Türk Eğitim-Sen, SODİMER işbirliğiyle ve UNESCO Milli Komisyonu’nun desteğiyle 22-24 Ocak 2021 tarihlerinde “Dünyada ve Türkiye’de Güncel Gelişmeler Işığında 2023’e Doğru Dijital Eğitim” Çalıştayı düzenlemişti. Bu çalışma ülkemizde bir ilk olma niteliği taşımaktadır. Çalıştaya, ülkemizden ve yurt dışından 40 üniversiteden 100’e yakın akademisyen katılmıştır.
Çalıştay; ülke olarak bu tür salgın dönemlerinde bir kriz senaryosu oluşturmamızın elzem olduğu tecrübesinden hareketle hazırlık çalışmalarına katkı sunmak amacıyla düzenlenmiştir. Meselenin önemine dikkat çekmek amacıyla; 13-18 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleştireceğimiz “100. Yılında 2. Maarif Kongresi” kapsamında yapacağımız etkinliklerin ilkini dijital eğitimin oluşturduğu sorunlara ve ihtiyaçlara mercek tutarak gerçekleştirdik.
Çalıştay; Dijital Eğitimin Felsefesi ve Soyolojisi, Dijital Eğitim ve Öğretim Programları, Dijital Eğitimin Yönetimi, Dijital Eğitimde Öğretmen Yetiştirme, Dijital Eğitimde Materyal Geliştirme, Dijital Eğitimde Yapay Zekâ ve Etik, Dijital Eğitim ve Öğretmen-Öğrenci-Veli Psikolojisi, Dijital Eğitimde Ölçme Değerlendirme şeklinde 8 ana başlık etrafında gerçekleştirildi. Komisyonlarımızın titizlikle yürüttüğü çalışmalar rapor haline getirildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “Bu sekiz ana başlık etrafında gerçekleştirilen çalıştayda her biri alanında uzman kişilerce dijital eğitimin mevcut süreci ve eğitimin geleceği üzerine incelemeler ve analizler ortaya konulmuştur. Komisyonun önerileri arasında; okullarda yüz yüze eğitime geçilmemesi durumunda karne notlarının geçti-kaldı yöntemine dönüştürülmesi, LGS, TYT, AYT gibi merkezi sınavlarda etkili olan not ortalamasının, sadece öğrencinin yüz yüze eğitim süreçlerinde elde ettiği notların kullanılarak hesaplanması, eğitim çalışanlarının uzaktan eğitim süreçlerinde internet, bilgisayar ve diğer konularda edinecekleri ekipman ve hizmet bedelleri için eğitim öğretim hazırlık ödeneğinin iki öğretmen maşı olarak ödenmesi ve her yıl bu rakamın değişen ekonomik koşullara göre güncellenmesi, olağanüstü hâllere ilişkin alternatif öğretim programlarının, hem dijital hem normal hem de hibrit eğitime uygun hâle getirilmesi de yer almaktadır.
Artık şu gerçek tartışılmazdır ki, sadece salgın döneminde değil, salgın sonrasında da dijital eğitim, eğitim sürecimizin göz ardı edilemez ve ayrılmaz bir parçası olacaktır. Bu itibarla, Türk eğitim sistemine çok değerli katkılar sunacağına inandığımız çalıştayın kapsamlı rapor ve sonuçlarını başta Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk olmak üzere YÖK, üniversiteler, TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyeleri, siyasi partiler ve eğitimle ilgili tüm paydaşlarla paylaşacağız” dedi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın konuyla ilgili yaptığı açıklama şu şekildedir:
Covid-19, Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkmış ve 2020 yılı itibarıyla tüm dünyayı etkisi altına alan bir salgına dönüşmüştür. 16 Mart 2020 itibariyle Türkiye’de de salgın tedbirleri kapsamında eğitim öğretimin uzaktan yapılmasına karar verilmiştir. Akabinde 23 Mart 2020 itibariyle MEB EBA TV üzerinden, devamında da internet tabanlı canlı ders anlatımı marifetiyle uzaktan öğretim faaliyetlerini hayata geçirmiştir. Hiç kuşku yoktur ki, MEB bir hafta gibi kısa bir sürede 18 milyon öğrencimize uzaktan öğretim faaliyetini hayata geçirmiş olmak başlı başına takdiri hak eden bir iniyasitifin sahibi olmuştur. Ancak devam eden süreçte bir takım aksaklıklar ve sıkıntılar da yaşanmıştır.
Aslında bu dönemde sadece eğitim kurumları değil, bütün sektörler salgına hazırlıksız yakalanmıştır. Bankalar, adliyeler, marketler, lokantalar gibi pek çok alan virüs tedbirleri kapsamında aniden farklı bir planlamaya geçmek zorunda kalmıştır.
Bu süreç; bize bir kriz senaryomuzun olması gerektiğini, böyle olağanüstü durumlar için bir B planı hazırlamamızın şart olduğunu göstermiştir. Bir musibet bin nasihatten hayırlıdır, atasözümüz gereği devlet ve toplum olarak bu süreçten ders çıkararak mevcut normal hayatımız dışında; olağanüstü durumlar için de hazırlık yapma sorumluluğundan kaçamayacağımız aşikardır.
Ülke olarak bu tür salgın dönemlerinde bir kriz senaryosu oluşturmamızın elzem olduğu tecrübesinden hareketle Türk Eğitim Sen olarak biz de bu hazırlık çalışmalarına katkı sunmak amacıyla; dünyada ve Türkiye’deki mevcut durum, sorunlar ve çözüm önerilerini kapsayan bir bilimsel toplantı düzenlemeye karar verdik. Meselenin önemine dikkat çekmek amacıyla; 13-18 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleştireceğimiz “100. Yılında 2. Maarif Kongresi” kapsamında yapacağımız etkinliklerin ilkini dijital eğitimin oluşturduğu sorunlara ve ihtiyaçlara mercek tutarak gerçekleştirdik.
Alanında uzman akademisyen ve öğretmenlerle meseleyi masaya yatırarak; karar alıcılara, uygulayıcılara ve meselenin taraflarına bir öneri sunmayı amaçladık. Türk Eğitim Sen ve SODİMER işbirliğinde UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun desteği ile gerçekleştirdiğimiz “Dünyada ve Türkiye’de Güncel Gelişmeler Işığında 2023’e Doğru Dijital Eğitim” Çalıştayı’nı salgın sürecinde kimseden bir destek almadan kendi ceplerinden harcayarak ve özel hayatlarından fedakârlık yapıp olağanüstü özveri ile çalışan bütün öğretmenlerimize ithaf ettik.
Dijital eğitim çalıştayı, dijital eğitim süreçleri ile ilgili tüm konuları çeşitli temalar altında inceleyerek, tartışıp, gerekli çözüm yollarının bulunmasını sağlayarak dijital eğitimin kalitesini artırmayı hedeflemiştir. Bu amaçla ülkemizden ve yurt dışından 40 üniversiteden 100’e yakın akademisyenin katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda sekiz komisyon tarafından Türkiye’de dijital eğitim masaya yatırılmış; dünya uygulamaları ve ülkemiz şartları göz önünde bulundurularak karar verici ve uygulayıcılara 2023 hedefleri doğrultusunda eğitimin yapılandırılabilmesi gayesiyle aşağıdaki öneriler sunulmuştur.
- Dijital Eğitimin Felsefesi ve Sosyolojisi Komisyonu Önerileri
Öğretmenlerin dijital yeterliliklerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
• Karşı karşıya kaldığımız Dijital Dünya gerekliliklerinin sonucu ortaya çıkan ve salgınla birlikte dijital eğitimin de artırdığı “Teknoloji bağımlılığı” hakkında toplum temel eğitimden başlanarak eğitilmelidir.
• Toplumun bütün kesimlerine verilecek eğitimlerle, dijital içeriğin doğuracağı problemlerle ilgili farkındalık oluşturulmalı ve kontrolün sağlanması için gerekli önlemler alınmalıdır.
• Eğitim amaçlı hazırlanacak dijital içerikle ilgili yasal düzenlemeler ve yönetmelikler çıkarılarak bir standart belirlenmelidir.
• Öğretmenlerin dijital yeterliliklerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
• Dijital içeriklerin sosyo-kültürel açıdan uygunluğu denetlenmelidir.
• Yerli ve millî yazılımların hayata geçirilmesiyle birlikte “Dijital Vatandaşlık Eğitim Programı” başlatılmalı ve bu anlayışın yerleşmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
• Kuşak farkları göz önünde bulundurularak dijital eğitim süreci değerlendirilmelidir.
• Maddi imkânlardan yoksun öğrenciler desteklenmeli, korunmaya muhtaç çocuklara ilişkin gerekli izlemeler yapılmalıdır.
• Dijital eğitimin olumlu ve olumsuz özelliklerini tespit etmek ve dijital eğitim sürecini daha etkili hâle getirmek için çalışmalar başlatılmalıdır.
• Değerler eğitimi kapsamında dijital davranış ve alışkanlıkların okullarda sağlanması zorunluluğu getirilmelidir.
- Dijital Eğitim ve Öğretim Programları Komisyonu Önerileri
Olağanüstü hâllere ilişkin alternatif öğretim programları, hem dijital hem normal hem de hibrit eğitime uygun hâle getirilmelidir.
• EBA içerikleri, her düzey için zenginleştirilmelidir.
• MEB bünyesinde dijital eğitim yöntem ve tekniklerini ele alan hizmet içi eğitim çalışmaları güçlendirilmelidir.
• Olağanüstü hâllere ilişkin alternatif öğretim programları, hem dijital hem normal hem de hibrit eğitime uygun hâle getirilmelidir.
• Eğitim paydaşlarına yönelik bir ihtiyaç analizinin yapılmasıyla elde edilen veriler sonucunda, il millî eğitim müdürlüklerinin dijital eğitim programları tüm boyutlarıyla daha etkin hâle getirmelidir.
• Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı koordinesinde etkili bir şekilde süreci yönetecek kurul ve komisyonların oluşturulmalıdır.
• Kazanımlar, duyusal becerilere de yer verecek şekilde tekrar planlanmalı ve okul-öğrenci-veli ilişkisi güçlendirilmelidir.
• Yüz yüze eğitimde kullanılan öğretim yöntem ve tekniklerinin ne kadarının dijital eğitimde de kullanılabileceği konusunda net bir fikir birliği ortaya konulmalıdır.
• Dijital okul kültürü oluşturulmalıdır.
• Yöneticilere dijital liderlik becerisi kazandırılmalıdır.
• Dijital eğitim pedagojisi yeterliğine sahip olunmalıdır.
• Dijital eğitimdeki veriler, millî sunucularda muhafaza edilmelidir.
• Mevcut eğitim bilişim ağının (EBA) içeriği daha güvenli ve daha kullanışlı hâle getirilmelidir.
• Okul yöneticileri tarafından dijital dersler, gözlemlenmeli ve takip edilmelidir.
- Dijital Eğitimin Yönetimi Komisyonu Önerileri
Eğitim çalışanlarının uzaktan eğitim süreçlerinde internet, bilgisayar ve diğer konularda edinecekleri ekipman ve hizmet bedelleri için eğitim öğretim hazırlık ödeneği iki öğretmen maşı olarak ödenmeli ve her yıl bu rakam değişen ekonomik koşullara göre güncellenmelidir.
• Dijital ve uzaktan eğitim süreçlerinde görev alan öğretmenlerin eğitim programları, evdeki öğrenci veya bakım ve gözetim isteyen çocuklarının durumuna göre planlanması üzerinde ivedilikle çalışmalar yapılmalıdır.
•Eğitim çalışanlarının uzaktan eğitim süreçlerinde internet, bilgisayar ve diğer konularda edinecekleri ekipman ve hizmet bedelleri için eğitim öğretim hazırlık ödeneği iki öğretmen maşı olarak ödenmeli ve her yıl bu rakam değişen ekonomik koşullara göre güncellenmelidir.
• Dijital eğitimde öğrencilerin ve öğretmenlerin hak ve sorumlukları güvence altına alınmalıdır.
• Dijital eğitimde etik kurallar belirlenmelidir.
• Öğretmenlerin dijital eğitimdeki ders yükleri ve ek ders ücretlendirmeleri yeniden düzenlenmelidir.
• Dijital eğitimde kullanılacak araçların ve içeriklerin kullanım koşulları yapılandırılmalıdır.
• Ders süreleri ve ölçme-değerlendirme uygulamaları harmanlanmış öğrenme modeline göre düzenlenmelidir.
• Örgün öğretime yönelik hazırlanan eğitim öğretim mevzuatı uzaktan eğitime cevap verecek şekilde güncellenmelidir.
- Dijital Eğitimde Öğretmen Yetiştirme Komisyonu Önerileri
Web tabanlı uygulamalara yönelik öğretmenlerde farkındalık geliştirmek ve kontrol edilebilir olmasını sağlamak için eğitim fakültelerinin uygulama sahası olacak şekilde üniversite bünyesinde uygulama okulları açılmalıdır.
• Müfredatta Web 2.0, kodlama, yazılım gibi konulara, ana bilim dallarının özgünlüklerine dayalı olarak yer verilmelidir.
• Çocuğun doğasına uygun oyun ve etkinlik temelli uygulamalar, dijital eğitime entegre edilmelidir.
• Web tabanlı uygulamalara yönelik öğretmenlerde farkındalık geliştirilmelidir.
• Eğitim alanında bilimsel araştırmaların yapılabilirliği artırılmalıdır.
• Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi veya YÖK nezdinde kurulacak bir komisyon aracılığıyla dijital okuryazarlık becerilerinin kazandırılacağı kuramsal ve uygulamalı dersler belirlenmelidir.
• Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulaması gibi derslerin daha nitelikli işlenmesi adına tedbirler alınmalıdır.
• Web tabanlı uygulamalara yönelik öğretmenlerde farkındalık geliştirmek ve kontrol edilebilir olmasını sağlamak için eğitim fakültelerinin uygulama sahası olacak şekilde üniversite bünyesinde uygulama okulları açılmalıdır.
• Eğitim fakültelerindeki alan bilgisi dersleri, teknolojik pedagoji içerikleri ile desteklenmelidir.
• Lisans programlarında disiplinler arası ilişkiler sağlanarak ders içerikleri hazırlanmalıdır.
• Lisans program derslerinin içeriklerinin hazırlanması için eğitim fakülteleri bünyesinde komisyonlar oluşturulmalıdır.
• Dijital okuryazarlığı edindirme yöntemleri öğretmenlere kazandırılmalıdır.
- Dijital Eğitimde Materyal Geliştirme Komisyonu Önerileri
Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı" ve benzeri dersler bütün eğitim programlarına tekrar zorunlu olarak konulmalıdır.
• Kademeler arasında geçişte uygulanan merkezi sınavların alternatifleri dijital eğitim bakımından düşünülmeli, tartışılmalı ve bir an önce hayata geçirilmelidir.
• Eğitim sisteminde öğrencilerin gelişimlerinin izleneceği, ödev, proje, uygulama, aktif katılım gibi alternatif ölçme araçlarının da kullanılacağı bir yapıya dönülmelidir.
• Bilişim teknolojileri ve yazımları erişilebilirlik açısından yeniden değerlendirilmeli, engelli bireylerin sürece katılımı sağlanmalıdır.
• "Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı" ve benzeri dersler bütün eğitim programlarına tekrar zorunlu olarak konulmalıdır.
• Yerli, çevrim içi platformların tüketim hedefleri için yerli analiz ve veri işleme standartları çıkarılmalıdır.
• Devlet okulları - özel okullar arasında geçiş yapan kullanıcıların geçmiş akademik gelişim portföyleri ortak bir uygulama ile erişime açılmalıdır.
• Pedagojik ve envanter çalışmaları için ortak kütüphane ile içerik stüdyosu oluşturulmalıdır.
• Öğretmenlere materyallerle birlikte senaryoların verilmeli ve yönlendirmeler yapılmalıdır.
- Dijital Eğitimde Yapay Zekâ ve Etik Komisyonu Önerileri
Öğretme açısından yapay zekâ aracılığıyla oluşturulan öğrenci modelleri ve yeni pedagojik değerlendirmeler ortaya konulmalıdır.
• Öğrenme, becerilerin ve yetkinliklerin gelişimi bağlamında yapay zekâ öğrenim süreçlerine farklı şekillerde dâhil edilmelidir.
• Görme-işitme gibi kısıtları olabilecek öğrenciler için yapay zekâ çözümleri üretilmelidir.
• Öğretme açısından yapay zekâ aracılığıyla oluşturulan öğrenci modelleri ve yeni pedagojik değerlendirmeler ortaya konulmalıdır.
• Yapay zekâ ile ilgili etik problemler için yapay zekâ etik kodları oluşturulmalıdır.
• Yapay zekâda kullanılan veriler için sürdürülebilir veri stratejisi uygulanmalı, doğru yapıların oluşması için yapay zekâyı besleyen verilerin doğruluğu denetlenmeli/belirlenmelidir.
• Yapay zekâ uygulamaları kesin sonuç vermeyeceği için kesin yargılar yapay zekâya bırakılmamalıdır.
• Yapay zekâ kullanılırken gerekli güvenlik önlemleri alınmalı ve kişisel veriler korunmalıdır.
• Gözetimli sınavlar, görüntü analizi ile birlikte bilgisayar ağ trafiğinin de aynı sistem tarafından denetlendiği yapay zekâ destekli bir sistem ile yapılmalıdır.
• Disiplinler arası bilgilerin öğretimi ve değerlendirilmesinde yapay zeka kullanılmalıdır.
• Öğrenme güçlüğü, zekâ seviyesi ya da üstün yeteneklerin anlaşılması adına yapay zekâ destekli analizler kullanılmalıdır.
• Veri güvenliğinin sağlanması ve veri mahremiyetinin sağlanması problemleri ayrı olarak ele alınmalı ve tedbir mekanizmaları bu kapsamda oluşturulmalıdır.
• Öğrencilerin fiziksel olarak hareketli olabileceği ve aktif katılım sağlayabileceği çalışmalara yer verilmelidir.
• Bilişim teknoloji ve hizmetlerine ekonomik destek sağlanmalı ve yerli uygulamalar desteklenmelidir.
• Salgın dönemi ve sonrası için hazırlıklar artırılmalıdır.
- Dijital Eğitim ve Öğretmen-Öğrenci-Veli Psikolojisi Komisyonu Önerileri
Dijital eğitim programının kazanımları çerçevesinde öğrenme kayıpları belirlenmelidir.
• Kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve özel sektör ile daha çok iş birliğine gitmelidir.
• Bilişim teknolojileri ve yazımlarının erişilebilirlik açısından yeniden değerlendirilmesi ile engelli bireylerin sürece katılımı sağlanmalıdır.
• Öz değerlendirme-akran değerlendirme-ebeveyn değerlendirme süreçleri, bilgi teknolojileri destekleriyle birlikte ele alınmalıdır.
• Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinde duygusal, bilişsel ve davranışsal problemlerin çözümüne yönelik iyileştirici hizmetler planlanmalıdır.
• Öğrenci, öğretmen ve velilerin fizyolojik ihtiyaçlarının yanı sıra psikolojik ihtiyaçlarının da giderilebileceği çalışmalar yapılmalıdır.
• Tablet ve bilgisayar dağıtımında engelli ve muhtaç öğrencilere öncelik verilmelidir.
• Dijital eğitim programının kazanımları çerçevesinde öğrenme kayıpları belirlenmelidir.
• Her bir basamağı ölçecek içeriklerin oluşturulmalı ve gerekli değerlendirmelerle bireysel eksiklikleri gidermeye yönelik raporlar alınmalıdır.
• İlgili ölçme ve değerlendirme teknikleri kullanılarak yaşanan öğrenme kayıplarının sosyal, psikolojik, kültürel ve ekonomik etkileri tespit edilmeli ve değerlendirilmelidir.
• Dijital eğitimde ölçme ve değerlendirme teknikleri konusunda Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü eliyle eğitim programları hazırlanmalıdır.
• Çevrim içi sınavlarda soru çeşitliliğini, öğrenme sürecini ve akran etkileşimini sağlayan sistemler geliştirilmelidir.
- Dijital Eğitimde Ölçme Değerlendirme Komisyonu Önerileri
LGS, TYT, AYT gibi merkezi sınavlarda etkili olan not ortalaması, sadece öğrencinin yüz yüze eğitim süreçlerinde elde ettiği notlar kullanılarak hesaplanmalıdır.
• Öğrenme analitiği, yapay zekâ, adaptif sistemler kullanılarak öğrenciye özel bireyselleştirilmiş ölçme ve değerlendirme araçlarının kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
• Okullarda yüz yüze eğitime geçilmemesi durumunda karne notları geçti-kaldı yöntemine dönüştürülmelidir.
• LGS, TYT, AYT gibi merkezi sınavlarda etkili olan not ortalaması, sadece öğrencinin yüz yüze eğitim süreçlerinde elde ettiği notlar kullanılarak hesaplanmalıdır.
• Dijital ölçme değerlendirme yaklaşımlarının tanıtılması, kullanılması ve yaygınlaştırılması yönünde ulusal / yerel düzeyde eğitimler gerçekleştirilmelidir.
• OYS'ler üzerinden uygulanan ve göreceli olarak düşük ağırlık verilen gözetimsiz sınavlar, temel bilgileri yoklama ve eksikleri giderme amacıyla kullanılmalıdır.
• Görevdeki öğretmenler, desteklenmli ve paylaşıma teşvik edilmelidir.
• İnternet servis sağlayıcılarının eğitim amaçlı kullanımların ücretlendirilmesinde daha az kâr amacı gütmesi hakkında bakanlık tarafından düzenlemeler yapılmalıdır.
Bu sekiz ana başlık etrafında gerçekleştirilen çalıştayda her biri alanında uzman kişilerce dijital eğitimin mevcut süreci ve eğitimin geleceği üzerine incelemeler ve analizler ortaya konulmuştur. Artık şu gerçek tartışılmazdır ki, sadece salgın döneminde değil, salgın sonrasında da dijital eğitim, eğitim sürecimizin gözardı edilemez ve ayrılmaz bir parçası olacaktır. Bu itibarla, Türk eğitim sistemine çok değerli katkılar sunacağına inandığımız çalıştayın kapsamlı rapor ve sonuçlarını başta Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk olmak üzere YÖK, üniversiteler, TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyeleri, siyasi partiler ve eğitimle ilgili tüm paydaşlarla paylaşacağız.
Programın düzenlenmesindeki işbirliği ve üstün katkılarından dolayı SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent ERASLAN’a, çalıştaya destek veren UNESCO Türkiye Mili Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal OĞUZ’a, açılış oturumuna katılan MEB Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran’a ve ülkemizin ve dünyanın farklı yerlerinden çalıştaya katılan bilim insanlarımız ve eğitimcilerimize teşekkür ediyorum.”
Kaynak: turkegitimsen.org.tr