Türkiye‘nin kangrenleştirilen sorunlarından biri olan Kürt sorununun eşitlikçi, demokratik ve adil çözümü için silahların susmasını, düşüncelerin özgürce ifade edilebilmesini savunanlar olarak, toplumsal bir barışın ancak, sorunun demokratik yollarla çözümü için tarafların diyalog sürecini kesintiye uğramaksızın devam ettirmeleri elzemdir.
Son dönemdeki diyalog sürecini ise şüphesiz ki ölümlere bir son vermenin sorumluluğuyla hareket eden toplumun geniş kesimleri ile, bugüne kadar yaşananlardan çıkarılan "temkinlilik" ve yarınlarımıza dair koruduğumuz "umutla" karşıladık. Ancak bu umudun yeşermesini istemeyen karanlık eller devreye girerek Paris‘te 3 Kürt kadın siyasetçiye siyasi bir suikast gerçekleştirdi. Bu suikast savaş, ölüm ve kanla beslenenlerin kendi var olma koşullarını kaybetmeme çabasıdır. Bu nedenledir ki savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı tesis edebilmemiz ve yarınlara dair umudumuzu koruyabilmemiz için, söz konusu karanlık ellerin kimliğinin tüm gerçeğiyle ortaya çıkması gerekmektedir. Bu konuda ilgili herkesi sorumlulukla hareket etmeye davet ediyoruz.
Bu tür hassa süreçlerde kandan, savaştan beslenen karanlık güçlerin sürekli devrede olabileceği bilinciyle başlatılan sürecin kesintisiz devam etmesi, gelişebilecek provokasyonların da boşa çıkması için önem arz edecektir.