Yine adına yalaka dalkavuk ne derseniz deyin, ( biz ona kısaca YANDAŞ-SEN diyoruz. ) bu adamlar da, ne SANA nede İLKSAN’A üzülmezler öğretmenim. Çünkü bunların önceliği öğretmenin hakkı hukuku değil, öncelik kendi çıkarları ve ağababalarının âli (!) menfaatleridir. Bunlar menfaatlerine üzüldükleri kadar ne SANA nede İLKSAN’A üzülmezler. Bakınız Mine BATMAZ hocam bu tür adamlar için ne güzel söylemiş;
“Kul için Rahmana göstermelik secde etmiş Ölüye ağlamamış, diriye gülmemiş Önünü ardını hiç düşünmemiş Öp çemberi çık git dışarı. Ufuktan görülüyor Ömrünün akşam güneşinde Yolacaksın saçlarını. “ |
İLKSAN konusu 250 bin civarında öğretmeni ve ailesini yakından ilgilendiriyor. Burada 250 bin kişinin çoluk çocuğunun nafakası birikmiş ve bu insanların hakkı hukuku var. Bu çerçevede İLKSAN meselesine baktığımızda işte o zaman vicdanımızla konuya yaklaşmamız gerekir. Tabi ki bu kurumun sendikalar tarafından takip edilmesi, işte bu hak ve hukukun korunması için çok önemlidir.
İLKSAN üzerine, Eğitim Bir – Sen Genel Teşkilatlanma Sekreteri Ali YALÇIN ve nerenin yöneticisi olduğunu bilmediğim Eğitim Bir – Sen yöneticisi unvanını kullanan Melih DURMAZ haftada bir yazı yazarak güya öğretmenlerin hakkını hukukunu İLKSAN konusunda savunuyor gözükmeye çalışıyorlar. Ama gerçekler bu şahısların anlattığı gibi mi acaba yoksa bu İLKSAN birilerine batıyor mu? Birileri her şeyden öç alıyor ya! Yoksa öç mü alıyorlar.
Bir Türk Eğitim – Sen yöneticisi olarak İLKSAN konusu her açıldığında bu kurumu savunmak zorunda değilim. Çünkü bu kurumu Türk Eğitim – Sen kurmadı ve bu kurumda Türk Eğitim – Senin kurum olarak hiçbir çıkarı yok. Fakat öğretmenin hakkına ve hukukuna uzanan, ona zarar verecek eli Türk Eğitim – Sen olarak kırmakta boynumuzun borcu. İşte bunun için İLKSAN konusuna 1996 yılından bu yana müdahiliz. 1996 yılında içi boş olan, borcu olan bir sandıktı İLKSAN. Bırakınız kredi vermeyi, üyesine yarım maaş emeklilik yardımını üç ay sonra veriyordu. Çünkü kasada para yoktu. Bugün için 505 milyon ( Trilyon ) nakit parası olan bir kurum oldu. Yine yaklaşık 1 milyarlık mal varlığı var. Bu Türk Eğitim-Sen’in sandığı koruyup kollaması sayesinde oldu. Bunu hiç kimse inkar edemez.
Öğretmenin bugün getirildiği konum her kesin malumu. Öğretmenin içine düşürüldüğü duruma söyleyecek sözü olmayanlar İLKSAN konusuna sarılmış durumdalar. Geçen yıl ki yenilgiyi hazmedemeyenler buradan Türk Eğitim - Sene saldırmaya çalışmaktadırlar. Fakat buradan size ekmek çıkmaz benden söylemesi.
İLKSAN sahipsiz, öğretmen sahipsiz!
Bakınız İLKSAN’nın üç yöneticisini biz üyeler seçiyoruz. Dört yöneticisini ise bakanlık atıyor. Milli Eğitim Bakanı ise bu kurumun bütün denetiminden sorumludur. Ana statü gereği yönetim kurulunun almış olduğu karar Bakanın onayına sunulur. Bakan onay vermez ise alınan hiçbir karar uygulanamaz. Anlayacağımız işin başı bakanlık. Yani İLKSAN’ın başkanı aynı zamanda Milli Eğitim Bakanıdır diyebiliriz. Fakat bakan bu güne kadar hiç bu olayı sahiplenmemiştir. Diğer sandıklarda durum bu değildir. Mesela POLSEN ve OYAK’a baktığımızda, İçişleri Bakanı POLSEN sandığına sahip çıkmıştır. Yine OYAK’a Genel Kurmay Başkanlığı sahip çıkmıştır. Fakat Milli Eğitim Bakanları bu sandığa sahip çıkamamışlardır. Örneğin Genel Kurmay Başkanlığının da desteğiyle 2002’li yıllarda EGEBANK 60 Milyona (trilyon ) OYAK’ a satılmıştır. EGEBAK’ın ismi değiştirilerek OYAKBANK yapılmış bu banka ise birkaç yıl askerlere maaş vererek büyültülmüştür. Sonrasında ise bu banka 2,5 Milyar Dolara ( yaklaşık 3 katırliyon ) satılmıştır. Burada OYAK sandığının muazzam karı olmuştur. İLKSAN konusunda bakanlık topu taca atarak ne öğretmenine nede İLKSAN’a sahip çıkmamaktadır.
Burada Ali YALÇIN ve Melih DURMAZ, toplumu yanlış yönlendirerek öğretmenlere ve İLKSAN’a zarar vermeye çalışmaktadırlar. İLKSAN’a, hortum bağlayan afişleri hazırlayanlar , o hortumu İLKSAN’a bağlayamamanın üzüntüsünü yaşamaktadırlar. Bu konuda bakanlara ve başbakanlara tek söz söyleyememişlerdir. İLKSAN’ın durumu kötüye gitse bu insanlar zil takıp oynayacaklar.
Bakınız,SGK’da son bir yılda 5 Milyar TL kaçak oluşmuş. Bu yüzden akaryakıt başta olmak üzere elektriğe, doğalgaza vb bir çok şeye zam gelmiştir. Bu şahısların ve malum sendikanın bir eylemini ve yazısını gördünüz mü? Yine 2005 yılında memurların ve çalışanların emekli kesenekleri %1( yaklaşık ayda 30-35 TL ) artırıldı. Bu kesinti yaklaşık olarak İLKSAN’a kesilen aidat kadardır. Buna da ses çıkarmadılar. Emekli sandığından emeklilik ikramiyesinin ne duruma geldiğini bilmeyen yoktur. Eskiden emekli olan memur, emekli ikramiyesiyle, bir ev olabiliyordu. Son on yılda uygulanan politikalarla emekli olan memur, bir otomobilin yarısını dahi alamaz duruma düşürülmüştür. Bu konuda bu adamların bir yazısı var mıdır? Emekli Sandığı da İLKSAN benzeri kanunla kurulmuş bir sandıktır. Bu sandıkta olan bitenle ilgili tek söz etmeyenlerin samimiyetini sorgulamak gerekir. Bütün mücadelesini hükümetin öğretmen üzerindeki olumsuz politikalarını desteklemek üzerine kurmuşlar. AKP zarar etmesin öğretmenin hakkı ve hukuku önemli değil. Biz bunları toplu sözleşme ( paslaşma ) masasında gördük. Öğretmenler açlığa ve sefalete mahkum edildiğinde sesleri çıkmadı.
Şimdi haklı olarak tarafı olduğum öğretmenler adına soruyorum. Öğretmenleri itibarsızlaştırdıkları gibi,kendi güdümündeki birilerine, İLKSAN’ı itibarsızlaştırma görevi mi verildi? Yoksa birileri İLKSAN’ı suya sabuna dokunmadan tasfiye ederek öğretmenleri zarara mı uğratmak istiyor?
Burada Öğretmenler zarara uğrayacaksa, biz öğretmene uzanan o eli kırarız.
Bu beyler oturmuşlar hesap yapıyorlar. İLKSAN’ın parasını hesaplıyorlar. Benim öğretmenim o hesabı geçen yıl sandıkta yaptı. Ve size öyle bir ders verdi ki, anlaşılan öğretmenler tarafından verilen o dersi anlamamışsınız. Ben bir daha anlatayım. Kısacası öğretmenler size şunları söyledi;
- “Bakın kardeşim İLKSAN’ı batırmaya çalışacağınıza, bakana, başbakana kime gidecekseniz gidin. “
- “Deyin ki! Burada bizim üyelerimizin de hakkı var.
- “Bu sandığın arazilerine belediyeler el koymaya çalışıyor biz buna müsaade etmeyeceğiz.”
- “Yine her tarafa kaynak aktarıyorsunuz bu sandığa neden katkı yapmıyorsunuz.”
- “Sandığın yapısını demokratik hale getirin, artık bu sandığı öğretmenler yönetmek istiyor bakanlık buraya yönetici vermesin.” Deyin.
- “İLKSAN’I karalamakla bize bir şey kazandıramazsınız. Biz kazanmak istiyoruz kaybetmek değil. Bizim olan bu sandığın zarara uğratılmasına aç gözlüler tarafından yağmalanmasına müsaade etmeyin. Biz bu konuda ne Eğitim Bir-Sen denen sendikaya nede Eğitim-Sene güveniyoruz. Tek güvendiğimiz sendika Türk Eğitim-Sen” demişlerdir.
Sonuç olarak yaklaşık 15 yıldır İLKSAN konusunu takip eden ve bu son seçimde İLKSAN il temsilcisi olan bir öğretmen olarak “İLKSANIN İLK SANA İHTİYACI VAR ÖĞRETMENİM” demek gerekiyor. İLKSAN batacak diye hesap yapanlar ayrılsın ve paralarını kurtarsınlar. Bu iş bu kadar basit. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz. İleride İLKSAN Emekli Sandığı kadar Emekli yardımı verdiğinde peki kime ne diyeceksiniz. O zaman bu yazıları yazıp ulaşamadıkları eti mundar etmeye çalışanlar, sırtımızdan bu yazılar sayesinde kim bilir belki süper emekli milletvekili olurlar.
Birileri öğretmenlere ölümü gösterip, sıtmaya razı etme bataklığından çıksınlar. Kafalarını kuma gömdükleri gibi öğretmenleri de kirli, tozlu ve kumlu düşüncelerine alet etmesinler. Öğretmenler geleceğin aydınlık Türkiye’sini kurmasını da bilir, palavracılara tokat atmasını da bilir.
Gün senin, gelecek senin, İLKSAN senin öğretmenim…
Mehmet DİNÇ
Türk Eğitim-Sen Gaziantep Şube Sekreteri
İLKSAN Gaziantep İl Temsilcisi
Güncelleme Tarihi: 19 Ekim 2012, 00:00