Bu açıklamaya Kamusen Genel Merkezinin Cevabı;
Televizyon izleyicileri bilir; ABD yapımı Yalan Rüzgarı isimli bir televizyon dizisi vardı.
Ülkemizde de uzun yıllar gösterildi ve büyük bir ilgiyle takip edildi. İlk olarak 26 Mart 1973 yılında yayınlanmaya başlanan dizinin -internetten öğrenebildiğimiz son kayıtlara
Demek ki, "yalan" üzerine kurulu senaryolar, ilişkiler ve tutumlar -toplum tarafından tasvip edilemese dahi- bir çekicilik arzediyor.
Ki, yıllardır hala rayting alabiliyor...
İşte böylesi bir tutuma da sendikal hayatımızda rastlıyoruz.
Kamu çalışanları iyi hatırlayacaktır: 2012 Mayıs ayı içerisinde, Toplu Sözleşmenin mutabakatla neticelendirilememesi üzerine Kamu Görevlileri Hakem Kurulu toplanmıştı. Kurul, işveren temsilcileri ve sendika temsilcilerinden oluşuyordu.
Hükümet adına toplantıya katılan heyetin, 2012 yılı maaş zammı olarak masaya getirdiği % 4+4 teklifine, Memur-Sen temsilcisi akademisyen üye Doç. Dr. Aydın Başbuğ da "EVET" oyu vermişti.
Bu durum değişik haber siteleri aracılığıyla kamuoyuna yansıyınca, Memur-Sen'in Başkanı Ahmet Gündoğ'du 30 Mayıs'ta bir basın toplantısı düzenleyerek, başta Kamu-Sen olmak üzere iddia sahiplerini ahlak yoksunluğu ve yalan söylemekle itham etmiş; elindeki tutanağı göstererek (Ki, bu tutanak, yalnızca 4+4'lük maaş teklifine ait değil; Kurul görüşmelerinin tamamına dair hazırlanmış olan ve toplantıya katılan tüm sendika temsilcilerinin de şerhli olarak imzaladığı toplantı tutanağıdır) Başbuğ'un teklife evet oyu vermediğini ve tutanağı şerhli imzaladığını söylemişti.
Fakat basın toplantısından bir kaç saat sonra Memurlar.net haber sitesine bir mülakat veren Aydın Başbuğ ise "Bizim oyların rengi bir şey değiştirmiyordu. Bir iyi niyet ifadesi olarak bu nedenle 4+4 zammına kabul oyu verdim.. Ancak daha görüşmeler devam ederken benim ismim basına sızdırıldı, telefonlar almaya başladım. Moralim çok bozuldu. Sonrasında ben toplantıdaki hiçbir karara doğru dürüst konsantre olamadım. Görüşmeler gece saat 1'e kadar sürdü. ... Ben de bunun üzerine, görüşmenin sonunda, 4+4 e verdiğim kabul oyunu geri çektim." diyerek bizzat Ahmet Gündoğdu'nun ifadelerinin gerçek olmadığını ispat ediyordu.
Fakat ne gariptir ki, olayın sahibinin "Ben 4+4 teklifine EVET oyu verdim" itirafına rağmen, başta Ahmet Gündoğdu olmak üzere Memur-Sen adına konuşan herkes günlerce aksine iddialarını utanmadan propagandaya devam ettiler.
Hala da uslanmıyorlar..
Sanırım "Bu memurlarımız balık hafızalıdır. Biz lafımızı ortaya atalım. Kim geçmişi araştıracak da bulacak. Kamu çalışanları Aydın Başbuğ'u çoktan unutmuşlardır bile.." diye inanıyorlar ki, Ahmet Gündoğdu önceki gün bir haber sitesine verdiği mülakatta hala aynı iddialarını yineliyor.
Editörün, "Bir de Memur-Sen’in adayı olan akademisyen üzerinde çok spekülasyonlar yaptılar. Heyette yer alan Memur-Sen adaylarının sürece katkılarını nasıl buldunuz?"sorusunu cevaplarken Gündoğdu incilerini şu şekilde döktürüyor: "Tarih belgeler üzerinde yazılır. Memur-Sen’in üyesi akademisyenin Konfederasyonumuzun teklif ve taleplerinin dışında hiçbir önerinin altında imzası yoktur. Kamu Hakem Kurulu’nun tutanakları ortada, Resmi Gazete ortada. Bizim üyemizin yüzdelik zamla ilgili açık ve net şerhi vardır. Rakip konfederasyonlar içerdeki pazarlık sürecindeki konuşmalardan yola çıkarak bir bardak suda fırtına koparmak istemişler, karalama kampanyası başlatmışlardır."
Sayın Gündoğdu'ya yanındaki dostları hatırlatmalı; "Sayın Başkan, kimse Başbuğ'un tutanağı olumlu oy vererek imzaladığını söylemiyor. Zaten tutanak bütün görüşmeler bittikten sonra genele şamil hazırlanmış olan belgedir. Sözkonusu iddia, maaş artışlarının görüşüldüğü gündüz oturumunda Aydın Başbuğ'un 4+4 teklifine EVET oyu verdiği yönünde. Zaten kendisi de bunu itiraf etmiş bulunuyor. Lütfen daha fazla bu konuyu kaşıyarak kendinizi ve sendikamızı komik duruma düşürmeyin!" diye uyarmalı.
Ne diyelim daha...
Kamu çalışanları tüm olup biteni ve kimin ne olduğunu ayan beyan görüyor.
TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL MERKEZİ
Güncelleme Tarihi: 17 Ağustos 2012, 00:00
