerini görme imkanı da bulduk. Sahada karşımızda duramayanların, diplomasi, siyaset, ekonomi, psikoloji gibi yöntemlerle kurdukları tuzakları da birer birer teşhis ve teşhir ediyoruz.
İnşallah bundan sonra işimiz daha kolay. Şehitlerimize manevi borcumuzu ödeyebilmek, gazilerimize layık olabilmek için artık daha fazla imkana sahibiz. Yeni yönetim sistemimizle karar alma ve uygulama mekanizmalarımızı tıkayarak Türkiye'yi istedikleri gibi yönlendirenlerin bir kozlarını daha ellerinden aldık.
Bugün geleceğimize dün olduğundan çok daha ümit var bir şekilde bakıyoruz. İnşallah 2023 hedeflerimize ulaştığımızda her şey çok daha farklı hale gelecek.
Gavur Ankara'yı bombalıyor, dayanın geliyoruz
15 Temmuz gecesi yaşanan bir hadiseyi anlatan Başkan Erdoğan, “15 Temmuz gecesi darbe girişiminin mahiyeti anlaşıldığında Adana'nın kuzeyindeki köylerinden birindeki Yörük vatandaşlarımız toplanıp Ankara'daki bir hemşehrilerini arıyor.
Telefonda hemşehrilerine ‘Gavur Ankara'yı bombalıyor, dayanın geliyoruz. Evet, milletimiz o hayran kalınası irfanıyla darbe girişiminin gerisindeki silueti işte böyle keşfetmiş ve tavrını almıştır, 'dayanın geliyoruz.
Bu anlayışın tarihimizde pek çok örneği mevcuttur. Bundan bir asır önce geçmişteki nice zaferler, nice yenilgiler karşısında sükunetle toprağını işlemeye, işini yapmaya devam eden milletimiz, düşman Çanakkale'ye dayandığında da işte böyle davranmıştı.
Cephedeki oğluna mektup yazan baba, 'oğlum ya gazi olup avdet, ya şehit olup dahili cennet ol' diyerek milletimizin Çanakkale’deki mücadeleye bakışını ifade etmiştir.
Kurtuluş Savaşımızda evladını koruyan örtüyü ıslanıp bozulmasın diye top mermisinin üzerine örten, ağır kış şartlarında evladıyla birlikte donarak şehit olan Şerife Bacı'nın mesajı da buydu. Sınırlarımız içindeki ve dışındaki terörle mücadele operasyonlarımızda sayısız kahramanlık hikayesi işte bu anlayışla ortaya çıkmıştır.
Evet, biz ülke ve millet olarak bu mücadeleyi hep inancımızla, davamızla yürüttük. 15 Temmuz gecesi milletimizin sergilediği kahramanlığın sırrını keşfetmek isteyen, asırlardır süregelen bu büyük mücadeleye bakabilir.
Milletimizin istiklali ve istikbali uğrunda verdiği mücadelenin büyüklüğü zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır. Biz bugünden geriye bakıp nasıl Anadolu’nun kapılarını açan Sultan Alparslan’ı, Haçlı ordularını Anadolu topraklarında mum gibi eriten Sultan Kılıçarslan'ı, bir beyliğin bir dünya devleti haline gelmesinin temellerini atan Ertuğrul Gazi’yi, Osman Gazi’yi, İstanbul’u fethederek çağ kapatıp çağ açan Fatih Sultan Mehmed Han’ı, siyasetteki mahareti ile gerçekleştirdiği reformlarla en kritik zamanda Osmanlı’ya ayakta tutan Abdülhamid-i Sani’yi, Kurtuluş Savaşımızın başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’i, demokrasi tarihimizin sembol ismi şehit Başbakan Adnan Menderes'i, tarihimizin diğer kahramanlarını rahmetle, minnetle yad ediyorsak, bugünün kahramanlarının isimleri de aynı şekilde tarihe altın harflerle yazılacaktır.
Kazandıklarımızı masada tehlikeye atmamakta da kararlıyız
FETÖ’nün arkasından gelenler bitmez, onların girdiği bütün hücreleri keşfederek söküp atacağız” açıklamasında bulunan Erdoğan, özgürlüğün kıymetini daha çok bileceklerini, ezanları susturtmamak, bayrağı indirtmemek, vatanı korumak, devlete sahip çıkmak için daha kararlı hareket edeceklerinin altını çizdi.
Başkan Erdoğan, “Milletimiz asırlardır sahada kanı ile canı ile kazandıklarını, masada söz oyunları ile diplomasi tuzakları ile gafletle ve hatta hıyanetle kaybetmekten bıkıp usanmıştır, biz kaybetmeyeceğiz. Biz şehitlerimizin kanlarını, gazilerimizin fedakarlığını ve bu yola baş koymuş milyonların mücadelesi uğruna kazandıklarımızı masada tehlikeye atmamakta da kararlıyız.
Hiçbir kişisel husumet böyle bir alçaklığı mazur gösteremez
Şehit ailelerine ve gazilere yapılan her yanlışın kendisine yapılmış olacağını belirten Erdoğan, “Kendi akıllarınca 15 Temmuz’u önemsizleştirmeye çalışanlar, aslında örtülü olarak ülkemize ve milletimize karşı ruhlarında biriktirdikleri kibirlerini, kinlerini, nefretlerini dile getiriyor.
Terörle mücadelemizi küçümseyenler de aynı ruh halindedir. Hiçbir siyasi, sosyal, ekonomik çıkar, hiçbir kişisel husumet böyle bir alçaklığı mazur gösteremez.
Şehitlerimizin aziz ruhlarının muazzep edilmesine, gazilerimizin incitilmesine asla izin vermeyiz. Böyle bir davranış içine girenler karşılarında önce bu aziz milletin ferdi olarak ve Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı olarak bizi bulur. Her şehit ailesi ve gazi benim öz kardeşim mesafesindedir. Onlara yapılan her yanlışı şahsıma yapılmış sayarım.
Bir daha 15 Temmuzlar yaşanmaması için çocukların bilinçle yetiştirilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Erdoğan, “Dini, dilini, vatanını, devletini bilmeyen her çocuk terör örgütlerinin potansiyel gücüdür.
Fakat benim sizden ricam var, şehadet bambaşka bir şeydir, o makam çok başkadır. Şehadetin inceliğini, hassasiyetini özellikle kavramak ve şehadetin istismar edilmesine asla müsaade etmemek gerekir ki, şehitlerimizi o makamda rahatsız etmeyelim. Cehalet okuma yazma bilmemek değil, tarihini, kültürünü, medeniyetini öğrenmemektir.