Her fırsatta YÖK’ü kaldırmayıp yeniden yapılandıracağını söyleyen AKP, genel seçimler sonrasında nasıl bir üniversite oluşturacağını, izlediği şiddet politikalarıyla göstermeye devam etmektedir.
AKP, neoliberal politikalar çerçevesinde üniversiter sistemi yeniden yapılandırarak, “eğitimin bir meta haline getirildiği ve sermayenin yeni kâr sahası olarak inşa edildiği, üniversitelerin şirket gibi çalışan yapılara dönüştürüldüğü, iş güvencesinin ortadan kaldırıldığı ve üniversite yönetiminin sermaye temsilcilerinin eline bırakıldığı” bir yükseköğretim modeli oluşturmayı hedeflemektedir. Bu süreci yönetirken katılımcı bir yapıyla hareket edildiği izlenimi vermeye çalışan AKP’nin maşası YÖK ise üniversitelerin asıl bileşenlerinden olan öğrenciler ile eğitim ve bilim emekçilerini her türlü baskı ve şiddet politikalarıyla dışarıda bırakmayı amaçlamaktadır.
Bu kapsamda YÖK’ün İstanbul’da “Swissotel’de” düzenlediği Uluslararası Yükseköğretim Kongresi’nde “ileri demokrasi muhafızları” yine demokratik haklarını kullanarak kamusal, özgür, bilimsel ve demokratik üniversite talebini seslendirmek isteyenlere yine “orantısız” şiddet uygulamıştır. Ellerine geçirdikleri sopalarla öğrencilere saldıranlar, “görevinin gereğini” yerine getirmekle “ödüllendirileceğinin” bilincindedir. Çünkü polisin yasal şiddeti artık yaşamımızın içine sirayet ederek sıradanlaştırılmak istenmektedir. Daha birkaç gün önce Ankara Üniversitesi DTCF’de, oğluna yapılan faşist saldırılar hakkında fakülte Dekanıyla görüşmek isteyen bir ailenin özel güvenlik tarafından linç edilmek istenmesi, üniversiteleri kuşatan şiddetin boyutlarını göstermektedir.
AKP’nin sermaye çevreleriyle kol kola girerek üniversitenin asıl bileşenlerini dışarıda bıraktığı bu süreçte esnek geçişi hedeflemesinden kastının ne olduğu artık daha iyi anlaşılmıştır. Esneklikle ifade edilmek istenen kamusal, özgür, bilimsel ve demokratik üniversite talebini dillendiren herkesin, ayrım yapılmadan polis şiddetine ve disiplin soruşturmalarına maruz kalacağıdır.
Eğitim Sen olarak yürütülen süreci başından beri yakından takip ettiğimiz bilinmelidir. Üniversitelerimizi AKP’nin, YÖK’ün ve polisin şiddetine terk etmeyeceğiz. Sendikamız üniversiteler üzerindeki baskıcı her türlü politikaya karşı mücadele etmeye devam edecektir. Öğrencilerimize gaz, cop ve gözaltı ile yönelen polis şiddeti ile öğrencilerimiz hakkında açılacak soruşturma ve davalar karşısında sendikamız Eğitim Sen tüm gücüyle mücadele edecek, bu sürece karşı koyacaktır.
