Alt komisyonun hazırladığı raporda, mobbing, ''işyerinde çalışanların, bir başka kişi veya kişileri rahatsız edici, ahlak dışı ve sistematik söz, davranışlarla taciz etmesi'' olarak tanımlanıyor.
Mobbingin, ''özellikle hiyerarşik bir yapılaşmanın olduğu gruplarda, zayıf bir kontrolün olduğu kurumlarda, güçlünün altta kalanlara psikolojik yollardan baskı yapması'' şeklinde de ifade ediliyor.
Genelde kadınlar üzerinden yürüdüğü sanılan mobbingin, erkekleri de aynı şiddette mağdur etmesi, mağdurlarının genelde kadın olmasına rağmen Türkiye'de ilk mobbing davasını bir erkek bürokratın açtığına işaret ediliyor.
Hangi şekilde veya hangi amaca hizmet ederse etsin mobbingin, kişiyi psikolojik ve ekonomik hasarlarla dolu bir uçuruma sürüklediği, hatta intiharlara dahi yol açabildiği, mobbinge maruz kalan kişilerin gördükleri zararın büyüklüğü, etkisiyle, işlerini yapamaz duruma geldiği belirtiliyor.
Son zamanlarda özellikle kamu kurumlarında kaba şiddetin kabul edilemezliğinden dolayı psikolojik tacizin yaygınlaştığına dikkat çekiliyor.
Raporda, en kısa mobbing süresi 6 ay, genelde ortalama süre 15 ay, sürecin kalıcı ağır etkilerinin ortaya çıktığı dönem ise 29-46 ay olarak belirtiliyor.
-TOPLANTILARA ÇAĞIRMAMAK, KONUYU DEĞİŞTİRMEK DE MOBBİNG-
Raporda, iş yerinde yaşanan her çatışma ya da her anlaşmazlığın, psikolojik taciz olarak değerlendirilmemesi isteniyor.
İş yerinde psikolojik tacizden söz edebilmek için öncelikle bir iş yerinde gerçekleşmesi, davranışların ayda birkaç kez tekrarlanması, birbiri ardına bir takım evreler içinde geçmesi, bunun tekrarlama sıklığı, uzun süre devam etmesi ve davranışların kişiye kötü muamele şeklinde olması gerektiği vurgulanıyor.
Türkiye'de, adı yeni konsa da mobbingin yaygın olduğu ülkelerden biri olduğunun ifade edildiği raporda, ''Ülkemizde mobbing kavram olarak bilinmemekte, çoğu zaman günlük iş çatışmalarıyla karıştırılmaktadır. Mobbing, daha çok işverenin, işçinin kendiliğinden işten ayrılmasını sağlamak için başvurduğu yöntemler olarak görülmektedir. Oysa haksız eleştiri, hata bulmak, dışlamak, yok saymak, sosyal toplantılara çağırmamak, odaya girdiğinde konuyu değiştirmek, alay etmek, kılık kıyafetiyle dalga geçmek, masasının üzerinden eşyaları yok etmek gibi davranışlar da psikolojik taciz sayılmaktadır'' deniliyor.
-PSİKOLOJİK TACİZLE MÜCADELE KURULU-
Mobbingde, psikolojik savunma yöntemlerinin geliştirilmesinin büyük önem taşıdığı vurgulanan raporda, mobbingle, hem bireysel hem de kurumsal olarak mücadele edilmesi, yasal yollara başvurmaktan da kaçınılmaması isteniyor.
Mobbingin tanımlanması, kurumsal çerçevede açıklanması, şikayet eden, şikayet edilen taraflara destek sağlayacak sosyal mekanizmaların geliştirilmesi, yeni işe başlayanlara verilen hizmet içi eğitimlerde bu konunun işlenmesi öneriliyor.
Raporda, yer alan önerilerden bazıları şöyle:
-Eğitim müfredatına işyerinde psikolojik taciz konusunda eğitici ve öğretici dersler eklenmeli,
-Kimliğe, sosyal statüye, cinsiyete karşı mobbing yapılması durumunda TCK'nın 216. maddesinde belirtilen suçu oluşturduğuna istinaden savcılığa suç duyurusunda bulunulmalı, kurumun personel müdürlüğüne bu durum bildirilmeli,
-Olaylar, verilen anlamsız emirler ve uygulamalar yazılı olarak kaydedilmeli ve güvenilir, gerekirse tanıklık edebilecek kişiler harekete geçirilmeli,
-Yaşanılanlar, iş arkadaşları ile paylaşılmalı, daha fazla etkili olmak için grupça yetkili birim/kişiye başvurulmalı,
-Tanığın olmadığı bir yerde tacize uğranılırsa, en yakın arkadaşa anlatılmalı, daha sonraki gelişmeler için onların tanıklığı şimdiden hazırlanmalı, tacizci ile yalnız çalışmayı gerektiren ortamlarda da diğer çalışanlar haberdar edilmeli,
-İşyerlerinde denetlemekle yükümlü olan teftiş personelinin, denetim konuları arasında psikolojik taciz olgusu da yer almalı,
-Kamuda ya da özel sektörde çalışanlar işe başlamadan önce mobbing yapmayacağına dair yemin belgesi imzalayarak, imzalı belgenin bir sureti dosyasına bir sureti ise kendisine verilmeli,
-İlgili tarafların katılımıyla Psikolojik Tacizle Mücadele Kurulu kurulmalı,
-Hastanelerin bünyesinde psikolojik taciz destek klinikleri oluşturulmalı,
-Mobbingin azaltılması yönünde benzer davaların açılması sağlanmalı,
-İşçisine psikolojik taciz yaptığı sabit olan işverenler, belirli sürelerde bazı kredi, teşvik ve bunun gibi olanaklardan mahrum bırakılmalı,
-Türk Ceza Kanunu'nda psikolojik tacizin açık bir tanımı yapılarak, tacizi yapanlara ve yapılmasına göz yumanlara alt sınırı 2 yıl olmak üzere hapis cezası öngörülmeli ve mobbing suçu işleyenlere ayrıca en az 10 bin ile 20 bin lira para cezası verilmeli,
-Psikolojik taciz gördüğü için çalışma gücünü belli oranlarda kaybedenlerin durumu iş kazası ve meslek hastalığı olarak değerlendirilmeli, malulen emekliye ayrılabilme imkanı getirilmeli,
-İftira ve karalama amaçlı olarak kendisine mobbing yapıldığını iddia eden ancak, iddiasının gerçek dışı olduğu açıkça ortaya çıkan kişilere de cezai yaptırım getirilmeli.
Güncelleme Tarihi: 06 Nisan 2011, 00:00