02.08.2011 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmen atamalarıyla ilgili olarak Ağustos ayında 11 bin 544 kadrolu öğretmen ataması yapacağını açıkladı. Oysa önceki bakan Nimet Çubukçu, 2011 yılında Ağustos ayı dışında atama yapılmayacağını, Ağustos’ta da 55 bin öğretmen ataması yapılacağını meclis kürsüsünden söylemişti. Ardından MEB, 30 bini Haziran, 10 bini Temmuz ayında olmak üzere toplam 40 bin öğretmen ataması yapılacağını açıklamıştı.
Uygulamaya baktığımızda ise Haziran ayında 30 bin öğretmen ataması yapıldı; ancak bunun yarıya yakınını kadroya geçirilen sözleşmeli öğretmenler oluşturuyordu ve yalnızca 14 bin 209 yeni öğretmen ataması yapıldı. 6 Temmuz’da yapılan atamada ise 36 bin 11 başvurudan 6575 kişi atanacakken, 103 kadro boş kaldı ve 6472 kişi atandı. Yani Haziran ve Temmuz aylarında yaklaşık 20 bin 681 öğretmen ataması yapıldı. MEB’in dün yaptığı açıklamaya göre ise Ağustos ayında 11 bin 544 kadrolu öğretmen ataması yapılacak. Yani 2011 yılı içerisinde yapılan atama sayısı bununla birlikte 33 bin 225 sayısına ulaşacak. Peki herkes 55 bin öğretmenin atamasını beklerken yapılan bu atamada, 22 bin 775 bin kadroya ne olacak? Bakanlık atama sayılarına ilişkin verdiği bilgilerde kendisiyle mi çelişmekte, yoksa başka tasarruflar mı planlamaktadır? Seçim öncesinde tek atama dönemi olarak Ağustos ayından bahsedilirken, atamaların belirlenen sayıyı karşılamayacak şekilde bölünmesi, verilen sözlerin karşılık bulmamasının göstergesi olmuştur. Atandık, atanacağız diye umutla bekleyen öğretmen adaylarının geleceğe yönelik planları gelinen noktada tam bir belirsizliğe dönüşmüş ve bakanlığın istihdam politikalarındaki tutarsızlık, bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır.
Bugün atamalarla ilgili olarak yaşanan en büyük sorun, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kadrolu öğretmen atamak yerine binlerce ücretli öğretmen çalıştırmasıdır. Bakanlığın ucuz işgücü olarak gördüğü bu kavram, hem eğitimin kalitesini düşürmekte, hem de mesleğini yapamayan yüzlerce öğretmeni psikolojik sorunlara itmektedir. Bu nedenle ülkemizdeki yüz binleri aşan öğretmen açığına rağmen, eğitim fakültelerinden mezun olup mesleğini yapamayan binlerce öğretmen adayı, sesini eylemlerle, açlık grevleriyle ve bakanlık önünde diplomalarını yakarak duyurmaya çalışmaktadır. Gençlerimizi buna mecbur bırakan anlayışı, ne insanlık onuru ne de öğretmenlik mesleğine biçilen değer ile bağdaştıramıyoruz.
Bugün umutsuz ve gelecekten kaygılı öğretmen adayları yaratan eğitim politikaları, ne öğretmen açığını kapamaya ne de atanmayı bekleyen öğretmen sayısında bir iyileşme sağlamaya dönüktür. Eğitim-İş olarak, öğretmen atamalarındaki sayısal çelişkiye ve atanmayı bekleyen öğretmen adaylarının mağduriyetine ilişkin olarak bakanlıktan acilen bir açıklama bekliyor; yeni Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’i, atama bekleyen öğretmen adaylarına verdikleri sözleri tutmaya çağırıyoruz.
Veli DEMİR
Genel Başkan