'HEM DEMOKRAT HEM YASAKÇI OLUNAMAZ'

MEMUR-SEN ANKARA İL BAŞKANI VE EĞİTİM-BİR SEN 1 NOLU ŞUBE BAŞKANI MUSTAF KIR’IN “HEM DEMOKRAT HEM YASAKÇI OLUNAMAZ” KONULU BASIN AÇIKLAMASIDIR.

'HEM DEMOKRAT HEM YASAKÇI OLUNAMAZ'
 
             Başörtüsü yasağı demokratikleşmenin önünde engeldir                                                                                                                                                                                                   Ülkemizde her 10 yılda bir yapılan açık ve postmoderrn darbelerle demokrasi askıya alınmış, temel hak ve özgürlük alanları daraltılmıştır. Özellikle 28 Şubat sürecinde 8 yıllık kesintisiz eğitim bahanesi ile İ.H.L.nin orta kısımları kapatılmış, Kuran öğrenimine yaş sınırlaması getirilmiş, katsayı uygulaması ile meslek lisesi mezunlarının üniversiteye girişleri engellenmiş, hukuki dayanaktan yoksun başörtüsü yasağı ile kız çocuklarımız üniversite kapılarından kovulmuş, hanım kardeşlerimiz devlet dairelerinden tecrit edilerek eğitim, öğretim, çalışma ve sosyal güvence hakları ellerinden alınmıştır.
 
            Konjönktürel gevşeme var, ancak yasak hala sürüyor
            Son yıllarda darbelerle, darbecilerle hesaplaşma ve demokratikleşme adına önemli adımlar atılmıştır. Meslek Liselerine uygulanan katsayı adaletsizliği ve Kuran öğrenimine getirilen yaş sınırlaması kaldırılmış. İmam-Hatip Liselerinin Orta kısımları yeniden açılmış hatta İmam-Hatip Okullarının dışındaki okullara da Kur’an-ı Kerim, Temel Dini Bilgiler ve Siyer gibi seçmeli dersler bile konulmuştur. Ancak Başörtüsü yasağının uygulanmasında konjönktürel bir gevşemenin dışında yasağın kökten kaldırılması adına hala bir ilerleme kaydedilememiştir.
 
            Çünkü biz yasakçılığa karşı mücadelenin  öncü kuvvetiyiz.
             Biz Memur-Sen ve Ona bağlı sendikalar olarak kurulduğumuz günden bu güne kadar ülkemizde ve dünyada meydana gelen her türlü insan hakkı ihlallerine karşı mücadele verdik, vermeye de devam ediyoruz.
             Bu bağlamda başörtüsü yasağının sonlandırılması amacıyla başlattığımız 30 Kasım 2012 tarihinde TBMM önünde başlattığımız  ‘Kamuda Kılık-Kıyafet Özgürlüğü' eylemini, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde 81 ilde BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK’ adıyla yaptığımız eylemlerle devam ettirdik.
            Yine Eğitim-Bir-Sen olarak kılık-kıyafet özgürlüğü talebindeki kararlılığımızı vurgulamak adına, 2013 yılının ilk mesai gününde ülke genelinde işyerlerine serbest kıyafetle giderek, sivil itaatsizlik gösterdik. Şimdi de Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı sendikaların Genel Merkez ve Genel Merkezlere bağlı tüm Şubeler ve şubelere bağlı tüm temsilciliklerin tamamının desteği ile kamuda kılık-kıyafet özgürlüğü ve başörtüsü yasağının sonlandırılması amacıyla 9 Ocak – 8 Şubat 2013 tarihlerini kapsayacak şekilde başlattığımız “ÖZGÜRLÜK İÇİN 10 MİLYON İMZA” kampanyamızı ülke genelinde STK’larında desteği ile sürdürüyoruz. Çünkü biz yasakçılığa karşı kendini siper edenlerin öncü kuvvetiyiz.
 
            Atılan her  imza demokratikleşmenin önünü açacaktır.
            Yasaksız bir Türkiye talep edenlerin, kılık kıyafet özgürlüğü özlemi çekenlerin atacakları her bir imza, demokratikleşme adımlarını hızlandıracak, kadınlarımızın, kızlarımızın inandıkları gibi yaşamalarının, yetenekleri doğrultusunda kamuda görev alabilmelerinin yolunu açacaktır.
Bilindiği üzere 27 Kasım 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kılık kıyafet yönetmeliği ile imam-hatip okullarında ve seçmeli Kur’an derslerinde kız öğrencilerin başörtülü olarak derse girebilmelerinin, yolu açılmıştır., Bunun dışında kalan ilkokul, ortaokul ve lise ve üniversitelerde hala başörtüsü yasağı sürdürülürken, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan bayanlara uygulanan başörtüsü yasağının sonlandırılması konusunda ise herhangi bir düzenleme yoluna gidilmemiştir. Böylelikle 12 Eylül 2010 referandumuyla özgürlük alanlarının genişletilmesi için demokratik adımların atılması yönünde beklenti içine giren halkımızın umutları bir kez daha boşa çıkarılmıştır.
 
 
Hem  şiddete karşı korunuyor, hem hakları gaspediliyor
             Devlet bir taraftan kocasından, yakınlarından şiddet gören kadını yasalarla ve güvenlik tedbirleri ile korumaya çalışırken, hukuki dayanaktan yoksun başörtüsü yasağı sebebiyle başörtülü kadınların milletvekili seçilmesinin kamu hizmetinde görev almasının öğrenim görmesinin önüne engel koyarak şiddeti bizzat kendisi uyguluyor.
            Hayatın hiçbir alanında; yasada, anayasada, evrensel hukuk metinlerinde suç sayılmayan başörtüsünün iç tüzük, yönetmelik ve genelge gibi düzenlemelerle yasaklanması, Milletvekilini, Muhtarını Belediye Başkanını, Bakanını, Başbakanını, Cumhurbaşkanını seçebilen kadınlarımızın Milletvekili seçilememesi seçilene de haddi bildirilerek meclisten dışarı atılması ülkemiz ve demokrasi adına utanılacak bir durumdur.
 
            Başörtüsü yasağı cuntacıların ve din düşmanlarının projesidir
             Başörtüsü yasağı oligarşik bürokrasinin, cuntacıların ve din düşmanlarının ortak projesidir. Başörtüsü yasağına sessiz kalmak, darbecileri, cuntacıları haklı çıkarmak demektir. Bu yasak demokrasi, özgürlük ve inanma hürriyetinin önüne konulmuş bir engel olup, çağımızın ve ülkemizin en büyük ayıbıdır. İktidar kamuda akademide, yargıda, eğitimde, sağlıkta, sporda siyasette ve tüm mesleklerde istisnasız başı örtülü veya başı açık, kravatlı veya kravatsız, sakallı veya sakalsız ayırımı yapmaksızın kılık kıyafeti serbest bırakan yasal düzenlemeyi bir an önce yapmalı bu ayıptan ülkemizi ve milletimizi derhal kurtarmalıdır.
 
              Hem demokrat hem yasakçı olunamaz.
   Her biri bir dilekçe mesabesinde olan 10 milyon imza ile hükümeti son kez uyarıyoruz.Hem demokrat,hem yasakçı olunamaz. Herseçim döneminde tahmin edilenin üstünde oy alarak, seçim kazanan ve demokrasi, insan hakları ve özgürlük alanlarının genişletme vaadiyle iktidar olan, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümetine artık halkın sesini duy, taleplerini gör özgürlüklerin önünü aç, başta başörtüsü olmak üzere tüm yasakları tarihin karanlık sayfalarına göm diyoruz. Biliniz ki, halk; sesini duymayanları, taleplerini görmeyenleri ve yasakçı iktidarları tarihin karanlık sayfalarına gömmüştür.
Güncelleme Tarihi: 05 Şubat 2013, 00:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER