İlköğretim Kanunu değişikliği Hükûmetçe gündeme getirilirken, “Farklı yeteneklerini geliştirmek ve farklı lise türlerini tercih etmek isteyenlere hazırlanma fırsatı vermeyen, anti- demokratik, ön çıraklık ve aday çıraklık dönemini tek tip kesintisiz eğitim ile ortadan kaldırarak iş ve üretim hayatının önünü tıkayan bir yapının öne çıktığı, kârlı iş yapabilen zanaatların ve küçük sanayiin sıkıntıya düşürüp, Türkiye’nin bazı alanlarda rekabet gücünü zamansız kaybettiği…” konusunda ülkeyi uyarmıştı.
Çıkan Kanun bu düzenlemelere cevap verecek şekildedir:
MADDE 9- “İlköğretim kurumları; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşur.
Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur.
Ortaokul ve liselerde, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça belirlenir,” demektedir.
Ortaokullar için yeni hazırlanan seçmeli dersler, seçmeli dersler yanında “farklı programlar arasında tercih” imkânını da programlamış olmalıdır. Aksi takdirde, 8 yılı ikiye bölmenin bir gerekçesi olmazdı; 8 yılın istenen yıllarına da seçmeli dersler serpiştirilebilirdi. İkinci 4 yıldan (ortaokul) gaye, “isteyen” veli ve öğrencinin zorunlu lise kademesine hazırlığını şimdiden yapabilmesidir. Öğrencinin ilgilerinde süreklilik göstermesi halinde kullanacağı modüllü ilerleme imkânı kısmen düzenlenmiş görünüyor. İlk yıl içinde düzenleme geliştirilebilir.
Bir öğrencinin önünde gitmek isteyebileceği “zorunlu” yaygın veya örgün üç tür ortaöğretim kanalı bulunmaktadır: “genel lise eğitimi,” “meslek eğitimi” ve “teknik eğitim.” Öğrencinin kendini geliştirme seçenekleri özellikle “genel liseler”e yönelmeye uygun alanlar arasından seçilmiş. Teknik liselere gidecekler için de ilâve fen uygulamaları ve matematik uygulamaları dersleri görülmektedir. Ancak, “zorunlu ortaöğretimde yaygın veya örgün meslek öğretimi”ne devam etmek isteyeceklerin seçmeli dersleri henüz düzenlenmemiş görünüyor.
Mesleğe yönelme öncesi eğitiminin (ortaokul) iki önemli boyutu vardır: 1) Gelişim psikolojisi açısından öğrencinin, yeterli çok boyutlu gelişimi mutlaka yapmış olması, 2) Kişisel yetenek ve ilgilerini deneme ve geliştirmeye başlama fırsatı bulmuş olması. 8 Yıllık kesintisiz eğitim bunları yapmadığı için gençliğimizin son 15 yılı kaybedilmiştir.
1) Gelişim Psikolojisi – Pedagoji, insanın küçük/ince kas eğitiminin 9 – 14 yaşlar arasında yapılmasını öngörür. Bu eğitimin yapılması her birey için insan gelişimi ihtiyacı olarak gereklidir. Bu dönem kaçırılırsa, bu kaslar eğitilmeden kalınlaşır. Bu sebeple tüm ortaokulun tüm sınıflarına zorunlu “El İşi Dersi” konulmalıdır. Bu ders çeşitli malzemelerle gelişimsel ihtiyaçlara göre, gereğinde kız ve erkek öğrencilerin gelişim özelliklerine göre işlenebilir. Bu, çocuğun ilerde bu yönde bir meslek seçmesi ya da mesleğe yönlendirme için yapılan bir eğitim değildir. Özellikle el ve parmakların eğitimi bu yaşlarda yapılmazsa, kalınlaşan kaslar ile 14 yaşından sonra el becerisi gerektiren eğitim (çip üretimi, kuyumculuk, deri işleme sanatları, tasarım, modelcilik, dişçilik, cerrahlık… vb.), uygulama, işletim, kullanım, tüketimyapılmak istenmesi halinde kalitesiz eğitim ortaya çıkmaktadır. Nitekim ülkemizde meslek eğitimi ve çıraklığı seçenlerin hızla azalması ince/küçük kas eğitimini atlayan eğitim programları ile de yakından ilgilidir.(Zorunlu programda görünen “Teknoloji ve Tasarım Dersi” birçok okulda yapılamamakta, işlenenlerde ise sadece bilgisayar okur-yazarlığı boyutu ile geçmektedir.)
Bu sebeple, 8 yıllık kesintisiz ilköğretim 4 + 4 olarak ikiye bölünerek, ortaokul kademesi için velilerin ve öğrencinin istek ve yeteneklerine göre geliştirici eğitimden yararlanmalarının önü açılmıştır. Ortaokullar için hazırlanan seçmeli dersler arasına “El Becerisi Dersleri,” “İş Bilgisi Başlangıç Dersi,” her biri farklı içerik ve modüllü/eklemli kademelerle dâhil edildiği takdirde örgün veya yaygın ortaöğretime, hatta “Üretim ve Çalışma Bilinci/Ahlâkı Dersi”ile desteklendiği takdirde istekli olan bir kısım öğrenci ve veliden, “yaygın ortaöğretim”e devam etmek isteyecekler bunlardan önemli derecede yararlanabileceklerdir. Ülkemizdeki gelir dağılımı bozukluğu, işsizlik sorunu ve oldukça az sanayi ve hizmet işletmesinin en ileri teknolojilere geçebilmiş olmasından dolayı bu tedbirler birer gereklilikti. Böylelikle, Kanunda geçen “Lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur,” hükmüne meslek eğitimini seçmek isteyen aileler ve öğrenciler açısından da işlerlik kazandırılmış olabilir.Bu dersleri vermek için Halk Eğitim merkezlerinde görevli 45 000’e yakın eğitmenden ve altyapısı uygun olmayan okullar için Halk Eğitim merkezlerinden yararlanılabilir.
Not: 8 yıllık Kesintisiz Eğitim küreselleştirmeciliğin “yerine çakılı ucuz işçi için asgarî yeterlilikler” görüşü ile düşünülmüş bir programa sahiptir. Bu uygulamayı yapan ülkelerin çocukları, yabancı sermayenin isterse gelip kullanacağı “yerine çakılı ucuz işçileri” oluştururlar, ülkenin ayrıca rekabet üstünlükleri elde etmesi güçleşir. Bu görüşün Türkiye’ye DB tarafından telkin edildiği yıllarda Çin’e de aynı telkin yapılıyor, yönetimler direniyordu. Çin ise etmedi. 5 İlkokul + 4 Ortaokulu sistemini ülkesine ilk defa olarak getirdi. Gerekçesi; gelişmiş hiçbir ülkede kesintisiz eğitim olmadığı idi; kendine gelişmişleri örnek aldı. Türkiye ise bir askeri darbe dönemi karambolünde, imam-hatipler vaveylâsı ile ört-basedilerek bunu kabul etti, kurulu 5 + 3 sistemini bozdu. Çin, ilkokula ve ortaokula paralel, çeşitli okullardan çocukların yaş sınırı esnek tutularak kaydolabildikleri, isteyenlerin okul gününden önce veya sonra ve hafta sonları gittikleri “Anahtar Okul”lar (çok yönlü ve her türlü yetenek ve beceri geliştirme okulları) kurdu. Ortaokullara ve liselere seçme ile girilen bu ülkede, “anahtar okullar”a da paralel olarak devam etmiş olanlar kapışılıyor. Çin’in verimli, işlek ve yaratıcı üretimi ortada. Türkiye 15 yılını kaybetti.
Not: Eğer seçmeli dersler ve program sürekliliği sunma lâyıkıyla yerine getirilirse, ortaokul sonlarında ayrıca bir “yönlendirme” yapılmasına gerek kalmaz. Vatandaş kendi yönelmesini demokratik yollarla kendi yapmış olur. MEB, demokratik tercihlere kuvvetli bir destek sunmuş olur. Bu durumda, 8. Sınıfta görülen, esasen hangi okullar var bilgisinden ibaret olan ve liseye geçiş imtihanları tercihlerinden sonra yapılarak etkisi bulunmayan “Yönlendirme Dersi”ne ihtiyaç kalmayacaktır. Bu dersin, ders saatleri dışında Orta 1 ve Orta 2’de velilere yönelik olarak öğrencileri ile beraber katılınacak bir bilgilendirme şekline dönüştürülmesi yararlı olur.
Not: Bakanlığın içindeki onbeş yıldır mevcut, “tektipleştirici” ortak program, örgün/okul-içine kapatıcı eğitim ve meslek eğitiminin ötelenmesi eğilimlerine dikkat etmek gerekecektir. “Tektipleştirici” ortak program DB ve yabancı bağlantılı STK’larca desteklenmektedir. Başbakan Erdoğan, iş hayatı ve halkın taleplerini takip ettiği için, bu Kanun’la keskin bir dönemeç alarak ikinci 4 yılı (ortaokulu) getirmiş, Türkiye’yi 15 yıl önce düşülen bu tuzaktan çıkarmıştır. Her ülkenin meslek eğitim düzen ve programları, üretimlerinde kullanılan teknoloji seviyelerinin piyasalarında oluşturduğu işgücü talebi ile bağlantılıdır. Bunu üretim-yatırım kararları belirler. Eğitimde sanayi-eğitim bağlantısı demek, bu gelişmelerin ülke piyasasından takip edilmesi demektir. Bu sebeple Türkiye Avrupa ile birlikte geliştirilen “8 basamaklı meslek içi kademelenme ilkelerini” (her basamak ilkelerinin somut içeriğini her ülke kendi iç piyasasının üretim talebine göre dolduracaktır) benimsemiş ve MYK (Meslek Yeterlilikleri Kurumu) nu kurmuştur. Bütün bunlardan sonra, eğitim programları için başka bazı ülkeleri örnek göstermek, milli eğitimin, ülkemizde siyasetçe ve ekonomide alınacak tüm kararları aşarak, ülke çocuklarını ilerisi için farazi bir model üzerinden dönüştürmeye kalkışması anlamına gelebileceği için dikkat etmek gerekir.
Not: Ortaokulda bu seçim hürriyetlerini elde edecek öğrenci, lisede “zorunlu, okul-içi, tektip, ortak” 9. Sınıf programı ile artık karşılaşmamalıdır. Esasen 9. Sınıf’taki ortak yıl, Milli Eğitim Temel Kanunu’nda bulunduğu halde 8 yıllık kesintisiz eğitim nedeniyle uygulanmayan “yönlendirme” işlevinin ilköğretim sonunda yerine getirilmemesiyle ilgili olarak ortaya çıkmıştır. Orta öğretim kademesinde öğrenci tercihlerini bir yıl daha ötelemekten başka bir işe yaramamıştır. Eğer DB marifetiyle gelen 9. Sınıf’taki ortak yıl devam ederse, 4+4+4 ile getirilen ikinci 4 yıllık kademede hazırlanan öğrenci, bu birikimini bırakmak zorunda kalacaktır. Aynı zamanda, Kanun’da öngörülen “Ortaokullarda, lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur,” hükmü havada kalmış olur. Diğer bir deyişle, Kanun’a rağmen eğitim sistemi eski düzenine geri dönüşleri desteklemiş olur.
EYUDER