Beklentileri çok yüksek
TÜİK’in 2011 istihdam verileri üzerinden yapılan araştırmaya göre gençlerdeki işsizlik oranı yüzde 18,4’le genel işsizlik oranının iki katının da üzerinde seyrediyor. Bu işsizliğin en yüksek olduğu kesimi ise yüzde 30’la üniversite mezunları oluşturuyor. Üiversite mezunu gençleri böylesine yüksek düzeyde işsiz bırakan temel neden ise bu gençlerin ücret beklentilerinin diğer gençlere göre çok yüksek olması. Üniversiteden yeni mezun olan gençler yüksek ücret beklentisiyle istihdam piyasasına giriyor, beklentiler karşılanmayınca da eğitimli işsizler ordusu büyüyor.
Gelişmiş ülkelerde farklı
Bununla birlikte lise düzeyinde eğitime sahip gençlerin işsiz kalmasında ise iş deneyimi eksikliği ile mesleki formasyonun yetersiz kalması etkili oluyor. Özellikle düz liselerden mezun olan gençler herhangi bir mesleğe sahip olamadıkları için iş bulamıyorlar. Araştırma sonuçları, gelişmiş ülkelerde eğitim düzeyi arttıkça işsizlik oranının azaldığını, Türkiye’de ise tam tersine eğitim arttıkça işsizliğin yükseldiğini işaret ediyor. Üniversite mezunlarının zirvede yer aldığı Türkiye’deki genç işsizlik sıralamasında okuryazar olmayan gençler yüzde 11,2 ile en iyi durumda görünüyor.
Durgunluk ve eğitim
Eğitimli gençler en kolay işi ekonomide durgunluk yaşandığı dönemlerde buluyor. Bunun nedeni ise bu tür kriz dönemlerinde işçiye talep azalırken iş arayanların sayısının artmasından kaynaklanıyor. İş talebi artınca, işverenler ihtiyaç duydukları personeli düşük eğitimli yerine, aynı ücreti vererek yüksek eğitimli işsizler arasından karşılıyor. Dolayısıyla düşük ücrete her dönem razı olan eğitimsiz gençler kriz dönemlerinde potansiyel işlerini eğitimli gençlere kaptırıyor.
Aile değil toplum baskısı daha ağır
İşsizlerin psikolojik etkileşimlerinin de yer aldığı araştırmaya göre aile içerisinde erkek işsizlere, kadın işsizlere göre daha yoğun olumsuz tavır sergileniyor. Üstelik erkek işsizlere karşı toplumdan gelen olumsuz tepkiler aile içerisinden gelen tepkilerin çok daha üzerine çıkıyor. Toplum, işsizlere yönelik sorumluluk hissetmiyor, aksine bilerek ya da bilmeyerek yoğun baskı uyguluyor.