Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, kadınları yok sayan bir anlayışın başarıyı düşünmesinin beyhude bir bekleyiş olduğunu ifade ederek, “Erkekler, kadınlara en büyük desteği onlarla omuz omuza, yan yana yürüyerek verebilirler” dedi.
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu, yeni yılda seminer ve eğitim programlarına başladı. Bu kapsamda, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdinç Yazıcı ile Yazar Nurten Ceceli Alkan’ın konuşmacı olarak katıldığı ‘Kadın Örgütlenmesinde Yeni Stratejiler’ konulu seminer düzenlendi.
Programın açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, kadınların sosyal hayatın her alanında söz sahibi olması gerektiğini vurguladı. Memur-Sen’in bu yönde yoğun çabalarının olduğunun altını çizen Gündoğdu, “Başta çalışma hayatı olmak üzere sosyal alanın her kademesinde kadınların söz sahibi olmasını istiyoruz. Kadınların yok sayıldığı bir süreçte başarıyı düşünmek, beyhude bir bekleyiş olacaktır” şeklinde konuştu.
Sendikal örgütlenmelerde kadınların daha etkin olmasını beklediklerini belirten Gündoğdu, günümüz dünyasının koşullarının bunu zorunlu kıldığını söyledi. Türkiye’de gerek çalışma hayatında gerekse örgütlenme aşamasında beklenilen düzeyde kadınların rol alamadıklarını dile getiren Gündoğdu, buna neden olarak fırsat eşitliğinin sağlanamamasını gösterdi. Özellikle 28 Şubat sürecinde inançları nedeniyle başörtüsü kullanan kadınlara yönelik adeta kıyım yapıldığını kaydeden Gündoğdu, dönemin bu katı uygulamaları nedeniyle birçok kadının işinden olduğunu ifade ederek, “Bu anlamsız yasaklar nedeniyle çalışma hayatından uzak kalan kadınlar, ister istemez sendikal örgütlenmelerin de dışında kaldı. Bir taraftan fırsat eşitsizliği sağlanırken, diğer taraftan da toplumun sözcüleri konumundaki sendika ve sivil toplum örgütlerinin bir tarafı eksik bırakılmak istendi” değerlendirmesinde bulundu.
İsyan Değil, Sivil İtaatsizlik
Seminerin, Memur-Sen’in kamuda kılık kıyafet özgürlüğü için başlattığı ‘Özgürlük İçin 10 Milyon İmza’ kampanyasına denk gelmesinin anlamlı olduğuna dikkat çeken Ahmet Gündoğdu, şunları kaydetti: “Fırsat eşitliğinin sağlanması, kamu alanında darbeci zihniyetin kalıntılarına son vermek için imza kampanyası başlattık. Kadının başını açması ya da açmaması kimsenin değil, demokrasinin sorunudur. Fırsat eşitliğinin olup olmamasına bağlıdır. Bugün asıl şu soruya cevap aramalıyız: ‘Kadın, başörtüsü yasağı ile fırsat eşitliğine sahip olmadığı, yasakçıların belgelediği konuma razı mı, değil mi?’ Bu soruya cevap ararken, adeta isyan edesim geliyor! Ama misyonumuzda isyana yer olmadığı için sivil itaatsizlik gösterilmesi gerekiyor. Sivil itaatsizlik buna verilecek en sağlıklı tepki biçimidir.”
Başörtüsü yasağı ve kamudaki kılık-kıyafet uygulamalarına bir bütün olarak bakıldığında ortaya anlamsız ve çelişkilerle dolu bir sonucun çıktığını vurgulayan Gündoğdu, “Kadının seçme hakkı var, seçilme hakkı yok! Okuma hakkı var, özgürce okuma hakkı yok! Memur olma hakkı var, özgürce çalışma hakkı yok!” ifadelerini kullandı.
Kadınların ne giyeceklerine kendilerinin karar veremediği bir toplumda, gelecek adına sağlıklı kararların alınamayacağına işaret eden Gündoğdu, şöyle devam etti: “Kılık kıyafetinize toplum mühendisleri karar veriyor. Üniversitede rektörün, dekanın lütfuna endekslenmiş. Onca zahmet ve zorluktan sonra memur olur ama başörtülü olduğu için bu haktan mahrum edilir. ‘Konjonktürel iyilikler olmasın, özgürlükler lütfa değil, hukuka bağlı olsun.”
Başörtüsünün, Meclis başta olmak üzere kamunun her alanında serbest oluncaya kadar mücadelelerine devam edeceklerini söyleyen Gündoğdu, bu kararlılıktan asla taviz vermeyeceklerini ifade etti.
“Sonuca kadar gidecek bir eylemlilik kararı içindeyiz” diyen Gündoğdu, bu kapsamda Memur-Sen olarak yaptıkları eylemleri hatırlattı: “İlk önce binlerce kişiyle Meclis’in önünde bu yasağın son bulması için haykırdık. 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde ise kitlesel basın açıklaması yaptık ve sonrasında sivil itaatsizlik eylemlerini gerçekleştirdik. Nihayet imza kampanyası ile bu kararlığımızı devam ettiriyoruz.”
Gündoğdu, Memur-Sen’in özellikle temel hak ve özgürlüklerle ilgili yaptığı eylemlerin dikkat çektiğini belirterek, gündem oluşturma noktasında ciddi bir güç olduklarını kaydetti. Gündoğdu, Memur-Sen’in bu denli etkin bir mücadele içinde olmasının nedenini ise şu şekilde açıkladı: “Bizim anlayışımız sadece ücret sendikacılığı üzerine kurulu değildir. Bizim yaptığımız, değerler sendikacılığıdır. Hem sendikal kazanımlar hem de insani çalışmalar içindeyiz. Mazlumun sesi olmak, sıkıntısını gidermek, haksızlığa uğrayanın haklı mücadelesinde yanında olmak, savunduğumuz değerlerin bir gereğidir.”
Kadınlar Komisyonu’ndan gelecek her türlü proje ve öneriye açık olduklarını dile getiren Gündoğdu, Memur-Sen yönetiminin bu konuda açık çek verdiğini ifade etti. Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kadına dair her konuda yetkin, görüş belirtecek, çalışma yapacak, temsil ettiği kitlenin sesini duyuracak, onların dertlerine çözüm önerecek, çözüm bulacak bir yapılanma istiyoruz. Kadınlarımızı özgürlüklerine sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bu konuda yürüteceğiniz her türlü mücadelede sizinle beraberiz.”
Kadınlar, Örgütlenme Sürecine İvme Kazandıracak
Toplantının açılışında konuşan Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Berrin Sevil Kazancı ise, kadın hakları başta olmak üzere toplumsal konularda kamuoyu oluşturmak için öncelikle örgütlenmek gerektiğini söyledi. Kadınlarla birlikte örgütlenme sürecinin ivme kazanacağını belirten Kazancı, şöyle konuştu: “Kadınlar Komisyonu olarak konumuz ilk bakışta kadınlar olsa da ‘kadın’ faktörü söz konusu olduğunda, meselenin tam anlamıyla bir toplum meselesine dönüşmesi eşyanın doğası gereğidir. Yaradılışımız gereği nüansları yakalamaktaki gelişmiş hünerlerimiz, en ataerkil toplumlarda bile adı konulmadık bir şekilde etkilerimizi hissettirmemize, toplumları yönlendirmemize neden olmuştur. Bu durumun konfederasyonumuzca da doğru değerlendirilmesinin bir tezahürü olarak, Memur-Sen ve bağlı sendikalar ile bunların şubeleri bünyesindeki kadın komisyonlarımızın ciddi bir kazanç olduğu ve her geçen gün bu kazanımın daha da gözlemlenir olacağı öngörüsüyle faaliyetlerimize devam etmekte ve ivme kazandırmaktayız.”
Konuşmaların ardından Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdinç Yazıcı, ‘Birey Olmak-Kadın Olmak-Sendikacı Olmak’; Yazar Nurten Ceceli Alkan, ‘Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştığı Sorunlar, Çözüm ve Başarı Önerileri’ konulu seminer verdi.
ali sen hala burda mısın?Hani gidecektin? ç ok kahramansın gerçekten(!)sen bu((10 yıl önce) yaşa kadar neredeydin memleketin sana ihtiyacı var dı ?KAHRAMANIM BENİM GEÇ GELDİN AMA BİR GELDİN PİR GELDİN ASLKANIM BENİM:....